Marinette
Her zamanki gibi çalıştığım kafe-pastane den ayrılmış , evime gidiyordum. Ayakkabılarımın çıkardığı sesler boş sokakta dağılırken esen soğuk tüzagarda titredim. Ellerimi dudaklarımın aradından çıkardığım ılık nefesimle ovalamaya başladım..
...
Eve gelir gelmez duşa girdim ve bedenimdeki soğukluğu sıcak suya taşıdım. Su da alıp gitmiştir.
Birkaç dakika süren kısa duşumdan sonra odama geçiş yaparak birkaç kahvaltılık atıştırdım. Yediklerimi geri yerleştirip yavaş ve yorgun adımlarla odama doğru gittim. Açık kahve çarşafı kaldırıp yumuşak yatağımın içine girdim. Çarşafımı da üzerime örterek derin bir uykuya kendimi bıraktım. Yarın olacaklardan habersiz..
...
Camdan göz kapaklarıma kadar gelen güneş ışınlarıyla uyandım. Yatakta boş boş bir oraya bir buraya yuvarlanarak birkaç dakika harcadıktan sonra ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım.
Evden çıkıp işimin yoluna giderken nedenini bilmediğim bir şekilde huzursuzdum. Belkide sadece kendimi kandırıyordum. Daha az film izlemem gerek!
Sonunda işe gelebilmiştim. Hızlıca birkaç masanın siparişini alarak istediklerini götürdüm. 13 numaralı masaya doğru gitmeye başladım. Siyah kedi? Galiba maskeli bir balodan çıkmış? Her neyse yanına giderek gülümsedim.
Mari- Merhaba Efendim. Ne isterdiniz?
Kedi- Nescafe istiyorum.
Mari- Tabi Efendim nescafeniz geliyor.
Sesi yumuşak ama erkeksi çıkmıştı. Acaba kimdi? Maskesinin siyahlığında yeşil ve parlak gözleri daha çekici görünüyordu. Nescafe bardağını elime alarak makinenin altına tuttum.
Hızlı ama dikkatli bir biçimde masaya ilerlemeye başladım. Kahveyi masaya koydum.
Mari- Buyrun Efendim , kahveniz.
Kedi- Teşekkür ederim.
Gülümseyerek diğer masalara bakmak için gidecekken kolumu tuttu. Arkama dönerek sorgulayan bakışlar attım.
Mari- Buyrun Efendim?
Kedi- Evlere sipariş götürüyor musunuz?
Mari- Tabi ki. Buyrun.
Diyerek üst cepimden kafe-pastane mizin kartını verdim. Gülümseyerek aldı ve deri kıyafetinin cebine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığında Bilinmeyen
Random~Ay ışığında iki aşık~biri bilinmeyen~diğeri bilinmeyeni bilen~