Sonbaharı severdi ama aslında sonbaharı değil de ona yüklenen anlamları sevdiğinin farkındaydı. Ayakkabılarının yazlık ve su alıyor olmasına aldırmadan su birikintilerine basıyor, nefes aldıkça ciğerlerinde hissettiği ama onu üşütmeyen soğuğu ayaklarında da hissetmeyi seviyordu. Yolun kenarındaki çalılıklara ilginç bir hazine bulma umuduyla bakarken yeşilin ne kadar hızlı yok olduğunu düşündü. Belki de tahribat sonbaharın karakterinde vardı. İnsanlar bu yüzden sonbaharı seviyorlardı kendilerine benzettikleri için. İçindeki hüznün yok olan yeşille mi yaklaşan felaketle mi alakalı olduğunu anlamaya çalıştı.
Fakülteden eve yürümesi yarım saat sürüyordu. İnsanların yürümek yerine tekerlekleri olan çirkin metal bir kutuyu tercih etmelerine anlam veremiyordu. Kendi deyimiyle "Anlamadım, anlamıyorum ve anlamayı da reddediyorum." diyordu. Ama bu yürüyüşün de can sıkıcı kısımları olduğunu inkar edemezdi. Özellikle de sürekli yoğun olan hastanenin etrafından dolaşırken çok rahatsız oluyordu. Hastanedeki insanlar mutsuzdu ve hayatının bazı dönemin de bu hastanedeki insanlar kategorisine ait olacağını biliyordu.
Bu mutsuz yerin kıyısında bile su birikintilerinden vazgeçmedi. Yarım saatlik yürüyüşü sıkılmak için yapmıyordu. Ayrıca burda her gün yağmur yağmıyordu. Fısıldayarak hastanedekilerden özür dileyip su birikintisine doğru yürüdü. Birikintiye attığı ilk adımda ayağına takılan şey yüzünden kayıp suyun içine düştü. Soğuğu sadece ayaklarında hissederken güzeldi tüm vücudunda değil. Belli ki hastanedekiler özrünü kabul etmemişti. Daha yolun yarısını bile yürümemişti. Hava soğuktu ve üstündekiler artık ıslaktı. Hastanedeki insanlar kategorisine eklenmesi artık çok yakındı en azından bunu biliyordu. Kendisine bunu yapan şeyi öğrenmek için suyu ayağıyla hafifçe yokladı. Onu düşüren şeyin taş ya da onun gibi bir şey olmadığı kesindi. Ne olduğunu merak ederek elini çamurlu suya daldırdı. Sadece garipsedi. Elindeki şey eski bir balerin heykelciğiydi. Anlaşılamaz mizah anlayışına göre bunun komik olduğuna karar verdi. Sırılsıklam bir halde elinde heykelcikle sanki her şey normalmiş gibi yürümeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balerin
Fiksi UmumBir gazeteci adayının her gün önünden geçtiği hastanede bitmiş ama unutulmamış bir hikaye keşfetmesinin hikayesi. Geçmişin bu güne yansıması ve meslek olarak seçtiği gazeteciliğin karakteri olduğunu fark eden bir genç.