"Bana bunu neden yapıyorsun ?" üzerime doğru gelmesini umursamayarak gözlerinin içine bakmaya başladım.
"Çünkü sen benim Eğlencemsin. Ve şimdi beni eğlendir bakalım" söyledikleri gözlerimi büyütürken, dudakları çoktan boynumda gezintiye çıkmıştı.
"...
Babamın yanından sinirli bir şekilde ayrıldım. Gerçekten merak ediyorum hangi baba oğlundan hırs ve kin yapmasını ister ki? Üstelik de bunu kardeşim bildiğim bir insana yapmamı istemesi. Anlayamıyordum onu gerçekten.
Hızla yürüyerek kapıdan dışarı çıktım. Bu sinirle araba sürersem kaza yapardım. Ölmek benim için güzel olurdu fakat annem için bunu yapamazdım. Zaten her şeye onun için katlanıyordum. Durakta oturarak sinirlerimin geçmesini bekledim. Sakinleşmeye başlıyordum. Bir kaç dakika sonra bir otobüs geldi. Hangi hat olduğuna baktığımda Taehyung'ların oraya gittiğini fark ettim. Hemen ayağa kalktım ve cüzdanımdan kartımı çıkardım.
Otobüse bindim. En arka koltuğa doğru ilerledim. Bana göre otobüste ki en güzel yer burasıydı. Otobüste ki insanları incelemek istedim. Arada bazı güzel kızlar vardı. Birkaç tanesiyle göz teması kurmaya başladım. Hepsi üflesem şuracıkta eriyip, buhar olacakmış gibi bakışlar atıyordu. Gerçek kişiliğimin nasıl birisi olduğunu bilseler acaba o bakışları atarlar mıydı?
Karşımda dikkatle beni süzen kızı görünce duraksadım. Açık kahverengi gözleri, dolgun dudakları. Bugünkü eğlence güzel olacaktı, beni hiçbir kız reddetmezdi.
Gösterişli kıyafetlerinin arkasına saklansa da saf olduğu bakışlarından belliydi. Olsun fark etmez. Gözlerinin içine baktım ve zevk uyandıran bir şekilde güldüm. O anda kıpkırmızı oldu ve ayağa kalktı. Bir an şaşırmıştım fakat belli etmedim. Benden kaçıyordu ve sanırım inecekti. Kimse benden kaçamaz.
Utanması ve zoru oynaması..
Bu onu daha da çekici yapıyordu. Orta kapıya doğru yol aldı ve kapılar açılınca indi. Arka kapıdan indiğimde beni görmemişti. Yavaşça bir yere doğru yürüyordu. Kısa bir süre sonra bir sokağa yöneldi. Girdiği sokağa doğru ilerledim ve Taehyung'a mesaj attım.
Gönderilen: Taehyung
Bugün kü eğlence size doğru geliyor. Sakın ürkütmeyin.
Gönderen; Taehyung
Tamam merak etme sen. Kızı korkutmayız ama bizi de görürsün artık ,)
Şu çocuk hiç akıllanmayacaktı. Telefonumu cebime koydum ve onlara doğru ilerledim. Kafamda akşamın planlarını yapıyordum belki akşama kadar sürmezdi. Sokağa geldiğimde onu sıkıştırdıklarını gördüm. Biraz sinirlendim çünkü benim olana dokunulmasını sevmiyordum. Taehyung kıza doğru yürürken sakin bir şekilde
"Bugünkü eğlencemiz hazır mı? " diye seslendim
Hepsi aynı anda bana baktı.
Gözlerimiz buluştuğunda yüzüme bir sırıtış yerleştirdim. Beni görünce çok şaşırmıştı. Korku içinde etrafına bakıyordu. Yavaş adımlarla yürümeye başladım. Ona iyice yaklaştım. Çok fazla geriliyordu. Elimle çenesini kavradım ve kafasını yukarı kaldırdım. Gözlerimi gözlerine sabitleyince ağlamak üzere olduğunu gördüm. Birazdan olacaklardan habersizdi. Çok eğlenecektik çok...
"Bu güzelliğinin bir bedeli olmalı değil mi?"
"Haa? Ne bedeli? Ayrıca-" Bir an duraksadı. Sonra toparlanıp konuştu.
"Psikopat mısın sen pis, iğrenç sapık? Her gördüğün kıza böyle mi yapıyorsun."
"Evet " dedim normal bir konuşmaymış gibi.
"Anlamadım? " şaşırmıştı. Psikopat olmama yada ona yapabileceklerime şaşırmıştı. Ya da her ikisi de ona fazla gelmişti.
"Anlamayacak ne var." dedim. Bayılacak gibiydi. O sırada Hoseok'un pis sırıtışlarını gördüm.Hoseok'a baktım ve gitmesi için işaret ettim. Anında sırıtmayı kesti ve Tae ile beraber gittiler. Yüzümü tekrar kıza çevirdim. Az önceki gibi değildi
Sanki biraz cesaret mi gelmiş?
"Şimdi sana mı gidelim bana mı? " Çenesindeki elimi tutarak itti
"Sen kendini ne sanıyorsun be!" bu tepkileri hoşuma gidiyordu. Birden yüzüme tükürdü. Elimin tersiyle yüzümü sildim.
"Ağırdan satıyorsun kendini, küçük sürtük. Hoşuma gitti "
Dudaklarını araladı ve bir şey söyleyecekken bir anda sustu. Arkama doğru gözleri kaydı ve "İmdatt!" diye bağırdı. O sırada polis arabasının sirenleri ile yan sokaktan geçtiğini anladım. Elimi hemen kızın ağzına götürdüm.
Onu susturmaya çalıştım ama avucumu ısırıp daha sonra kasıklarıma vurduğu darbeyle acı içinde inledim. Ellerimi ağzından götürüp yere yığıldım. Acı içinde kıvranırken kaçmaya çalıştığını gördüm. Avucumun acımasına rağmen ayak bileğini tutmaya çalıştım. Ama hırçınımız ayağıyla elime basınca dayanamadım ve bıraktım. Koşarak uzaklaşmaya başladı.
Bu acının karşılığını ödemek zorundaydı. Kaçmasına izin verdim. Çünkü eğlenceyi yarıda bırakmak istemedim.
"Akşama görüşürüz küçük eğlence"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jung Hoseok
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
