Rüyayı Değişmek

3.6K 131 20
                                    

Sabah saat 05.10

Yataktan aniden doğruldum. Gözlerimi açtım etrafıma bakındım. Çift kişilik yatakta kardeşim yanımda huzurla uyuyordu. Korkuyordu geceleri tek yatmaya , bende onu öcülerden korumak için cesur bir savaşçı olarak onunla uyuyordum. Ellerimle sırtımı kolaçan ettim. Sırılsıklamdı. Kalbimse saniyede milyonlarca kez çarpıyordu. Yine kabus görmüştüm. Ellerimi göz altlarıma götürdüm ve tabiki yine ağlamıştım. Yataktan kalktım ve odadan çıktım. Salonun kapasından içeri baktım. Babam oturmuş gazete okuyordu.

Babam benim , dağ gibi babam. Hep erken kalkardı , sevmezdi tembelliği. Babam benim , kızını prensesim diye seven babam ,kızının bir istediğini iki yapmayan babam. Ben sana hiç layık bir evlat olamadım babam.

Babam gazeteden başını kaldırdı ve beni gördü.

‘’Ne oldu kızım? Sen erken uyanmazsın. Niye sapsarı senin yüzün?’’

Yavaş adımlarla babamın yanına gittim. Yanına oturdum ,kollarının altına girdimi, kocaman göbeğinin üstüne kolumu attım. ‘’Kabus gördüm baba’’

Babam gülümsedi. ‘’Ne gördün bakalım prensesim?’’

‘’Hatırlamıyorum baba, kötüydü ama’’

Yalan söylemiştim babama , hayatımda en çok değer verdiğim adama.

Her ayrıntısını hatırlıyordum rüyanın.

Ve rüyaların 7 saniye olduğuna katiyen inanmıyorum.

En iyisi ben anlatmaya başlıyayım…

Bembeyaz bir mekandayım. Karşımda sevdiğim adam.

Boş boş bakıyoruz birbirimize. Ben onun gözlerinde kayboluyorum aslında. Bir kere bile yakından bakamadığım o gözlerin haritasını bile çıkarırım. Gözlerine bakınca içlerini görüyorum.

Ama o bomboş bakıyor. Bana olan hisleri gibi bomboş.

Dayanamıyorum döküyorum içimdekileri, daha fazla dayanamıyorum:

‘’Nerede hata yaptım? Söyle bana , bakma gözlerime  boş. Sevmedim mi seni? Yanmadım mı hasretinden. Kaç aydır yüzünü bile görmedim ama yine sevdim. Ben senden başkasını sevmedim. Kimseye  bakmadım, gözümü bile kaydırmadım. Hiç mi sevmedin ya beni? Madem sevmedin ey sevdiceğim, bu dünyada da öbür dünyada da seveceğim, niye baktın gözlerime öyle güzel. Niye o lanet okulun koridorlarında bana öyle uzaktan da olsa güzel baktın. Niye?’’ 

Hala çok boş bakıyor bana. Ama sonra birden yamuk bir gülüş atıyor. Hiç göstermeden dişlerini.

O gülüyor ve benim için rüyada bile zaman duruyor. Aşık olduğum adamın gülüşü. Gülüşüne aşık olduğum adam.

Birden etraf kapkaranlık oluyor. Bir yerden düşüyorum sanki tek başıma. Rüzgar yüzüme vuruyor. Çığlık atmıyorum. Özgür hissediyorum. Ve birden beyaz bir zemine düşüyorum. Hani şu hastane odalarında yerde olan siyah noktalı taşlar. Ellerimden destek alarak doğruluyorum.  Bir hastane odasındayım.  Bir hasta yatağı. Üzerinde bir kadın. Kucağında bebeği , kafasında kırmızı kurdalesi.’’

Gülümsüyor kocaman. Bir de onların üzerine eğilmiş bir adam var kenarda arkası dönük.

Arkadan bile tanıyorum sevdiğimi. Aslında gölgesinden bile tanırım.

Bebeği seviyor , kadını başından öpüyor. Yaklaşıyorum ona doğru. Dürtmeye başlıyorum onu bana baksın diye. Fark etmiyor. Kimse görmüyor beni. Bağırmaya başlıyorum.

‘’BAKSANA BANA! GÖRMÜYOR MUSUN BENİ? BURDAYIM , BAK BANA GÖR BENİ!’’

Ama fayda yok görmüyor, kadına bakıyor sadece. Çenesini okşuyor. Bebeğe bakıyorum. O an rüyada bile kanım çekiliyor. Küçüklüğümü görüyorum. Teyzemin doğduğum gün çektiği fotoğraftaki bebek kadının kucağında. Birkaç adım geriliyorum. O an sevdiğim dönüyor arkasını , yüzünü görüyorum. Ağzı kulaklarında.

‘’Görüyor musun Selin? Babayım artık ben , baba!’’

Sevdiceğimi böyle mutlu görmek. Onun mutluluğu bana buruk bir mutluluk veriyor.

Koşuyorum ona sarılıyorum. İçim kanıyor, sarılıyorum.’’

‘’Görüyorum, sen harika bir baba olucaksın.’’

Daha fazlasına gücüm yetmiyor. Kelimeler birbirine karışıyor. Odadan çıkıyorum. Annemin çalıştığı hastanenin koridorları. Her köşesini bildiğim hastanenin merdivenlerine doğru gidiyorum. Daha fazla gücüm kalmıyor. Demirliklere tutunup çığlıklar atıyorum. Hüngür hüngür ağlıyorum. Bir an yaşlı gözlerle merdiven boşluğundan aşağıya bakıyorum.  Gittikçe siyahlaşıyor. En alt kat morg.

Bir ayağımı merdiven korkuluğunun üstüne atıyorum. Sonra diğerini. Artık korkuluğun üstünde oturuyorum. Aşağı bırakıyorum kendimi gözlerimi kapatarak.

Son sözlerim ‘’Daha fazla uzatmaya gerek yok bu hayatı.’’ Oluyor ve gözkapaklarımdaki son görüntüde sevdiğimin görüntüsü oluyor.

İşte böyle bir rüya gördükten sonra. Okuluma gidip her zamanki günlerimden birini geçirdim. Arkadaşlarla lak lak  , sahte gülüşler. Depresyonun dibini sıyırıyorum ama çok iyi mutlu taklidi yapıyorum.

Eve geldiğimde akşam annem ve babamla eski resimlere bakıyorduk. Albümleri ortaya saçmışız.

Elime bir albüm geliyor. Benim çocukluğum. Çok güzel resimler hepsi. Annem bana bir kere giydirdiğini bir daha giydirmezmiş. Emziklerimin renkleri hep kıyafetime göreymiş. Canım annem benim. Aşkım annem.

Sayfayı çeviriyorum. İlk fotoğrafa bakıyorum. Çilek desenli elbisesinin içinde , kırmızı şapkalı bir kız ve onun elini tutan uzun boylu Tarık Akan saçlı bir adam.

Kanım vücudumdan çekiliyor o an. Sevdiğim adam ne kadar da benziyor babama.

‘’Baba,  kızlar babalarına benzeyen erkeklerden hoşlanırmış biliyor musun?’’ diyorum.

Babam kahkaha atarak bana dönüyor.

‘’Küçük hanım , bana benzese bile seni kimselerle paylaşamam. Boşuna ümitlenme.’’

Babam benim , canım babam.

O gece uyurken yine kabus görmekten korkuyorum. Duamı ediyorum ve uyuyorum.

Rüyamda gördüklerim kısa ama anlatılması gerekir:

Yine bembeyaz bir mekan yine karşımda sevdiğim.

Bu sefer ağlıyorum . Hüngür hüngür hiç konuşmadan. Konuşacak bir şey kalmamış çünkü. Kelimeler kifayetsiz.

Sarılıyor bana sevdiğim. Okşuyor başımı. Geldim diyor geldim. Ağlama geldim.

Uyanıyorum nahoş bir mutlulukla. Gelmişmiş sen ancak rüyama gelirsin zaten. Sabah İstanbul da eğlen coş , akşamda zavallının rüyasına gir.

Saçma saçma konuşarak kendimi eğlendirerek okula gidiyorum.

Arkadaşlarımla öğlene kadar takılıyorum , derslere falan giriyorum. Bakmayın böyle dediğime okulda harbi eğleniyorum. Unutuyorum yani dertlerimi biraz.

Sonra öğle tatili geliyor. Arkadaş grubumla merdivenlerden iniyoruz. Birbirimizle şakalaşarak , gülerek , spastik hareketler yaparak. Kimseden çekinmiyorum okulda. Sevdiğim adamı geçen sene mezun ettim ya artık kime rezil olsam umurumda değil.

Kantine inen  5 adet merdiveni de iniyorum. Kantinin kapısından giriyorum ve işte karşımda.

Sevdiğim adam karşıki masada oturmuş , gözlerini dikmiş bana bakıyor. Gelmiş.

NOT: Tüm o güzel yorumlarının ve mesajlarınız için teşekkür ederim. Beni dünyalar kadar mutlu ediyorsunuz. Benimle aynı şeyleri yaşayan insanlar görüyorum. Yalnız olmadığımı anlıyorum. Güç veriyorsunuz. Teşekkürler. O güzel yorumlarınızı bekliyorum. Görüşleriniz çok önemli. Sevgiyle ve umutla kalın. xox

DeğişmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin