HEY!
Merhaba değerli okurlarım!
Yaza kilo verme ve değişme hayalleriyle başladık değil mi? Tamam hepimiz bu hayallerle başladık. Hangimiz hayallerini gerçekleştirebildi? Umarım çoğunuz bu hayallerinizi gerçekleştirmişsinizdir ama maalesef sizin bu sevgili, iradesiz yazarınız bu hayallerini hiç gerçekleştiremedi...
Evet, üzücü ama gerçek. Ben zayıflamayı, değişmeyi çok istiyorum ama sadece kendim için. Hiçbir zaman sevgili yapmak, insanları kıskandırmak gibi düşüncelerle bu hayalleri kurmadım. Çünkü bu sene sevgililerim de oldu, güzel bir çevrem de ve sanırım bunların devamında gelen kıskançlıklar :)
İnsanın önemli olan kendini mutlu etmesidir. Devamı zaten güzelliklerle geliyor. Bugün eski yazdıklarımı ve siz değerli okurlarımın yorumlarını okudum. Ve bir de ne göreyim ben bu kitabı yazma amacımdan şaşmışım. Çok da güzel yorumlar almışım ama amaç kaymış. Ben aşkımı anlatmışım size, siz de benim derdime ortak olmuşsunuz. Çok da güzel olmuş. Ama artık amacımıza geri dönelim. Amacımız ne mi? Kitabın isminde de belli ettiğim gibi: DEĞİŞMEK!
Bu bir kişisel gelişim kitabı değil sevgili okurlarım. Bu kitabı yakın bir arkadaşınızın günlüğü gibi düşünün. Çünkü ben sizi gayet yakın bir arkadaşım olarak görüyorum.
Değişmek, değişmek, değişmek...
Kelimeyi söyledikçe anlamsızlaşıyor. Hayat da böyle, bir şeyi çok kez yaşayınca anlamsızlaşıyor.
Değişmek o kadar kapsamlı bir kelime ki biz biraz özele inelim.
Neyi değiştirmek istersiniz? Dış görünüş, sevmediğiniz bir huyunuz, konuşma şekliniz? Önce bunu seçmemiz lazım.
Sonra bu seçtiğiniz şeyleri siz mi değiştirmek istiyorsunuz yoksa başkaları mı diye düşünün. Eğer başkaları için bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, lütfen yapmayın. Sizin hayatınızda ki her şeyi siz yaşarsınız. Acınızı, sevincinizi siz tadarsınız. Belki bir tek aileniz sizden çok hisseder acınızı. Ama yine en çok size dokunur ucu. Sizinle kilonuz için dalga geçen biri yüzünden değişmek mantıklı mı? Yani o gereksiz insan sizin için bu kadar değerli mi? Asla olmamalı. Siz kendiniz için değişmelisiniz. Aynaya bakınca ''Vay be! Ne güzel kızım, şu fiziğe, şu yüze bakar mısınız?'' demenizi istiyorum. Bu asla ego değildir. İnsanın kendini şımartmasından daha güzel ne olabilir? Hep etrafımızdakileri mi öveceğiz? İnsan önce kendini mutlu edecek. Sonra başkaları memnun olursa olur, olmazsa da keyifleri bilir.
İnsanlara '' Sana ne?'' demeyi öğrenin. Bu ayıp bir kelime falan değildir. Çok yararlı bir kelimedir. Biri size '' Kilo versen güzel kızsın.'' Derse ona ''Sana ne?'' deyin. Çok rahatlayacaksınız. Çünkü sizin kilonuzdan ona ne? Sizin giyemediğiniz şeylerin, yiyemediğiniz yemeklerin sıkıntısını onlar çekmiyor. İnsanlar yaşamadıkları şeyleri çok güzel ve acımasızca yargılarlar. Ama bu konuda da içinizi rahatlatacağım. Eğer Allah'a en ufak bir inancınız varsa, sizi eleştiren herkesin, gelecekte sizi eleştirdikleri şeylerle sınanacağını unutmayın.
Ben Rabbime inanırım, onun sözlerine güvenirim, siz de güvenin.
Zayıflayın, yüz maskeleri yapın, manikürünüzü düzenli yaptırın, saçlarınıza bakım yapın kızlar! Ama bunu başkaları için değil kendiniz için yapın. Aynaya bakınca oradaki görüntüden mutlu olup, gözlerinizin içini güldürmek için yapın! Ben sizden bunu istiyorum.
Sen kimsin?
Nelerden hoşlanırsın?
Seni ne mutlu eder?
Tek bir dilek hakkın olsa ne isterdin?
Kendinize bu soruları sorun. Başkalarının düşünceleri içinde kaybettiğiniz kendinizi bulun. Sizin en değerli varlığınız yine sizsiniz. Herkes sizi terk etse, yine kendi kendinize ayağa kalkacaksınız.
Benim tek bir dilek hakkım olsa, ailemle hep böyle mutlu kalmak isterdim.
Peki siz ne söylerdiniz?
Siz kimsiniz? Diye sorduğumda adınız soyadınız dışında ne cevabı verirsiniz?
Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz?
Benim sizi böyle kilit sorularla boğduğuma bakmayın. Bu soruları ben de cevaplayamıyorum bazen. Ben de sizinle tamamlıyorum kendimi, yavaş yavaş...
Ben Sezen Aksu'nun şarkılarını çok severim mesela. Arabesk müziğe bayılırım. Müslüm Gürses dinleyince tamamlanırım. Yeşilçam müziklerinde mutlu hissetmişimdir hep. Hiç yemek ayırmam. Şıpsevdiyim, severim ama güvenmem kimseye. Şıpsevdiyim dediğime bakmayın lütfen, sevmek farklı aşk çok farklı. Aşkımı ve ona hiç sahip olamayışımı siz okurlarım bilirsiniz. Güvenmeyişim de çok güvenim kırıldığındandır. Bir süre sonra bırakıyor insan güvenmeyi. Ne gereği var?
Bu yazımda da benden bu kadar çıktı. Yarın yeni bir güne başlayalım hep birlikte. Umutlu bir güne ve en önemlisi kendinizi şımartacağınız bir güne.
Sizden bir isteğim olacak. Bu yazının altına neyinizi değiştirmek istediğinizi yazar mısınız? İsterseniz mesaj da atabilirsiniz. Mesajlarım çok yoğun ama emin olun tek tek bakacağım. Ve bir de bana kendinizi tanıtmanızı isterim. Kendinizi bana bir mesajla tanıtın! Bir dahaki yazımın ilhamı olun!
Kendinize iyi bakın, bol şımarıklıklar :)