(1) ◄Giriş, Gelişme ve Yok Oluş►

160 67 37
                                    

Bölüm şarkısı: S. J. Tucker- Witch's Rune

İyi okumalar dilerim.

__

Düzeni sağlamak için ödenen her bir bedel, seni felakete bir adım daha yakınlaştırır.

"Ulaşamıyorum." yüzünde oluşan ifade, odanın havasını dahi endişeye maruz bırakıyordu. "Çok uğraştım bugün ama hiçbir şekilde ulaşamıyorum."

Aslında bunu söylemese de, sadece fiziksel olarak ona bakılsa, zaten anlaşılıyordu. Çünkü kızaran gözleri, solgun yüzü ve şişmiş göz torbaları onu her türlü ele veriyordu. Yanındaki adam sinirle, kalın parmaklarını gür ve ağaran saçlarına daldırdı. Neden bir türlü ulaşamıyorlardı?

Daha önce hiç böyle bir şey ile karşılaşmamışlardı. Bu sebepten ötürü ne yapacaklarını bilmiyor, yaşadıkları bu çaresizlik onları âdeta giz taşkınında boğuyordu.

Yaşlılığın ardında getirdiği buruşmuş göz kapaklarının içinde yatan göz bebeklerini, karşısındaki adama dikti. "Sorun ne henüz bilmiyorum, ama elimiz kolumuz bağlı beklemek, hiçbir mantığa sığmıyor. Madem Axel'a ulaşamıyoruz, o hâlde düzenleyicilerden yardım isteriz ve Vitos ile görüşme sağlarız."

Söylediği her bir sözcük içerisinde mantık barındırıyordu. Gerçi mantıklı olmasa da tek çareleri, hangi yol ile olursa olsun Vitos'a ulaşmaktı. Çünkü ruhlar, düzeni gitgide amansız bir uçurumdan süratle aşağı doğru itiyordu. Ona emanet edilmiş bedenden ayrılan her bir ruh, Recan'ın o ihtişamlı kapısında bekliyordu. Elbette bunun sorumlusu ruhlar değil, oranın yönetimini sırtlayan Axel ve Vitos'dı.

Fakat yine de sorun hâlâ kalkmış değildi. Kapı, onların bambaşka bir düzene ayak uydurabilecekleri, daha doğrusu yeni yuvalarına giriş kısmıydı; sinema izlemek için büfenin önünde, bilet alınan bekleme koridoruna benzer bir yer değildi.

Ki ruhlar, çoktan biletlerini almış, boş salonu doldurmayı bekliyorlardı.

Argos derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. Bir huzursuzluk sezse de bunu bir kenara koydu ve aynı zaman da kimseyi gereksiz yere endişelendirmemek için tüm olumsuzlukları içinde bir yerde tutsak etti.

"Tamam, ben derhâl hazırlıklara başlıyorum. Sen de aynı eylemde bulun ve düzenleyicilere bu konu hakkında bilgi ver. Lütfen acele et."

Stamos, onu başıyla onaylar onaylamaz bir çırpıda loş ışıklara sahip olan bu odayı terk etti. Saklı'nın onlara ait olan bu büyük mekândan çıkabilmek için uzun koridorun ardından çelik kapıdan dışarı attı kendini.

İlk durak Ayta'ydı, yani sorumlusu olduğu döngü. Yönetimde çalışıp koruyucusu olduğu döngüyü fazlasıyla seviyordu. Nihayetinde ışık, onun için çoğu zaman yol gösterici bir unsur olmuştu. Aydınlık onu âdeta besliyor, yaşadığı tüm olumsuzlukları ardında bırakmasını sağlıyordu. Her daim olmasa da...

Ayta'nın kapısından geçip düzenleyicilerin bulunduğu mekâna varınca, kimsenin etrafta olmadığından emin olmak için yeşil gözlerini, kafası ile beraber sağa sola dikkatlice gezdirdi. Evet, burada kendisinden başka bir yaşam bulgusu yoktu.

Ardından paltosunun büyük ve geniş cebinden çıkardığı kalın satır derlemesini, iki elinin arasına büyük bir özenle aldı. Demir kapı kadar sert, cehennemin yeryüzünde ki hâli gibi andıran görüntüsü ve insan kanından daha koyu ve dipsiz bir kırmızıya bulanmış rengi ile dışarıdan bakıldığında düz bir kitaba benzese de evrenin tüm sırlarını sayfalarında barındıran ve dönem cadılarının büyük bir özenle hazırlamış olduğu satırlara sahip olan kitabın kapağını, saniyeler sonra açtı.

YÖNETİCİLER: RECAN MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin