3 saat anca uyuyabilmiştim. Hemen kalkıp kahvaltı sofrasını kurdum. O sırada Selenin uyandığını gördüm.
"Kahvaltı neredeyse hazır. Hemen hazırlan da geç kalma." gözlerini ovuşturduktan sonra ağzına zeytin attı. "Bugün hastaneden izin aldım. Acele etmemize gerek yok." olumlu anlamda mırıltılar çıkararak çayları koydum. Merdivenlerden bir ses geldiğinde Selim'in de uyandığını anlamıştım.
"Günaydın" diyerek masaya oturdu ve yemek yemeye başladı. " Yemek yedikten sonra kuaföre gideceğiz. Gece randevu almıştım. AVM'ye gidip kıyafetler alırız. Tüm işlerimizi hallettikten sonra uğramamız gereken minik bir yer daha var." dedi Selen. Kahvaltımızı yaptıktan sonra üstümüzü giyinip garaja yöneldik. Arkadan ıslık sesi geldiğinde oraya döndüm. Selim arabayı hayranlıkla süzüyordu.
"Arabalar bu kadar gelişti mi sahiden" Selen gülerek "daha iyileri var."dedi. Ben de gülerek şoför koltuğuna geçtim. Selen arkaya, Selim de öne oturduğunda arkama döndüm.
"Her zamanki yere mi gidiyoruz yoksa" dedim korkarak. Şeytanice gülümseyen arkadaşıma umutsuz bir vaka gibi bakıp önüme döndüm ve navigasyonu o korkunç kuaför merkezine ayarladım.
Yolda geçen sürede Selim hayretle cama bakıp dışarıdaki büyük binalara ve insanlara bakıyordu. Kuaföre geldiğimizde Selen o korkunç arkadaşıyla selamlaştı. Azra hanım ciddi anlamda sinirli ve agresif biri. Tepesinden yaptığı sıkı topuz ile eline sanki tutkal ile yapıştırılıp hiç ayrılmayan makasıyla ekstra korkunç görünüyordu. Yeni kurbanı olan Selimi dikkatle süzerek onu koltuğa oturttu. Biz de Selen ile bekleme koltuklarında oturup dergilere bakarken içimde tuhaf bir his oluştu.
'O kadın normal değil!'
"Selen, bu kadın nasıl biri?"dedim endişeli bir şekilde. "Bildiğimiz Azra işte Pınar."
"Hayır bu kadında birşeyler var hissediyorum" bana dikkatle baktı Selen. Sonra hafifçe eğildi. "Bu makas sıradan bir makas değil. Gücünün kaynağını oradan alıyor ve soyları nadir bulunur. Muhafızlarından yalnızca biri Azra." Şaşkınlıkla Selen'e bakarken Azra hissetmiş olacak ki hemen bana döndü. Bana yaklaşırken arkasından birkaç kişi daha tuhaf bir şekilde bakarak yaklaştı ve aniden ellerini birleştirerek önümde eğildi.
"Ejderin narin çiçeği Rose emrinizdeyiz" elimdeki büyük derginin içine biranda gömülerek üstten onlara yavaşça bakmaya çalıştım. Bu nasıl senaryo arkadaş. Nereye düştüm ben? Sıradan bir aşçıyken hayatım tuhaf saçmalıklarla doldu.
Selen ise ayağa kalkıp önde duran Azra'nın yanına geçti.
"Ejderin narin çiçeği Rose'un başyardımcısı ve koruyucusu Solar hizmetinizde efendim."diyerek kendini bana tanıttı Selen. Ben hala korkarak derginin arkasından tuhaf davranışlar sergileyen arkadaşıma ve kuaför çalışanlarına bakmaya devam ediyordum. Ardından Selen Azra'ya döndü.
"Ejderin narin çiçeği artık kendi benliğinin farkında muhafızlar. Peşimizdeki düşman sayısı artık gittikçe artıyor. Herkes etrafına ve çevresine dikkat etsin." ben hala ne dediklerini anlamaya çalışırken arkadan bir ses yükseldi.
"Tuhaf tiyatro gösteriniz bittiyse işimizi hemen halledebilir miyiz acaba ?" Azra makasını işaret parmağıyla sallayarak avucuna aldı ve ucunu tehdit eder gibi Selim'e tuttu. "Ejderin narin çiçeği yanında hakaret edenin sonu çarmağa germektir!" hızlıca yerimden kalktım ve Selim'in yanına koşarak önüne siper oldum. "Heyheyhey taş devrinde falan mıyız çarmıha germe falan sakin olun herkes işine baksın gidelim bizde artık."
Azra hemen önümde eğilip "Peki Düşes Rose" tuhaf bir şekilde bakarak geriledim hemen. O an Azra komut vererek herkes işinin başına döndü.
Tırsak adımlarla Selenin yanına geri oturdum. "O neydi tam olarak. Solar ismi de ne oluyor Selen"
"O insanlar ejderin soyundan gelenleri korumakla sorumlu olan muhafızlar. Dedenin bana bahşettiği gücün ve enerjinin adı Solar. Az önce tuhaf birşeyler hissettim demiştin. İşte o senin içindeki güç. Seninle bağlantı kurarlar. "
Dergiyi kapatarak masaya fırlattım ve ellerimi başımın arasına alarak öne eğildim. Şu yaşıma gelmişim dinlenme gereken yerde saçma sapan şeyler ile uğraşıyorum ne kadar güzel gerçekten!
Selim'in işi bittikten sonra bir AVM'ye girip bu dünyaya uyum sağlaması için gündelik birkaç parça kıyafet, kaban ve ayakkabı aldık. Artık kış yaklaştığı için kalın şeyler aldık. Kabinden bej rengindeki kabanını ve ketlerini giyerek çıkmıştı.
"Uuuuu şimdiden 2021 yılının modasına uymaya başladın" diyerek olumlu anlamda işaret gösterdi Selen. "Daha fazla zaman kaybetmeden son yere uğramamız lazım" diye devam etti.
"O zaman gidelim" diyerek önden ilerledim. Otoparka geldiğimizde hemen sağ tarafımızdaki kolonda saklanan biri vardı. 'oraya git' diyen iç sesim ile yavaşça oraya ilerledim. Biri kolumu sertçe tutarak geri çevirdi. Gözlerim Selim'i bulduğunda bana sessiz olmamı ve orada biri olduğunu işaret etti. Onu itekleyerek orada durmasını bekledim ve yavaşça ilerledim. Orada duran kişiye yaklaştığımda tuhaf bir güç hissettim. Hızla önüne atladığımda siyah takımlı genç birini gördüm. Yeşil gözleri kızarmış bir şekilde bana bakan genç adam şoka uğrar bir ifadeyle bana baktı. Kaçmak üzereyken Selim yakasından tutarak kolona yapıştırdı.
"Buraya geldiğimizden beri takip eden sendin demek. Kimsin sen?" Dedi sertçe. Genç korkarak bize baktı. "Siz beni henüz tanımıyor olabilirsiniz ama ben sizi tanıyorum." gözleri Seleni bulduğunda Selen şok olmuş bir şekilde ona baktı. "Hemen onu bırak Selim" dedi Selen sert bir şekilde. Bıraktığında genç yakasını düzeltti.
"Uzun zaman oldu Selen Teyze." Dedi çocuk. Transa girmiş bir şekilde Selen hepimize bakıyordu.
"O gelecekten geliyor"