Türkiyeye geldiğimden yana her sabah bu olan biten herşeyin izlediğim filmlerin bilinçaltımda oluşturduğu değişik yanılsamalardan biri olup rüyama işlediğini diliyordum. Fakat odamdan çıktığımda tüm gerçekler yüzüme su sıçratır gibi ayıltıyordu. Evimde 2 yabancı yaşıyordu ve dostum, arkadaşım bildiğim kız tuhaf mistik güçlere sahipti. Keza ben de öyleydim, daha doğrusu öyleymişim, yeni öğreniyorum. Aşağıdaki sesler artınca gözlerimi baktığım bomboş duvardan çekip sabahlığımı giyindim ve aşağı indim.
Masanın etrafında ayakta dikilerek uzun bir kağıda bakıyorlardı. Bir yandan da kahvelerini yudumlayarak bir konu tartışıyorlardı. Aralarında Kerem beni farkettiğinde istemeden dudaklarım yana kıvrıldı. Nedenini henüz tahmin edemesem de yakınlık hissetmeye başlamıştım. Gözlerindeki hayranlık tarzında bir parıldama geçtiğinde şaşırdım ama belli etmedim. Kimseye ses çıkarmadan mutfağa geçtim ve kahve malzemeleri çıkardım kendime. Kahvenin hazır olmasını beklerken mutfakta bulunan boy aynasından kendime baktığımda elbisenin kapatmadığı bacaklarımda bir iki morluk olduğunu gördüm. Yavaşca dokunduğumda canım acıdı.
"Zaman değişikliği yapıldığında kişiden kişiye yan etki olabiliyor." gelen sese kafamı çevirdiğimde kapı pervazında kollarını bağlamış şekilde yaslanmış olan Kerem'i gördüm. "Zamanda yolculuk yapmışsın arkadaşınla dediğine göre. Senin yan etkin nasıl oldu?"kollarımı bağdaş yaparak tezgaha yaslandım.
"Büyük dedem sayesinde zamanda yolculuk yaparken herhangi bir yan etkim olmuyor. Ondan bana geçen bir miras. Arkadaşım ise maalesef ömründen yarım yıl kaybediyor." uzun bir sessizlikten sonra kahve makinesinden gelen sesle derin düşüncelerimden koptum ve kahvemi kupaya doldurdum. "Hala şu zamanda yolculuk ve tuhaf güçler kavramına pek alışkın değilim maaleseff. Nasıl alışabilirim ondan da pek emin değilim" kahvemi elime alarak ona döndüm. O an gözümde tüm eşyalar dönmeye başladı, dengemi kaybedip yere düşecek iken birinin tuttuğunu hissettim ama bilincim kapanmıştı bile.
Gözlerimi açtığımda bir ormandaydım. Yerden hafiften doğrulduğumda elime bulaşan toprağı silkeledim. Etrafıma bakındığımda yanımda Kerem de vardı. Hemen sürünerek yanına gittim. 'Kerem uyan! Kerem! İyi misin!' öksürerek uyandı biranda ve hemen yattığı yerden doğruldu. Başını hızla tutarak öne eğildi.
'Neredeyiz biz?' dedi acı çeker gibi.
'Bilmiyorum.' dedim tedirginlikle.Etrafına bakındığında gözleri irice açıldı. 'Yo yo yo olamaz. Bir daha bu acıyı yaşayamam duydun mu beni ihtiyar!' ne dediğini anlamıyordum ama korkum giderek artmıştı. Ayağa kalkarak beyazlığından pek eser kalmayan saten elbisemi temizledim. Kerem ayağa kalkarken acıyla inledi. Hemen ona bakarken bacağından kan aktığını farkettim. Hızlıca eğilerek bacağını kontrol ettim. 'Önemli değil cam girmiş sadece. Zamanda yolculuk yapıldığında karşılaşılabilen bir durum' ona şoke olmuş bir şekilde baktım.
'Yine mi zamanda yolculuk yaptık!' dedim inleyerek. Gerçekten yine mi!? 'Bedenen değil ruhen yapılan bir güç ve bunu yapan maalesef sen değilsin' dedi. Durumu kavramaya çalışırken hızla etrafımda yerinde durmayan silüetler görünmeye başladı. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Kollarımı kafama koyarak eğildim. Korkudan ne yapacağımı bilemezken kerem hızla ayağa kalktı ve birşeyler diyerek elini yere doğru vurduğunu gördüm. O an büyük bir uğuldama oldu. Kollarımdan dokunulduğunu hissettiğimde korkuyla geri çekildim ve yere düştüm. Etrafıma baktığımda o kara slüetler gitmişti ama etrafımızda şeffaf bir kapsül olmuştu. Hayretle bakarken Kerem elinde siyah bir kılıçla durmuş bana bakıyordu. Elini uzattı kalkmam için. Yavaşça elimi uzattım. Tutarak ayağa kalktım.
'Şuan onların ne olduğunu, senin ne yaptığını sormak bile istemiyorum. Hemen yere otur ve bacağına bakalım.' Korkudan titreyerek söylediğim sözlerden sonra yere oturdu. Sabahlığımın ipini çıkararak bacağına bağladım hızla. Ve giren cama baktım. Çok derine girmemiş neyse ki. 'Yavaşça camı çekmem gerekiyor dayanabilir misin?' Kafasını olumlu anlamda salladı. Hazır mısın dercesine baktığında gözleriyle onayladı. Dikkatlice camı çıkardım. Kanayan yer için sabahlığı çıkararak kumaşın bir kısmını yırttım ve bacağını sardım.