Baekhyun kafasını bacaklarından çekti ve kırmızı gözlerini orta yaşlı kadının gözlerine dikti. Kadının zengin olduğu giyinişinden kolayca anlaşılıyordu.
“B-ben Baekhyun” Baekhyun kısık çıkan sesiyle kendini tanıttı.
“Burada ne yapıyorsun? Oğlumun evinde?” Baekhyun’un gözleri büyüdü ve ayağa kalkmaya çalıştı fakat başı döndüğü için sendelemişti. Bayan Park koşarak onun yanına geldi ve ayağa kalkmasına yardımcı oldu.
“Gel önce oturalım. Anahtarın olduğuna göre hırsız değilsin değil mi?” Annesi sevecen bir şekilde gülümsedi. Baekhyun dudaklarını ısırdı ve kafa salladı. Bayan Park’ın yardımıyla Chanyeol’un babasının da oturduğu mutfağa gittiler.
“Hey bu fotoğraftaki sensin” Bay Park buzdolabının üstündeki fotoğrafı gösterirken söyledi. Baekhyun buzdolabının üstüne kendi fotoğrafını ve Chanyeol’un fotoğrafını asmıştı. Altlarına da ultrason fotoğrafını yerleştirmişti.
“Burada mı yaşıyorsun? Oğlumun arkadaşı mısın?” Bayan Park sordu. Suratından şaşırmış olduğu anlaşılıyordu.
“B-ben tuvalete gidebilir miyim?” Baekhyun anı bozduğunu fark etse de daha fazla tutabileceğini zannetmiyordu. Bayan Park gülümsedi ve kafasını salladı.
“Tabi ki dönünce konuşuruz” Baekhyun koşarak mutfaktan çıktığında Chanyeol’un annesi ve babası kısa çocuğun sevimliliğine gülümsemişti.
Baekhyun işini hallettikten sonra tuvaletten çıktı fakat mutfağa gelemeden bir el onu sıkıca kendine çekti. Uzun bedeni ve kokuyu tanıyordu.
“Özür dilerim, özür dilerim. Gerçekten özür dilerim.” Chanyeol Baekhyun’a sıkıca sarılırken tekrarlıyordu. Baekhyun Chanyeol’u iteklemeyi denedi çünkü ailesi sesi duyar ve gelirse bu Chanyeol için kötü olurdu.
“Lütfen affet beni Baekhyun. Ben geçen gece samimiydim gerçekten” Chanyeol Baekhyun’un yüzünü elleri arasına aldı ve dudaklarını kısa olanın dudaklarına bastırdı.
“Annenler burada uzak dur benden” Baekhyun öpücüğü kestiğinde Chanyeol geri çekildi ve anlamsızca ona baktı.
“Annen ve baban mutfakta”
“Oh, oğlum gelmiş” Bay Park’ın Chanyeol gibi kalın olan sesi duyuldu.
“Biz de seni merak etmiştik Baekhyun” Chanyeol şaşkınlıkla onlara baktı.
“Oğlum görmeyeli şapşallaşmış” Bayan Park söylendi ve oğlunu peşinden sürüklemeye başladı.
“Bize bir hesap vermen gerek Chanyeol” Babası ciddiyetle sorduğunda Chanyeol Baekhyun’un her şeyi söylemiş olmasından korktu.
“Bu ultrason resmi neyin nesi?” Annesi buzdolabının üstündeki resmi göstererek sordu.
Chanyeol ağzını açacağı sırada Baekhyun atıldı.
“Ben hamileyim efendim” Chanyeol korkuyla Baekhyun’a baktı. Baekhyun bunu fark ettiğinde kalbi iki kat daha kırılmıştı. Hala kendisinden utanıyordu.
“Neden fotoğrafı burada asılı peki? Babası nerede?” Baekhyun aklından birkaç şey geçirdi ve aralarından en uygun olanı seçti. Biraz gerçekçi olacaktı.
“Beni terk etti. Bebeğin ve benim bir hata olduğunu söyledi.” Chanyeol Baekhyun’un kırgın suratına baktığında kalbinin ezildiğini hissetti. Baekhyun hamileyken onun kendisini duyabileceği bir yerde Luhan’la bunları konuşmamalıydı.
“Tanrım! İstersen o herifi güzel bir benzettirebilirim” Bayan Park sinirle söyledi. Baekhyun’u sevmişti ve bu sevimli çocuğa böyle bir şeyin yapılması onu sinirlendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMG,I'm Pregnant! [#1]
FanfictionByun Baekhyun hastaneden ölüm tarihini aldığında 2 ay içinde yapacaklarını çoktan listelemişti. Sıra onları gerçekleştirmeye geldiğinde kaderini tamamen değiştirdi.