just a little game ✴️ blackvelvet ✓

11

Herkes ayağa kalkıp Jisoo'nun boynuna dolanan Seulgi'nin ellerini çekmeye çalışıyordu. Jisoo artık zar zor nefes alacak duruma geldiğinde Seungwan ve Rosé arkadan Seulgi'yi çekip bir yandan da diğerleri Seulgi'nin ellerini gevşetince bıraktı en sonunda Jisoo'yu.

Jisoo öksürüp nefes almaya çalışıyordu. Seulgi ise iki kolundan arkadaşlarının tutması ile tekrardan Jisoo'nun boğazına yapışmamak için zor duruyordu.

En sonunda araya Jennie girdi.

"Şimdi neden zamanında Jisoo ile yurtlarımızı ayırma gibi bir düzeye kadar geldğimizi?"

Sooyoung kafasını salladı.

"Cidden hiç beklemiyordum böyle bir şey..."

Joohyun ortalığı toparlamaya çalışan bir şekilde; "Millet siz salona doğru götürün Seulgi'yi." Yerim atladı o taraftan "Bende Jisoo'yu bir lavaboya götüreyim." Joohyun kafasını sallayarak onaylamıştı Yerim'i.

Yerim, Jisoo'nun koltuğunun altına geçip onu yavaşça lavaboya götürdü. Bir yandan diğerleri - Sooyoung, Rosé, Lisa ve Seungwan - Seulgi'yi salona doğru götürdüler.

Jisoo eline sabunu alıp ellerini iyice yıkadıktan sonra kıpkırmızı olan boğazına biraz su serpti.

Yerim ise duvarın kenarında kollarını bağlamış Jisoo'yu izliyordu. Jisoo'nun işi bittikten sonra Yerim'e döndü.

Yerim, Jisoo'ya birkaç adım attıktan sonra Jisoo'ya sağlam bir tokat attı.

"Bu aptal oyun olmasa beni aldatıp aldatmadığını da bilemeyecektim..." Hafifçe güldü. "...Ha! Daha doğrusu 2 senelik sevgilini yani Sunmi'yi benim ile aldatman..." Elleri ile kimsenin duyamayacağı şekilde alkış çaldı. "... Takdire şayan Jisoo... Tanrı seni bildiği gibi yapar umarım..."

***
Finale az kaldı ehehhehe