15

408 53 14
                                    

Sooyoung, Rosé'un yaptığı bir şeyi öğreneceğinin farkındaydı. Lâkin bunu hiç düşünmemişti. Sevdiği kadının onu aldatmış olabileceği gerçeğini hiç düşünmemişti. Beyninden vurulmuşa dönmek sözü tam olarak Sooyoung'u tanımlıyordu şuan.

Sooyoung sessizce bekledi olduğu yerde sadece. Yerdeki lame zemine bakıyordu sadece. Ne düşünüyor, ne duyuyordu. Ona hafiften yaklaşan Rosé'u bile hissetmemişti.

Birden omzuna dokunan el ile ağlamaya başladı. Sadece aptal bir kadın için ağlamak istemiyordu. Olduğu durumu küçük biri gibi hissettiriyordu ona.

İşaret parmağını Rosé'a doğrulttu.

"Sen..." demek istediği şeyi söyleyemiyordu. Ağzından o kelimeler dökülmüyordu. Ağır sözler söylemesi mi gerekiyordu? Yada ona olan nefretini dile mi getirmeliydi? Yoksa ona olan sevgisinin suistimal edilmesinden mi?

Rosé birkaç adım yaklaştı Sooyoung'a.

"Sooyoung lütfen..."

"Sana herhangi bir şey deme gereği duymuyorum Rosé. Sende o yüzden sende nefesini boş yere yorma."

Sooyoung bu sefer Lisa'ya döndü. Lisa'nın omzuna dokundu Sooyoung.

"Mutlu oldun mu şimdi Lalisa? Al ben mutsuzum, Rosé mutsuz, Seulgi mutsuz, Yerim mutsuz. 8 arkadaş birden mutsuz. Sen mutlu musun?"

Bu kelimeleri zikrettikten sonra kapıdan öbür 8 arkadaşının yüzüne dahi bakmadan, arkasını dönüp çıktı.


just a little game ✴️ blackvelvet ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin