Selam bu kitabı belki bir gün okuyacak ya da şu an okuyor olan sevgili sonsuz ruhlu dostlarımDönüşüm kitabımın ilk karakterlerinin analizini yazmak istedim. Bu şekilde belki karakterlerin özelliklerini bilerek onların yaşayacağı durumlarda ne hisedebileceklerini daha iyi anlarız.
GECE
Kalbini soğuğun en derinine gömmüş ve bu kalbin asla erimeyeceğini düşünür.
Gece için ayın dolunay olduğu zamanlar onun ruh eşini bulacağına bir işarettir.
DENİZ
Kimseye asla aşık olmayacağına dair yeminler etmiştir.
Tuğsan ve Enes için her şeyi yapabilir, onlarla uğraşmayı da bir o kadar çok sever.
Hiç kimseye içinde yaşadığı duyguları anlatmaz çünkü anlattığı vakit bütün büyünün bozulacağına inanır.
TUĞSAN
Soğuk ve sert görünür ama aslında çok sıcak bir kalbi vardır.
Bütün olaylar karşısında soğukkanlı ve sakin kalabilir.
GÜNEŞ
Pozitif bir enerjiye sahip sevimli bir kızdır.
Kitap yazmayı sever, kendisine göre bir gün yazdığı hikayedeki gibi bir aşk yaşayacaktır.
ENES
Şaka yapmayı seven ve olabildiğince her durumda komik olan biridir.
Sesi çok iyi olduğu için hobi olarak şarkıcılık yapar.
Birçok şeyde inanılmaz üstü yeteneklere sahiptir.
DÖNÜŞÜM YOLUNDA RUHLARIMIZI BİRLEŞTİRMEYE NE DERSİNİZ ?
EĞER CEVABINIZ EVET İSE BAŞLIYORUZ
Bu kitabı hislerini söyleyemeyen ve ruhunun aynasını arayanlara ithafen yazıyorum ...
Bir kez daha duygularıma karşı yıkılmıştım. Hani hep dersiniz ya insan aşık olunca her şeyden vaz geçer, sevmem dediğini sever, unutamam der unutur hatta yapmayacağına yeminler ettiği şey için yeminlerini bozar. Ve birgün gelir her şey BİTTİ dediği an siz yıkılırsınız. İşte o zaman ne geceniz ne de ayınız sizinle kalır.
Ben Gece Aksoy ve keşke ismim gibi olabilsem. Yani gece denilince huzur, yıldızlar ve ay belki başkaları için daha birçok şey akıllarda sıralanır. Ama ben bunların hiçbiri asla olamadım. Çünkü ne gece gibi bir ışığın kıymetini hatırlattım ne de ay olup geceyi aradım.
Kafamda birçok düşünceyle birlikte sık sık gökyüzündeki ayın ve bu güzel aydınlığı bize veren geceyi seyrediyorum. Bunu yapmak kafamı bazen karıştırıyor, bazen de huzurla dolduğunu hissediyorum. Sorun değil sonuçta bu iyi ve kötü, gece ile gündüz hatta su ile ateş kadar tezatlık içinde olan harika bir akış. Düşünceler kafamda kendilerine yer açmaya devam ederken arkamdan bana dokunan el ile bir anda irkildim. Bu ev arkadaşım Güneş'di. Kendisi tıpkı adı gibi mutlu, sıcakkanlı ve yüzünden asla eksilmeyen bir gülümsemeye sahiptir
GÜNEŞ: Aklından yine kaç bin düşünce geçiyor Gece
GECE: Sanırım gökyüzündeki sayamadığım yıldızlar kadar olabilir
GÜNEŞ: Peki gecenin ikisinin olduğunun ayrıca yarına yetiştirmen gereken bir Fizik ödevinin olduğu da umarım aklından geçmiştir.
GECE: Geçse ne fark eder ki, ne yapsam beğenmeyecek birine ödev teslim etmenin anlamı ne ?
GÜNEŞ: En azından teslim et, vermemekten iyidir.
Güneş ne kadar gördü emin değilim ama gözlerimi devirerek odama doğru adımladım. Mavi oda lambamı açtım ve dünyanın en rahat yeri olduğunu düşündüğüm yatağıma uzandım. Kulaklıklarımı takıp kendime bir şarkı açtım. Şarkıda "Bir varmış bir yokmuş ve fırtına kopmuş..." diyordu doğruydu dıştan belki harika görünüyordum. Ama kimse bilmiyordu ki ben içten içe donuyor fırtınalarımı soğutup acı çekmeyi durdurmak istiyordum. Bundan daha sadece birkaç yıl önce dünyanın en mutlu insanlarından biriydim. Taki hayatımın dönüm noktası olduğunu bildiğim güne kadar, o gün hayatımı bir fırtınaya kalbimi buza ve beynimi itatsizliğe dönüştürmüştü...
İlk bölüm biraz daha tanıtım niteliğinde olsun istedim. Başroldeki Gece'nin içinde kopan fırtınayı az bile olsa hissettiyseniz ne mutlu bana
♾Dönüşüm yolunda ruhlarımızı birleştirmek için cevabınız hala EVET
mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM
ChickLitGökyüzüne bakıyorsun senin ruhun olduğunu düşündüğün ay orda. Hatta siyah ve gece bile var. Ama hala yarımsın çünkü bu kalbi buz yaptın. Şimdi ateş ve buz arasında bir seçim yapmalısın...