O ilk bir aydan sonra hala bir gelişme olmadı tabi. Ne ben cesaretimi toplayıp onun yanına gidebildim nede o bana bir kelime söyledi. Sınav çıkışları sabahlari veya öğle araları bakışmalar hep sürdü. Ben tabi yaren ve hilalin başının etini yemekten başka bisey yapmıyordum. Sonunda ikiside dayanamayıp bana baya cesaret verdikten sonra ben o cesaretle gidip mesaj attım. Attım ama saatler gecmesine rağmen hala cevap vermemişti. Bu yüzden hayal kırıklığımda çok büyük olmuştu bütün gün ondan mesaj bekledim ama gelmedi derken işte o gece saat 23:30da gelen o mesaj herşeyi biranda değiştirdi. Merhabayla başladı konuşma ve ilerledi tabi. Herkes onun bana ne kadar egoist biri olduğunu söylesede ben kimseye inanmamıştım. Çünkü o her mesajında her davranışında bana karşı çok iyiydi ve bu beni çok mutlu ediyordu. Ona rağmen ben hergün arkadaşlarıma onu anlatmaktan sıkılmamıştım, aşık olduğum birini anlatmaktan nası sıkılabilirim ki onun gülüşünü anlatmaktan o güzel yüzünü herşeyini. Bir insan aşık olduğu insandan nası bakabilir ki? Her mesajda benim sevincim kat kat daha artıyordu. Kendimi çok kaptırmış olabilirim ama bunu farkında bile değildim. Onu baktığım heran daha fazla aşık oluyordum ona. O gülüşüne ,bakışlarına... Onun için gittigim okul daha önce nefret ettigim herşeyin bulunduğu bi yerdi. Ama onunla konuşmaya başlayınca okul benim onu görmem için bi fırsatmış gibi gelirdi bana hep. O varken okula gitmekten hic bikmazdim bıkamazdım çünkü.