1.Bölüm : Kokusunu Kaybetmiş Minik Manolya

34 15 11
                                    

Ölmeden Önce Son 20 : Kokusunu Kaybetmiş Minik Manolya                                                         *Adım attığın her yeri ezbere bilirdim ben, attığın her adımı sen görmesen bile tekrar ederdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölmeden Önce Son 20 : Kokusunu Kaybetmiş Minik Manolya                                                         *Adım attığın her yeri ezbere bilirdim ben, attığın her adımı sen görmesen bile tekrar ederdim. Attığın adımların başka birine ulaşma arzusu olduğunu bile bile, sanki yürüdüğün her yol ikimize çıkacak gibi gelirdi, kalbimi sararak senin ona ulaşmanı izlerdim*

Hayatta karşısında çıkan her olaya karşı sakin kalabilen sıradan bir kızdım; yani o bana o soruyu sorana dek...

Onunla ilk tanıştığımda annemle amcamların evine -ki artık hayatımın geri kalan kısmının çoğunu getireceğim eve ilk adımımı attığım zamanlardı- karşı evde ablası olduğunu düşündüğüm renkli gözlü genç bir kız onun kısa saçlarına minik renkli lastik tokalardan tutuşturmuş, daha sonralarda hayatımın merkezi olacak küçük kardeşinin çırpınışlarına çeşitli koşullarla engel olarak ikisinin değişik şekillerde fotoğraflarını çekiyordu. Küçük aklımla hemen yanımda benimle birlikte oturmuş elindeki kurabiye tabağından ağzında hâlâ bitiremediği kurabiyesi olsa bile yeni bir kurabiye alan, artık yeni evimde birlikte yaşayacağım kuzenimi dürtmüştüm. 

 O zamanlar dünyanın en asosyal insanı olduğunu düşündüğüm benimle yaşıt olan kuzenim Azra ağzındaki kurabiyeyle anlayamadığım şeyler gevelemiş ardından beni umursamadığını daha ne kadar gösterebileceğinin kanıtı olarak kulaklığını takmış ve benimle konuşmaktan kendini tamamen uzaklaştırmıştı. Pür dikkat izlediğim bu keyifli anları kaydetmeyi kendime amaç edinmiştim bir kere, amcamın eski tecrübelerinden edindiği ve hep oradan fotoğraflar çekmek istesem de izin vermediği ellerime büyük gelen fotoğraf makinesiyle çitlerin arkasına saklanmış, hayatımdaki ilk fotoğrafcılık tecrübemi edinmiş olmuştum. Fotoğrafçı dememe alınmayın lütfen, hiç kimse kendi çektiği bir fotoğrafı kötülemek istemez.

Çektiğim yaklaşık on adet fotoğrafı birbirlerine değmeyecekleri bir şekilde içeri amcamın yanına taşıdığımda fotoğraf makinesini ondan gizli almamdan pek hoşnut olmasa bile çektiğim -çoğu bulanık ve çitlerin gözüktüğü fotoğraflardı- gördüğünde kısa bir an gülme krizine girmiş ardından içinden güzel çıkan 4 adet fotoğrafa anlayamadığım şeyler yapıp kurumasını beklememi söylemişti. Beklemek lafını başında beklemek olarak anlayan ben de tüm gece geç saatlere kadar fotoğrafların kurumasını beklemiş, diğer gün de beklediğim için amcamların alay eden onlarca sözüyle karşılaşmıştım. O zamanlar benle neden dalga geçtiklerini düşünürdüm, ne de olsa bekle diyen kişi amcamdı...

Elimde olmadan gülümsedim gözlerimin önüne gelen anılarla. Elimi tutup beni ayağa kaldıran Serkan'la olduğum ana geri döndüğümde yere eğilip omzumdan düşen çantayı alıp bana uzattı yüzündeki oldukça sempatik gelen gülüşüyle. İlk fotoğrafçılık eserlerimi -şuan baktığımda küçük bir çocuğun çektiğine göre oldukça güzel görünen fotoğrafları- çantamın küçük fermuarlı gözüne yerleştirdiğimde daha yeni yanımıza gelen ve gülerek Serkan'ın çantasını çekiştiren Yağmur, kendisi Serkan'ın en yakın kız arkadaşı oluyordu, Serkan'la atışmaya başlamıştı çoktan. Serkan'ın gidişimi fark edeceğini bile sanmıyordum, çantamı sınıfa bırakıp psikologun yanına, kantine, ilerledim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Solmuş Çiçekler |❀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin