İPUÇLARI

108 38 8
                                    

15.09.20
Kapının ardındaki cehennemin 2. Günü...
Duyguların kat seviyesi daha çok artıyor, ve herkes birine muhtaç kalıyor. Ya bir bencillik nelere yol açar?

Ben ladin bu ateşe daha 48 saat tanık oldum, içimde çok fazla özlem ve çaresizlik var... Kanatlarımızı korumamız lazım...

~papatya "oy vermeyi unutmayın 🌜"

--------------------------------------------------------------

Kapıyı yavaşça açtığı anda gri ayakkabılarım kırmızı kanı emmeye başladı, gözlerimi kaldırdım ve önümdeki cesede baktım. Aslında ceset den eser yoktu sadece tuhaf ve rahatsız edici iğrenç bir koku artı olarak da, yanık etler etrafı çevriliyordu.

Çağın sessizce çevreye bakıyor ve ağzından "ıy" gibi çeşitli sesler çıkarıyordu. Akay etrafa bakmadan bize:

- hızlı olur musunuz? Fazla zamanımız yok sadece işe yarar şeyler bulmamız lazım, buradan iğrenmemiz değil.

Deren'de Akay'ın dediklerini onayladı, ben de Çağın'ın kolundan tuttuğum gibi çektim ve ilerlemeye başladım. Yolda giderken sanki etler bir taş parçasıymış gibi ayaklarımızı kaldırıp dikkatli bir şekilde geçiyorduk ta ki o ana kadar...

Arkamdan şiddetli bir ses geldi, 3ümüz birlikte arkaya döndük.etrafımız karanlıktı önümüzü zar zor görüyorduk, Elimle arkayı yokladım ve çağını hissedemedim. Yerden bir ses yükseldi:

- kör müsünüz? Yere düştüm bir yardım eden bile yok. Ayrıca üstüm başım kan oldu.

Hızlıca yere eğildim ve Deren ile Çağın'ı yerden kaldırdık. 2imizde berbat haldeydik. Ben yürürken ayaklarımdan kanın yarattığı su sesleri çıkıyordu, Çağın'dan ise yere kanlar damlıyordu.

15 dakika yürüdükten sonra önümüze bir hastahane çıktı, gözlerimizi birbirimize çevirdik ve ilk soruyu soran Deren oldu:

-Son kararımız burası mı? Eğer daha fazla yürümeye devam edersek vakit kaybederiz.

"Ağzının yayık konuşması beni sinir ediyor ama şuan buna takılacak güçte değilim" yerde bulunan kırık camlara dikkat ederek içeriye girdik.

Tek günde dışarıda bir çok şey değişmişti. İnsanlar kurtulmak için tüm camları kırmıştı, yerlerde kanlı eşyalar, hayvan ve insan kalıntıları bulunuyordu.

Hepimiz işe yarar bir şey bulma umuduyla dağıldı.bende ilk olarak kafe bölümüne gitme kararı aldım, muhtemelen yiyecek veya eşya bulabilirim diye tahmin ediyordum.

Bölüme girdim raflara baktım hemen önümde duran poşete gofretleri ve su şişelerini koyarken, arkamda bir el hissettim. Arkama yavaş ama acele ile döndüm karşımda yüzünün yarısı yanmış benden;
- Bana yar-rdım e-et lütf-

Derken yere yığıldı ardından:

- be-eni öl-ldür ca-anım y-yanıy-or

Şok içinde korku ile karşımdaki yarı cesede bakıyordum. Çok korkutucu idi, sağ elimde duran poşet yeri boyladı ve kanlar içinde kaldı. Karşımdaki adamın yüzü kan sızdırıyordu bu yüzden pantolonuma kan lekeleri bıraktı...

Arkamdan bir el kolumu tuttu ve beni kendine döndürdü,bu kişinin Çağın olduğunu fark ettim. Gözlerimde olan aşırı korku ile ona bakıyordum

- Ladin çabuk şu raflardaki yiyecekleri de al gidiyoruz buradan hızlı ol!

-t-tamam

Elime geçen herşeyi kanlı poşete tıktım ve koşarak grubun yanına döndüm. Herkes başı ile onayladıktan sonra alêl acele dışarı çıktık, kıyafetlerimiz aşırı batmıştı ayrıca bize ışık veya lamba gibi bir şey gerekiyordu. Uzun bir yürüme sonrası tahminen saat gecenin 4.30 u olduğunu düşünerek acele etmemiz gerektiğini söyledim

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin