İlk bölümü yayımladım. İnş beğenirsiniz.
Az daha ilerledik. Ve karşımıza bir erkek çıktı. Bize "siz buralarda daha yenisiniz. Sizi gezdireyim." dedi. Biz adını sorduk adı Jack idi. O da tris gibi çok cesur ve korkusuzdu. Ben onun iyi bir olduguna inanmıyordum. Çünkü bizi nereye götüreceğini bilmiyordum. Tris ile Jack birbirlerine bakıp gülüyorlardı. Yoksa tris te mi kötü biriydi. Beni buralara getirmesinde bir sebep mi vardı. Gerçekten hiçbir şey bilmiyordum. Ne yapmalıyıdım. Jack bizi gezdirmeye devam etti. Ama bu mezarlığın neresini geziyorduk. Ve mezarlığın sonunda bir ev vardı. Burası Jack in evi olmalıydı. Eve girdik. Azda olsa ısınmıştık. Jack bize yatmamız için kendi odasını verdi. Tris onun hakkında çok kibar filan gibi şeyler düşünüyordu. Kendi salonda yatmaya gitti. Ben olsam burada asla yaşayamazdım. Jack bursa nasıl yaşıyordu. Sabah uyandığımda ne Jack ne de Tris yoktu. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum. Dışarı çıktığımda Tris bir salıncagın üstünde Jack onu sallıyordu. Jack in belinde keskin bir alet vardı. Tris tehlikede olmalıydı. Onu kurtarmalıydım. Ama ne yapabilirdim. Yanlarına gittim ve Tris in yüzü çok kötü olmuştu. Ne oldu dedim. O da salıncaktan düştüm dedi. Ben pek inanmadım. Jack in evinin arkasında bostan yeri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNDEKİ DÜŞÜNCELER
TerrorArkadaşlar bu bnm ilk kitabım umarım beğenirsiniz biraz gerçek biraz hayal kurarak yazdığım bir kitap. İyi okumalar