11

658 50 31
                                    


Selam👋
Bölüm şarkısı önerisi bıraktım. Dinlemeyi unutmayın. :*

"Sokayım böyle sıcaklara. Bir daha yaz diye ağlayanın ağzına sıçsınlar."

Ağustos ayının tam ortası olmasının yanı sıra simsiyah arabanın içinin cehennem gibi yanması sinirlerimi dayanılmaz derece de bozuyor, üstümdeki aptal gibi giydiğim siyah tişörtüme lanet okuyordum.

Arka ve ön koltuğun aynı anda açılan sesine karşı gözüm iki kapı arasında gidip gelmiş, öne oturan Taehyung ve arka koltuğa kurulmuş Seokjin hyunga baktım.

"Taehyung ver şu suyu." Dili dışarda, olduğu yerde ölü gibi duran hyungun öne uzattığı eline soğuk suyu tutuşturmuştu. Soğuk su gören gözlerime canlılık gelmiş, küçük şeffaf poşete göz atmıştım.

"Bana da!"

"Benimdi o!"

Taehyung'a kulak asmadan yarısına gelene kadar suyu yudumlayıp, nefes almak için kendime zaman tanımadım. Geri kalanını Taehyun'a bırakıp arkama yaslandım.

"Sadece iki dakika yürüdük ve yanıyorum. Kokuyor muyum?"

Arka koltuktan öne gelen hyungu elimin tersiyle ittirip, "Soru mu bu? Tabi kokuyorsun."

"Ben de mi kokuyorum o zaman? Jungkook yanına yaklaştırmaz şimdi." Koltuk altına hafif burnunu yaklaştırıp kendini koklayışına kahkaha atıp ensesine hafifçe yapıştırdım.

"Sen ne yapar eder kandırırsın Jungkook'u. Yalancı."

Pis pis sırıtıp, saçını kulağının arkasına taradı.

"Bende senin ağzına sıçarım o zaman."

"Yok be, sen de beni ayyaş amcalar gibi sandın. Masumum ben."

Bok masumsun der gibi kaşlarımı kaldırıp okula doğru sürmeye başladım. Önümüzdeki maç için pratik yapmaya ve taktik oluşturmaya karar vermiştim, formaları almak için okula uğramamız gerekiyordu.

Kaptan olarak mecburen herkesten önce düşünmem ve hareket etmem gerekiyordu ve yanımda da birilerini illa ki kurban etmem tabi.

İçimde Jungkook'a karşı olan korumacı abi hissinin ortasına oturan Taehyung tam bir kurban rolündeydi gözümde. İyi seçimdi bence. Seokjin hyung da keyfine geliyordu ama sabahtan beri söylenmekten vazgeçmiyordu.

"Yoongi niye bu arabayı siyah aldın zevksiz?"

"Ulan geçen siyah renk en iyisidir diyen sen değil miydin? Bipolar bu."

"Büyüğünle düzgün konuş. Ayrıca yazları değiştir ya."

Elimi direksiyondan çekip sabır dilercesine havaya kaldırdım.

"Bu da sanıyor ki parayla kıçımızı siliyoruz."

Taehyung'a gözlerimle teşekkür edip, önüme geri döndüm. Okula 10 dakika kala cebimde titreyen telefonuma mesaj gelmiş, tüm odağım anında oraya toplanmıştı. Sağ elimi ön cebime atıp telefonu çıkarttım. Kilit tuşuna basıp mesajlar kısmında gördüğüm ekranla arabayı kenara çekmiştim.

'Yoongi benim, Hoseok. Basketbolla ilgili seninle konuşmak istiyorum. Müsaitsen gelebilir misin?'

"İnin arabadan."

Tuş kilidini kapatıp, telefonu geri cebime koymuş elimle inmeleri için ittirmiştim. İkisi de ne olduğunu anlamadan birbirlerine bakıp duruyordu. "Hadi inin! Acil işim çıktı. Siz alın formaları ben size yetişeceğim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Burn In Peace || Yoonseok [Slow Update]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin