3) BİLLUR ARASI BİLLUR

36 5 6
                                    

"SESİNİ SİKEYİM SENİN GERİZEKALI NE ANIRIYOSUN?!!!" diyerek kafasına bir tane geçirdim. Malcan şaşkınlıkla manzaraya bakıyor gözünden yaşlar akıyordu.

Lan Allah'ım ağlayacağım ben de üzüldüm offf of... Bok vardı da geldin bugün. Ben bunları düşünürken Yıldız ağlayarak porno stüdyosunu terk etmişti. Ben de sik gibi kalmıştım ortada. Karşımdaki çıplak uşaklara bakıyordum onlar da bana sanki benim çüküm açıktaymışçasına bakıyorlardı. YA ESAGENE HABURDA NE İŞİM VAR AQ BENİM ARTIK TOPUKKK.

Biranda koşmaya başladım ben de. Önlüğü bir kenara attım ve porno şirketinden çıktım. Hemen Yıldız'ı aradım. Açmadı soğuk a* çiçeği;:'( Neyse ki malı iyi tanıyorum genelde sahilde olur böyle zamanlarda.

Hemen arabama atladım ve sahile doğru yol aldım. Arabada Eda'ya da durumu anlatıp sahile çağırdım. Eda hem üzülmüş hem de bu olayın bahtsız billuru çölde kutup ayısı, Antartika'da boz ayı siker misali tarafına biraz da gülmüştü. Ama şu an durum başkaydı. Başbaşımız üzgündü.

Sahile vardım. Hemen onun yanındaki taşa kuruldum ve denizin münzevi manzarasına daldık. Bu sahil aslında biraz özeldi. Biz burda çıkmaya başlamıştık. Ama şu an başkası için burada ağlıyor. Bir garip geldi, bilmiyorum..

Eda da geldi ve o da denize daldı. Konuşmuyor yalnızca izliyorduk denizi. O sadece ağladı ağladı durdu. Bir şey anlatmak istemiyordu belli. Biz de deşmek istemedik.

Biranda ayağa kalktı, kararlı bir şekilde "Tuğba orada çalışmaya devam edeceksin" dedi ve çekti gitti.

AMK PATRONUMU GAY PORNOSU ÇEKERKEN GÖRDÜM NASIL ÇALIŞAYIM ORADA DAHA MANTIKSIZ GÖT?

Hemen zıpladım peşinden. Kolundan çekerek "Sen mal mısın? Nasıl olacak bu iş neden yani he çok soru var sorulacak.." dedim ve vakur ve mağrur bir tavırla "Pavyona gelin anlatayım planı." dedi ve siktir olup gitti. Eda da bana yetişti olanları anlattım ve pavyona doğru yollandık.

Pavyonda toplantı odasındaydık. Bu odaya genelde çok önemli, ciddi meselelerde gelirdik. Bir şeyler vardı belli... Yıldız piposunu tüttürerek boğuk sesiyle başladı konuşmaya:

"İşime duygusal meseleleri karıştırmayı sevmem ama intikam duygusu beni ele geçirdi. O malın tüm işlerini alt üst edeceğiz. Orayı aslında fazla değiştirmeyeceğim. Olması gereken hale getireceğim. Yeni bir pavyon açıyoruz. Doğa dağıtımın yerine..." dedi.

Hayretle "NEEE" dedik. Ne diyor bu amk. Götümüzdeki boklu donla mı alalım orayı? Doğan bizi tokatlar yeminle. Nah alırız nah nah! Hiddetle masaya vurarak. "BAYAN EKMEK APTALI NASIL ALALIM HE NASIL GÖTÜNDE DON MU VAR?" dedim. Hiç istifini bozmadı ve fısıldayarak "Dinle az kafasını siktiğim." dedi. Yerime oturup dinlemeye başladım.

"Bakın şimdi bizim pezevenk Nasır bana ordan bir iki haber çıtlattı. İnanmadım en başta ama sonra işkolik tarafima engel olamayıp araştırmaya başladım. Bulgular bir gıda şirketine uymayacak türde şeyler. Zaten bunlar gıda dağıtım merkezi olmak dışında her ihtiyacı karşılıyor." 

Heyecanla "YA AMIN OĞLU ŞU DEDEKTİF MODUNDAN ÇIK DA NE BULDUN? NE PLAN ?ANLATSANA GÖT KANSERİ OLDUM YA." dedim.

Sakince çantadan bazı belgeler çıkardı. "Sade bir şekilde açıklıyorum şimdi iyi dinleyin. Bu belgeler mallar, gelir ve giderleri gösteriyor. Öyle görülüyor ki gelir ve giderler çok düşükken ihtiyacın fazlasında mal alınıyor ve o mallar depoda olmuyor, tuz buz oluyor. Doğan'a karşı duygusal hislerimden dolayı onu takip ederdim bazen. Ve bir gün Haşim'le sahilde buluştuğunu gördüm..."

Sözünü keserek, "KARADUL HAŞİM?!" diye haykırdık. "Evet ta kendisi. Girdiği ortama siyah zehrini akıtan, Gözü kanlı, seksomanyak bir oğlancıdır, bilirsiniz. Onunla görüşmesine şaşırmıştım ama anlıyorum ki mafya ile çıkar ilişkileri vardı. Hem de sahildeyken sarılmışlardı bir ara. Götüne elliyordu Haşim. Doğan demek ki işlerini gotuyle hallediyor. Zor iş..."

Hafif duraksayıp gözündeki bir iki yaş hüzmesiyle piposunu yeniledi ve devam etti.

"Muhtemelen Haşim'in biricik sevgilisi Şeftali Umut ve onun da babası, bilirsiniz Psikolojisiken Şevket, muhtemelen bu işte uyuşturucu da var. Çok derin sırlar yatıyor orada. O Doğan'ı işte bunlarla çökerteceğiz ve elinden orayı alacağız. Ama bize delil lazım ve bu yüzden işte Tuğba sen orda çalışmalısın."

HABU KIZ ESA MAL TAMAM DA NASIL ÇALIŞAYIM ORADA BU OLANLARDAN SONRA?

Tam ağzımı açtım ağzıma tıkadı billuru, "Biliyorum şu an diyorsun ki 'Bu mal ne diyor amk?' ama çözümü basit. Erkek kılığına gireceksin ve sahte bir kimlik çıkaracağız sana. Doğan'a çok yakın olacaksın. Onun evine kadar gireceksin. Bizim için delil bulacaksın. Delili bulduğumuz an bu oyun biter ve onu çökertiriz."

"NEEE BU BÜYÜK BİR SORUMLULUK BEN BUNU ALAMAM! SORUNSUZ YAŞAYAYIM DERKEN NEDEN BUNLAR OLUYOR Kİ?" diyerek masayı devirdim. Yıldız ayağa kalktı. "Biz neler yaptık, bu küçük işi mi yapamayacaksın? Hani arkadaşlık? hmm nerde?? Siktir git istemiyorsan." dedi. Doğru diyor. Aslında ne olacak ki? Fena fikir değil, hem intikam hem iş hem aş .

"TAMAM KABUL, BİZİM İÇİN KABUL." dedim ve bana sarıldı. Sendeledim, sonra ben de ona sarıldım. "Haydi o zaman erkek Tuğba'yı yaratalım" dedi ve sürükledi bizi kızların hazırlanma odasına.

Oturttu beni sandalyeye. Eda hayretle olanları izliyordu. Ben de ona bakarak kaş göz işaretiyle anlaşmaya çalışıyorduk. Her şey çok aniydi. Malzemeleri hazır etti önce kızlar için özel aldığımız peruklardan birini çıkardı. Kahverengi yukarı diklenmis bir erkek modeli peruktu bu takti bunu başıma (ordaki başım değil.) Gözlerime kahverengi lensleri taktı. Makyajla sakal çizdi. Banaxda gösterdi nasıl yapacağımı yine kontürle erkek hatlarını yaptı. Ulan senin elin yetenekli ben her gün bunu nasıl yapayım ki diye geçirdim içimden. Sanki beni duymuş gibi, "İyi izle am biti her sabah sen yapacaksın bunu." dedi. Ermiş mi ne boktur.

Sonunda bir dirhem iki çekirdek, yakışıklı bir uşak oldum çıktım. Kendime azdım amk. Huff keşke erkek olsaydım ya. Bizimkiler de yavsamaya başladı amk.

"HUFF KİRK YILLIK EFESLİYİM BÖYLE SÜTUN GÖRMEDİM" gibi kamyon arkası yavşak dayı hitaplariyla benim götümü kaldırıyorlardı. En zor kısmı halletmiştik. Pezevenk Nasır kimlik olayını da halletmişti. Yeni adım Müslüm'dü...

"Amk Nasır senin bu tipe Müslüm olur mu? "Diye sorup ensesine bastım şaplağı. Ezik ve hafif kıkırdayarak. "Abi ben Müslüm hayranıyım o yüzden koydum. Yıldız abla kafana göre takıl dedi." Yıldız'a sikici, seksomanyak, delici bakışlarımı saldım. Gülmekten yerleri anandı ibne;:"(

Neyse her şey artık hazırdı. Birkaç erkek kıyafeti ve makyaj malzemesiyle evime döndüm. Yarın sabah her şey başlayacaktı...

☆☆☆

Sabah oldu. Bugün o sabah. Hazırlandım. En jantı halimle çıkmalıydım o itin karşısına... Telefonum titriyordu. Bizim yavşaklardan mesaj gelmiş.

*Bir yarak iki taşak'tan mesaj
Omegam🍆🍅: La mal at bakim nasıl oldun mal bak şu mesajlara hayde...
Yarrağım benim: Mehh hayde çabuk
Fotoğraf (Medyada mevcuttur attığım foto)
Omegam🍆🍅:I'M TURNED ONNN HANANAAA 🔥🔥🔥
Yarragm benim:Azdım🔥🔥🔥🍆🍅

Doğa dağıtıma vardım. İçeri adımımı attığım anda herkes bana bakmaya, fısıldaşmaya başladı. Feromonlarım etrafa yayılıyordu adeta. Karşımda Dogan vardı, ona doğru yürüyordum. Kafasını kaldırdı ve bana baktı. Elindeki deste deste kağıtları düşürdü. Büyüklenmişti adeta. 'Bu beni acaba takriben ne zaman siker' düşüncesini okuyabiliyorum gözlerinden. Masaya vardım. Ve elimi uzattım.

"Ben Müslüm, iş başvurusu için geldim." dedim ve elimi sı (i)ka (e)r gibi yapıp aslında okşayarak ve muzip bir şekilde gülerek.

"Yeni işine hoşgeldin Müslüm. Ben Doğan. Buranın sahibi. Uzun zaman beraber olacağız(!)"

E/N: HAYAT, KAVGA, DÖVÜŞ, DEVAM


NATURE  DISTRIBUTION | Billur Serisi 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin