Yıldızla bön bön bu manzaraya bakmaya, kulaklarımızdan nöronlarımıza süzülen kelimeleri algılamaya çalışıyorduk.
Bu ne demekti şimdi? Doğan'ın tam bir orospu olduğunu biliyorduk ama .... Ama..LAN AMIN OĞLU ONU BUNU BIRAK DA O KAFAR ADAMLA YATTIN DA ŞEVKETİ Mİ SEVDİN AMK ZEVKSİZİ. Gerçekten evet aklımdan bir bu geçiyordu. Ama Yıldız'a tabiki bu düşüncemi yansıtmadım. Yoksa sikerdi vallaha. Yüce billur tanrıları korusun...
Yıldız artık bu olanlara üzülmüyordu. İçten içe yine de üzülüyordur ama eskisi gibi ağlamıyor artık. Değmez bu orospuya zaten. Anladı reis de orospu olduğunu.
Şevket Doğan'ın bu söylediklerinden biraz afallamıştı aslında ama pek belli etmedi. Doğan'ı itti ve Doğan'ın asshole(delik götü)u kayalıklara oturdu. Ne acımıştır amk. Doğan'ın kahverengi gözleri buğulandı ve sinirli bir şekilde kalbinin katiline(?) bakmaya başladı.
Şevket vakur bir duruşla konuşmaya başladı.
"Ben senin götünle kandırabileceğin erkeklerden değilim. İstediğini yap. Seninki sevgi değil. Ulaşamamanın verdiği hırs. Tabi ki işin içinde çıkar da var. Biliyorum şirketinde uyuşturucuya daha fazla yer açmak istiyorsun. Ben de kimyagerim hem de dağıtımını yapıyorum. Ohh ne ala, hem etimden hem kemiğimden. Sert kayaya çarptın Doğan Tofaşoğlu... Senin assholunla ilgilenen başka müsteriler(!)bul. Hadi görüşmemek üzere."LAFI SOKTU VE GİTTİ AMK. ULAN ŞEVKET HARBİ ADAMSIN VESSELAM. KANIM KAYNADI LA. Yıldız da benle aynı düşünüyor olacak ki benim dediklerimi desteklediği söyledikleriyle ,jestiyle mimiğiyle belli oluyordu. Bu yaprakçekin kafasında bir tilkiler dönmeye başlamış belli oluyor:D
Şevket sahilden ayrılınca Doğan götünün üstüne çakıldığı yerden biraz denizi izleyip ağladı. Elini kayalıklara vurarak ve eş zamanlı olarakta inleyerek ayağa kalktı. Eli kanıyordu...
"Psikolojisiken Şevket sen işte şimdi itin götüne girdin..." diyerek orayı hafif sendeleyerek ve gözü yaşlı bir şekilde terk etti.Biz bu olanları sanki Hobi Sinsin çektiği bir filmi sinema da izliyor misali; zevk alarak, sağa sola boşalarak izliyor idik. Piyes dağılınca bir süre deniz ve goğün münzevi manzarasını izledik. Yıldız bana dönerek tahminlerimde yanılmadığımı kanıtladı.
"Bir fikrim var." dedi ve çevik bir şekilde kayalıklara atladı ve yerleşti. Hay amın oğlu yeter artık fikrini, zikrini, cismini sikeyim senin. Tek istediğim normal bir hayat be...
Bunlar aklımdan geçerken bende onun yanında yerimi aldım.
"Eee neymiş bu fikrin?" dedim bezgin bir şekilde."Senin ben kel başını sikeyim. Azıcık akıllı ol lan. Şevket de bu mala düşman. Ayrıca uyuşturucu işinde de bir numara. Eda'nın ve Doğukan'ın bu işte ne kadar iyi olduğunu biliyorsun. Fena vurgun yaparız. Hem Doğan'a hem de paralara, heheheee keyfim geldi yerine." Diyerek dikti kafaya şişeyi. Yarasın.
"Eee amk nasıl bu adamı ikna edecez."
"Eskiden sonuçta bir hukukumuz var. Onun için de kârlı olur. Yıllardır tekel çalışıyor. Bir kuruma bağlanma vakti geldi. Nasır piçiyle haber yollatalım hemen. Sabırsızlanıyorum." dedi ve tüm şişeyi mideye indirdi.
"Doğağnnn ssennin ne güsell göslerin var öleee:))) vergg bir opujukkk" dedi dudaklarını büzüp bana eğilerek. Yaw arkadaş arkadaşın pezevenkidir anladık da bir sevgilisini bir bunu mu sikecem şimdi. Arkadaşlık kavramım şaştı amk...
☆☆☆
Yıldız'ı toparlayıp pavyondaki odaya yatırdıktan sonra Edaya ve Doğukan'a da planı anlattım. Sevinçten çığlıklar atmaya başladılar. Onların hobisiydi yeni uyuşturucu üretmek ya da olanı geliştirmek. Bir de Psikolojisiken Şevketten ders alacaklarını duyunca iyice delirdi amın yavşakları. Hemen onayladılar. Nasır ibnesini çağırıp ona görevlerini söyledim. Yavsağın götüne bir adet geometri testi soktuktan sonra gitmesini emrettim. Bu piçe seviyorum eziyet etmeyi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NATURE DISTRIBUTION | Billur Serisi 2. Kitap
Teen FictionDoğada taç yapraklarıyla aşk dağıtan bir çiçek ve onun polenlerinden yararlanmak isteyen arıların hikayesi... Kazanan polenleri emecek... Bu savaşı kim kazanacak?..