Deniz
Ekin'e söyledikleri bitmezken ne zaman sakinleşeceğimden emin değildim,o yüzden ne ayırmalarına izin veriyordum ne de dövmeye devam etmek istiyordum çünkü şiddet hiçbir zaman çözüm olmazdı ve ayrıca kırık kolum ağrıyordu amınakoyayım.Tek elle de iyi dövemiyordum zaten.En sonunda Mert sinirli bir halde yanımıza gelerek Gökalp'in kolundan tutup üstümden alırken söylenmeye başladı."Ne napıyonuz siz abi ya!"Ben yerden tek elimle kalkmaya çalışırken Mert o esnada Gökalp'in yüzünü yavaşca inceliyordu.
En sonunda ayakta durmayı becerdiğimde işaret parmağımı tehditkar şekilde bana dik dik bakan,Mert'in ardarda sorduğu soruları siklemeyen Gökalp'e sallarken nefes nefese Mert'e ithafen"O piçe söyle bir daha Ekin'e bir şey derse götünden kan getiririm."dedikten sonra üstümdeki bakışları umursamadan kantinden çıkmak üzereyken müdürle göz göze geldim.Sıçtım.
Ekin
Lavabodan içeri girdikten sonra ellerimle yüzümü yıkadım ve aynadan yansımamla göz göze geldim.Saçlarımın dağınıklığıyla,dolu olan gözlerime baktım.Bir şeyleri yoluna sokmaya çalışmaktan çok yorulmuştum çünkü sikeyim,hiçbir şeyin yoluna girdiği falan yoktu.Ailemle olan ilişkim berbattı ki aramızda ilişki namına bir şey yoktu,yemekle olan ilişkim felaket kötüydü ve şimdi Deniz'i orada kavga ederken bırakmanın vicdanıyla savaşırken her şeyin daha sarpa gireceğinin farkındaydım.
Midemdeki ağırlık yine bir şeyleri hatırlattığında kimsenin olmamasının getirdiği rahatlıkla tişörtümü kaldırarak karnıma baktım,gözle görülür bir farklılık yoktu.Yine de berbat hissediyordum işte."Ondan kurtulmalısın!"dedi içimdeki ses.Ama Deniz'e iyileşeceğime dair bir söz vermiştim,onu tekrar hayal kırıklığına uğratmak istediğim son şey bile değildi."Ama bu kilo almanı engellemeyecek."Hastalıklı yanım bunu anlayışla karşıladığında aynadaki yansımada gözüken arkamdaki kabinlerden birindeki klozetle göz göze geldim.Doğru düzgün düşünemediğimi,istediğimin tam olarak bu olmadığını biliyordum ama aynı zamanda içimdeki vicdan azabından da kurtulmak istiyordum.İçimdeki ses bunu fırsat bilerek kafamın içinde daha da bağırmaya başladı."Kus!"Başımı iki elimin arasında bastırarak onu susturmayı denedim ama susmuyordu,o ses hiçbir zaman susmuyordu.Kabinlerden birine girerek kapıyı kitledim ve içimdeki sese uydum yeniden.
--
Okul çıkış zilinin ardından merdivenlerden inmeye başladığımda önümde yürüyen Deniz'in beyaza yakın saçları gözüme çarptı.Yüzüne bakarak söyleyebileceğim hiçbir şey yoktu,ona karşı büyük bir utanç içindeydim,o yüzden en azından bugün karşı karşıya gelmemeliydik.Zemin kata giden merdivenlerin sonuna geldiğinde arkasına döndü ve ben bu kattaki büyük çöp kovasının arkasına saklanmadan göz göze geldik.Ona dik dik bakmaktan başka bir şey yapmadığımda merdivenlerden geri tırmanarak olduğum yere geldi.Dudağının kenarındaki yara gözüme çarptı o esnada."Konuşalım mı?"diye belirgin bir halsizlikle.Bu soru beni daha da kötü hissettirmekten başka bir işe yaramadı.Orada onu öyle bırakıp kaçan bendim oysa,bu soruyu benim sormam gerekirdi."E-elbette."diye mırıldandım yanaklarım kızarırken.
"İyi hissediyor musun?Hani o orda öyle deyince..."Cümlenin sonunu getirmeden sustu ve ben hariç her yerde dolaşan mavi gözlerini sonunda gözlerime çıkarttı.Kırgın olmasını beklemiştim ama beni hala bu kadar düşünmesini değil.Dudaklarımı araladım tekrar konuşmasına fırsat vermeyerek."Deniz,ben seni orada öylece bırakmak istemedim ben..."
Başını hızla iki yana sallayarak sözümü kesti."Hayır hayır,şuan iyisin öyle değil mi?"diye sorduğunda başımı salladım.Dudakları iki yana kıvrıldığında bu kalbimi sekteye uğrattı.Nefesimi boğazıma tıkacak şeyler oluyordu içimde ve ben bu olan şeylere isim vermekten aşırı korkuyordum.Devam etti."O zaman hiçbir sorun yok."
Bir kaç saniye boş boş birbirimize baktığımızda,"Görüşürüz o zaman."diyerek arkasına dönerek ilerleyecekken tşörtünün ucundan tutuarak onu durdurdum.Büyük şaşkınlıkla arkasına dönerek gözlerimin içine baktı.Tişörtünü bırakırken"Canın acıyor mu?"diye sordum gözlerim dudağın kenarındaki yaradayken.Sırıttı ve "Biraz."diye cevap verdi.Çok düşünmedim çünkü düşünsem bu hareketimin nelere yol açacağını bilir yapmazdım.Dudaklarımı dudağının kenarındaki yaraya acımamasını umarak hafifçe bastırırken kalbim hızlı hızlı çarpıyordu.Heyecanlı olduğumdan sesimi düzene sokmaya çalışarak gözlerinin içine baktım ve arkamı dönüp hızlıca o yerden uzaklaşmadan önce son cümlemi söyledim."Sözümü tutarım demiştim."
ay bu çift beni öldürecek feelsten vallahi billahi yav
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Empty! (boyxboy)
Teen FictionEkin yeme bozukluğu olan asosyal bir çocuk, Deniz ise basketbol takımındaki popüler çocuktu.