~ Dolu Kadehi Ters Tut - Madem
Başladığınız tarih ve saati bir anı olarak bırakmaz mısınız ?
#
Odanın içerisindeki ölüm sessizliğini masamın üzerinde bulunun saat , bıçak gibi kesiyordu , akrep ve yelkovan birbirine oldukça yaklaşmış hararetli bir yarış içerisindeydiler .
Bakışlarımı masamın yanında bulunan pencereye çevirdim , güneş batmaya başlamıştı. Kızıl yansımalar odamın içinde belirli gölgeler halinde yerlerini mesken edinmişlerdi. Gecenin habercisi o karanlık sinsice çöreklenmişti etrafa . Bir gün daha hızlıca eksilmişti hayatımızdan . Değersiz gözükse de bazı insanlar için kısa hayatlarından koca bir parça koparılıp atılmıştı .
Dikkatimi önümdeki kağıda geri verdim , parmaklarımın arasında fütursuzca çevirdiğim mat siyah kalemi işaret ve baş parmağım arasındaki yerine geri konumlandırdım. Karaladığım kağıt parçalarında gezinen gözlerim yaptığı işten memnun gözükse de düşüncelerim pek bunu yansıtmıyordu . Memnuniyetsizdim...
Yazdıklarımın üzerinden tekrar tekrar geri geçer herhangi bir hata bırakmamak için çabalardım. Kağıtlara , zihnimde tasarladıklarımı karalar , belli bir düzene koyar yoluma öyle devam ederdim . Eski yöntemden ilerlemek bana sadece zaman kaybettiriyordu , bilgisayarın başına geçip saatlerce yazıp silmek bana manasız gelirdi. Emin olmadığım sürece dijital ortama mürekkep izlerimin gölgelerini geçirmezdim.
Oturduğum masa başından sakinlikle ayaklandım , sandalyemin minderi içeri göçmüştü kim bilir kaç saattir oturuyordum . Kendimi yazmaya odakladığım zaman saatlerin anlamı kayboluyordu .
Parmaklarıma bulaşan mürekkep izleri bana çabalarımın ilk adımları gibi geliyordu . Babamın güzel bir sözü vardı ' Yaptığın işten kazancın olmasa bile üzerinde çabanın emareleri olsun' derdi. O zaman onun dizinde söylediklerini dinler anlamasam bile annemin iki yandan bağladığı siyah saçlarım eşliğinde kafamı sallardım ve zihnime kaydederdim .
Adımlarım duvar da asılı olan aile fotoğrafımızın önüne ilerledi . Annemin kömür karası saçları omuzlarından aşağı dökülmüş, üzerindeki zümrüt rengi elbise beyaz tenine kusursuz bir şekilde yakışmıştı . Babam, beni kollarının arasına almış anneme belinden sarılmıştı . Annem ne kadar beyaz tenliyse babam ona inat o kadar yanık tene sahipti . Bense babamın değişi ile annemin bir kopyası olarak küçük Aycan'dım. Babamın güvenli kollarında kameraya huzurla gülümsemiştik.
Elim benden izin almaya lüzum bile duymadan havalandı , parmaklarım hissetmek istercesine yüzlerinde usul usul gezindi. Babamın simasında oyalandım.
Babam, hep istediklerimi yapmam konusunda öncü olmuştu. Hatalarımı bana gösterir düzeltmem için farklı yollar önüme serer elimden tutup ilerletirdi. Yaramazlıklarıma yalandan güler, sinirlenmiş gibi yapar annemi kızdırırdı .
Düşüncelerimin arasına karışan görüntüler saniyelik olsa da yüzümde gülümsemeler filizlendirdi . İkisini de ne çok özlemişti kalbim . Onları elimden alan trafik kazası yüzünden onlarsız yaşamak zorunda kalmıştım , 5 yıldır etrafımda onlara ait gölgeler yoktu artık. Onlarsız geçen günler benim için boş saatlerden ibaretti .
Babamın yolundan gitmiş iyi bir yazar olmuştum, yazdıklarım okuyucularım tarafında sevilmiş kitaplarım hızla satılmıştı. Babam kadar iyi bir yazar olmak için çok çabalamıştım. Veysel Gece, babam , sevilen bilinen bir yazardı. Polisiye romanlar yazar , okurken insanları maceraya sürükleyecek bir dil kullanır kendine hapsederdi. Ölümü çoğu okuyucusunu yıkmıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜREKKEP İZİ
Fiksi UmumVazgeçilmez İki ten birbirine dokunmuştu gece yarısı , aynı anlarda ruhları zifiri karanlıkta bile görülebilir hale gelmişleri , can atıyorlardı kavuşmak için. Kız baktı , oğlan mühürledi ... Kaner KIRCA Elzem Gece