"Yavaş ye boğulacaksın."
"Ahh çok acokmoşum." cam siler gibi gülüp peçete uzattı.
"kkkk Çok tatlısın." ve öksürüklere hoş geldiniz.
"Dur sakin su iç."
Biraz daha tıkındıktan sonra jin masaya USB koydu.
"Bu kulaklıkların kod şifreleri. Telefona eklersen belki biraz da olsa amacımıza ulaşırız ve kulaklığı açtığımızda bağlamakta zorluk çıkarmadan otomatik olarak bağlanmasını sağlarız."
"Bu çok güzel. Aslında düşünüyordum da kulaklıklar güç çekme yolu ile şarz edebiliriz. Bildirim iletme ile otomatik soru yollayarak onay ile telefondan enerji göndererek şarj olmalarını da sağlıya biliriz. Bu şekilde yaparsa ekstra şarj aletine de ihtiyaç duyulmaz diye düşündüm. Cümle uzun oldu şöyle toparliyim. Kulaklık için telefon şarz edilirken otomatik kulaklik da şarz olacaktır. Tabi bunun için telefon şarja takıldığında 'kulaklıklarınız da şarj edilsin mi?' Sorusu ile kullanan kişinin onayında kalsın."
"Woah bu çok güzel bir düşünce. Bu fikri beğendim. Yarın işe koyulurum."
"Tamam." USB'yi alıp masama adımladım. Sekreteri arayıp Jin için tekerlekli sandalye getirtmesiniz istedim. Bir süre sonra kapı çaldı.
"Gel." jin sekreterin elinden sandalyeyi aldı ve sandalye ile yanıma geldi. Bende USB'yi takıp işe koyuldum.
"Min-ji burada kodlama yanlış girilmiş."
"Nerede?... Doğru iyi ki fark ettin sonra bulması zor olurdu."
"Her zaman WWB"
"O da ne?"
"Worldwild Beautiful"
"Ahahaha jin bende sana WWH diyeceğim."
"Ah bu hoşuma gitti." ikimizde gülümsedik. Ardından yarım saat boyunca kodlama girdim.
"Jin bit-" uyumuş mu? Ah çok tatlı. Kafasını masaya koyarak uyuya kalmış. Bilgisayarda bir süre daha işlerimi hallettim. Jin'in kıpırdanması ile o tarafa döndüm.
"Günaydın Jin bey siz yokken şirkete gelen yeni çıtır bayanların hepsi evlendi şansınıza küsün."
"Hıh ben gerçek aşkımı bekliyorum bir kere."
"Öyle şeyeler dizi ya da filimler de olur."
"O zaman bu bebekte aşkınızın meyvesi değil öyle mi?" Karnımı gösterek konuştu. Ama öyle değil Jin. Bu bebek aşkımızın değil nefretimiz meyvesi.
"Min-ji iyi misin. Ne zaman bebek ya da eşin hakkında konuşsam donuyorsun. Hem senin eşin nerede hala babanda kalıyorsun. Seni araştırdım ama sadece eski ortağın oğlu ile çıktığın yazıyordu ama ortaklıklar ayrıldı. Neler dönüyor anlatır mısın?"
"Jin ben b-benim... şey çıkar mısın? Bitirmem gereken işler var." Jin kaşlarını çattı ve ayağa kalktı.
"Arkadaş olduğumuzu sanıyordum ama sen ben kovuyorsun." sustum. Ne diyebilirdim ki? Jin sinirle kapıya doğru adımladı kapıyı hafif araladı ve durdu bir kaç saniye bekledi. Sonra da bir hışımla çıkıp gitti.
____
Aradan 3 gün geçti. Jin'den en ufak bir haber dahi alamadım. Şeref * z sürekli rahatsız ediyor. Yine mesaj atmış bana bugün görüşelim diye. Sinirlendiğim için Şirketten çıktım.
Biraz hava almalıyım. Jin ile ilk kez karşılaştığımız sahildeydim. Banklarda oturuyordum. Bir süre öylece izledim yine dalgaların geçişini. Jin önümden geçip başka banka adımladı. Yine mi karşılaştık. O da buraya sık geliyor demek ki. Beni gördü ama ardından yüzüme bile bakmadı. Neyin tribi bu yiğidim demek isterdim ama neyse. Sonuçta aramızda o kadar da yakınlık yok en azından bir selam verebilirdi. Ona doğru adım attığımda biri kolumdan çekip döndürdü. Woo-hyun bu o eski sevgilim.
"Beni özledin mi?"
"Beni bırak ne özlicem defol."
"Sus ve düş önüme evime gidiyoruz."
"Hah! Delirdin sanırım senle geleceğimi sanıyorsan yanılıyorsun."
"Amma naz yaptın sende yeter." Beni kucağına aldı. Bacaklarımı savurup kurtulmaya çalışıyordum ama nafile.
Jin- "Min-ji ne oluyor? Siz de kimsiniz?"
Woo-hyun- "Kocasıyım. Karım tripli biraz siz karışmayın." diye sinirle konuştu. Jin de adamın tuttuğu kolunu bıraktı.
"Jin yalan söylüyor kurtar beni!" Jin bağırmalarıma rağmen hiçbir şey yapmayınca bana yaptıklarını söylemek zorunda kaldım.
"JİN BU ADAM BANA TECAVÜZ ETTİ. Z_zorla sahip oldu bana." Jin gözlerini kocaman açtı. Bir kaç saniye afalladı ve bir iki adım geriledi. Sonra koşarak adamı durdurdu.
Woohyun- "BIRAK LAN."
Jin- "Asıl sen bırak polisi arıyorum!" woo-hyun arabaya doğru adımladığı sırada Jin önümüze geçip beni kucağına almak istedi ama Woo-hyun bırakmayınca bende omzunu ısırmak zorunda kaldım. Jin beni yere bırakıp ona yumruk attı. Bende polisi aradım. Yoksa bu işin sonu gelmez. Bir süre Jin ve woo-hyun'un yumrukları ardından polisin ile birlikte kaçmaya çalıştı ama yakalandı. Bende yerde duran Jin'in yanına gittim.
"Jin iyi misin?" Jin bir anda beni yere çekip bana sarılınca afalladım.
"Özür dilerim sana sebepsiz yere tirip attım sana bunun hakkında sürekli soru sordum affet beni."
"Jin bunu bilemezdin ki. Ben anlatmak isterdim ama daha yeni tanıştık."
Plolis- "Emniyete gelip rapor vermelisiniz."
____
Polise her şeyi anlatıp eve geldim. Daha doğrusu beni Jin bıraktı. Yeniden arkadaşız. Arabada sürekli kendine küfür edip durdu. Kendini suçlu tutuyor manyak. Babamın eve geldiğini duyunca aşağı indim. Yüzünde ki telaştan ne olduğunun farkında olduğu belli oluyordu. Her şeyi öğrenmiş. Bu adamları neyi nereden nasıl öğreniyor hala anlayamadım. Hiçbir şey demeden ona sarıldım.
"Evlenmen gerekiyor." biraz geri çekildim.
"Ne diyorsun baba."
"Bak kızım karnın iyice büyüdü. Millete laf almanı istemem seni de zorlamak istemem ama en azından bir süre sahte bir evlilik yapsan olmaz mı?"
"Çok haklısın baba ben özür dilerim." Başımı yere eğdim. Adam o kadar haklı ki.
Hangi yüz yıldayız birini bulur bir süre belge ile evli kalır sonrada boşanırız bu kadar basit.
"Bu kadar olgun karşılayacağını düşünmemiştim. Kızım kocaman olmuş." Saçlarımın arasına öpücük kondurup sarılmaya devam ederken salona adımladı. Koltuğa oturup beni de yanına oturttu.
"Aklında biri yoksa evlenmeni istediğim biri vardı."
"Kim?"
"Kim Seok-Jin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WorldWide Handsome Married_ Kim Seok Jin (TAMAMLANDI)
RomanceEski sevgilisinin zorla ona sahip olmasının ardından hamile kalan bir kız. Babasının isteği üzere de ortaklarının oğlu ile evleniyor. Çünkü babasının haklı olduğunu biliyordu. 17 bölümlük.