12

696 36 18
                                    

Hastaneye kontrol için gittiğimde yine Jin gelmişti. Çıkarken Markı görmem ile duraksadım.

"Mark?"

Jin bir anda önüme geçip ellerini omuzuma yerleştirdi mark'a perdeyi çekmesini söyledi.

Jin bir anda önüme geçip ellerini omuzuma yerleştirdi mark'a perdeyi çekmesini söyledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Markın kahkahasını duymam ile Jin'i yana itekledim.

Mark- "Kontrole mi geldin?"

"Evet. Sen?"

Mark- "Küçük bir kesik dikiş attılar." diyerek elini kaldırdı. Bende kolunu tutup baktım.

"Geçmiş olsun acımıyor değil mi?" bunu sorarken Jin çocuk gibi homurdanarak ellerimi çekti.

Jin- "Geçmiş işte ne diye kolunu tutuyorsun ki?" kendisi ile konuşuyordu ama sesi de duyuluyordu.

Mrk- "Kahve içmek ister misin?"

Jin- "Hayır."

"Sana sormadı hem senin işin vardı gitsene."

Jin- "İptal oldu o."

"Hangi ara? Daha demin hadi gidelim diye çekiştiriyordun."

Jin- "Şimdi işte soru sorma." Gözlerimi devirip Mark'a döndüm.

"Olur Mark gidelim."

Mark ile önden yürüyüp kahve aldık Jin ise homurdanarak arkadan geliyordu.

Jin- "Görende kocası o sanacak."

Mark ile yaptığımız sohbeti Jin sürekli bozdu. Somurtmak için dünyaya geldi galiba. Arabaya bindiğimden Jin de bindi.

"Yağ Yine mi?"

"Ben de sensiz yapamıyorum karıcım." Bunun ciddi bir problemi var. Hayır kendi kendine hikaye kuruyor da. Göz devirip arabayı çalıştırdım. Yol boyunca kafamı ütüledi. Yok Mark neden yabacı isim kullanıyormuş?, Neden bana sürekli gülüyormuş?, Neden çıplak dikiliyormuş? hayatımda duyduğum en saçma sorular. Cevap bile vermeden arabayı park ettim. İnmeyince sorar bakışlarla ona baktım.

"Geçen seferki gibi ekilmek istemiyorum." Gözlerimi yine devirmemek için kendimi zor tuttum ve arabadan indim. O da mutlu olmuşçasına arabadan indi. Evin kapısını açıp içeri girim.

"Oh, sonunda evim." Daha sabah evdeydik. Ne ara özledi?

"Çooookkk açım." Bana ne. Odama doğru yol aldım. Jin eskisi gibi olamadığımız için ağladı evet ama ben ne yapabilirim ki?

"Sen yemiyor musun WWB?" bunu ne ara hatırladı. Arkamı dönmeden yanıtladım.

"Yorgunum yatacağım."

"Ama aç olmaz bebek acıkmıştır. Sen dinlen ben bir şeyler hazırlarım." Yemek yapacağım diye mutfağı batırmaz umarım. Ayrıca ne zamandır bebekle ilgileniyor ki?

Bir süre sonra kapımı çaldı ve içeri girdi.

"Bebek için tavuk çorbası yaptım." woah çok güzel kokuyor. Teşekkür edip yemeğe başladım. Yatağımın ucunda oturup beni izliyordu. Ona baktım hayırdır gibisinden ama kitlenmiş gibi gözleri yüzümün her yerinde geziyordu. Fazla üstelemeyip yemeğimi yeme devam ettim. Jin baş parmağı ile dudağımın alt kısmının silip kendi dudaklarına götürdü. Bense sadece ona bakmakla yetindim. Ağzımda kalan çorbayı zar zor yutabildim.

Tepsiyi ona uzattım. Alıp çıktı bende kendimi uykuya teslim ettim.

____

Jin yatağın diğer tarafında elleri kafasının altında bana dönük uyuyordu. Bende elimi saçlarına götürdüm. Saçlarını okşarken gözlerini açtı ve kolumu tuttu. Bana yaklaştı ve sarılarak uyumasına devam etti. Ağırlaşan göz kapaklarıma dayanamayıp bende kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

____

Burnumda hissettiğim gıdıklanma ile gözlerimi araladım. Jin başımın biraz üstüne dirseğini yatığa dayamış eli ile kafasından destek alıyordu.

"Yaa Jin yine neden odamdasın?"

"Karımın odasında olmam suç mu?"

"Değil mi? Sonuçta sahte ya hani."

"Gerçek de olabilir!"

"Jin saçmalama hadi odana naş naş."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
WorldWide Handsome Married_ Kim Seok Jin (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin