SILLAGE! [HyunLix]

1. Bölüm

20 Mayıs 1920 Londra / Weekly London Gazetesi Merkez Ofis~

"Felix nerede kaldı yine? Her zaman bu kadar geç kalmak zorunda mı? Beni deli ediyor bu çocuk."

"G...Geldim, yetiştim." Genç olan nefes nefeseydi ve yol boyunca koştuğu her halinden belli oluyordu.

"Yetiştin mi? Sanırım benimle alay ediyorsun Lee Felix. Burası senin kafana estiği saatte gelebileceğin bir yer değil. Saat 10 oldu."

"Üzgünüm bay Minho ama bazı sorunlar oldu."

"Bugünkü bahanen ne?"

"Siz de biliyorsunuz ki bir bahanem yok efendim. Uyuyakalmışım. İnsanız sonuçta oluy..." Minho kaşlarını çatınca Felix susmak zorunda kaldı.

"Robert!"

"Evet ?"

"Şu veledi gözümün önünden al ve nereye gidiyorsanız gidin."

"Tabii efendim."

Robert elini Felix'in omuzuna koydu ve genç olanı peşinden sürükledi.

"Böyle yapmaya devam edersen bir gün kovulacaksın bunun farkındasın değil mi?"

"Kovulacağımı pek sanmıyorum hehe. Hem bilerek yapmıyorum." Felix'in yüzü asılınca Robert gencin saçlarını karıştırdı.

"Neyse neşelen. Bugün iyi bir haber yakaladık. Birlikte görmeye gidelim."

Felix heyecanlı bir şekilde Robert'ı onaylarken içten içe haberin ne olduğunu merak ediyordu...

"Sabah sabah bana bir cesedi görmeye geleceğimizi söyleseydin bu kadar heyecan yapmazdım. Daha yemek bile yemedim."

"Söylenme Felix."

"Tamam tamam. Peki bunda ilginç olan ne?"

"İlk olarak bu şekilde ölen ikinci kişiymiş."

"Ne şekilde ölen?"

"Nasıl desem... Sanki tüm kanı çekilmiş gibi."

Felix yerdeki cesede baktı. Cesedin yüzü normalden daha beyazdı hatta kireç gibiydi.

"Söylenene göre vücutlarında tek bir damla kan bile kalmamış."

"Bu.... Aşırı tuhaf."dedi gözlerini kısıp cesede bakmaya devam ederken.

"Hey siz ikiniz! Uzaklaşın cesetten."

Polislerin geldiğini gören ikili hemen birkaç adım geriye gidip az önce yakalanmamışlar gibi konuşmaya devam etti.

"Yani haberimiz bu mu? Belki vahşi bir hayvan falandır"diye fikir yürüttü Felix.

"Saçmalama ne tür bir hayvan taze et yerine sadece kanı tercih eder?"

Felix bunun üzerine söylediğinin ne kadar mantıksız olduğunu anlayınca omuzlarını silkti.

"Bunu bir hayvan yapmadıysa ne yapmış olabilir ki?"

"Ben de bunu merak ediyorum zaten. Gidip şu polislerin ağzını arayayım. Gerçi şu an bize oldukça kızgın bir şekilde bakıyorlar ama şansımı denesem iyi olacak." Robert uzaklaşırken Felix etraftaki polisleri kontrol edip cesede biraz daha yakınlaştı.

Sabah sabah böyle bir şey görmek gerçekten iyi değildi ama ilginç olduğunu kabul ediyordu. Daha dikkatli bakınca kadının boynundaki iki küçük nokta dikkatini çekmişti.

"Tuhaf..."dedi elindeki fotoğraf makinesi ile birkaç poz çekerken.

"Bir şey mi buldun?"

Felix başını kaldırıp sesin sahibine baktı.