6. Bölüm

15.7K 1.5K 3.9K
                                    

"Felix'ten haber var mı? Gerçi gideli çok olmadı?"dedi Jisung. Minho ile birlikte öğle yemeği yiyorlardı.

"Hayır yok. Yatılı bir çalışan olduğu için kolay kolay dışarı çıkabileceğini sanmıyorum. Üstelik her kimse şu Hwang Hyunjin merkezden uzakta yaşıyor. Sürekli gidip kontrol edebileceğim bir uzaklıkta bile değil ve bu benim sinirimi bozuyor."

"Sakin ol. Felix çocuk değil bir şekilde halledecektir. Bu kadar endişelenme"dedi Minho'nun elini tutup baş parmağı ile nazikçe okşamıştı.

"Birilerini rahatlatmak konusunda çok iyi olduğunu söylemiş miydim?"dedi Minho
Jisung ise bu cevaba istemeden tebessüm etti.

"Ciddi misin? Ofiste bana herkesi çok gerdiğimi söylerler."

"O işin içine mesleğin girdiğinde ortaya çıkan diğer kişiliğin olmalı." Bu sefer gülümseyen Minho'ydu.

"Çok kötüsün."

"Teşekkürler."

"Bu iltifat değildi."

"Jisung söylediği için iltifat."

Genç olan gözleri parlayarak Minho'ya yeniden ve en güzelinden bir gülümseme sunmuştu. Eğer şu seri cinayetler aklını kurcalamasaydı daha da mutlu olabilirdi elbette.

                                ●●●

Felix şok olmuş gibi olduğu yerde kaldı. Hatta şu an Hyunjin'in söylediklerini idrak etmeye çalıyordu. Düğmelerini iliklemek mi? 

Bu kadarıda pes! dedi içinden. Gerçi yüzüne de söylemeyi çok isterdi ama... En azından buradaki işini halletmeden bu adama hiçbir şey söyleyemeyeceği ortadaydı.

Çekinerek Hyunjin'e yaklaştı.

"Ö...Öyleyse müsadenizle"dedi ellerini Hyunjin boynuna doğru götürerek. Hâlâ kalkık olan beyaz yakayı özenle kıvırmıştı Felix. Yakada birkaç saniye oyalandıktan sonra parmaklarını ince bir çizgi şeklinde kaydırarak düğmelere ulaştı. Tek tek nefes almadan ilikledi. Ve kısacık bir an bile Hyunjin'e bakmamıştı, aşırı utanıyordu. Bunu abisi ya da Jisung istese seve seve yapardı ama daha yeni tanıştığı birine yapmak tuhaf hissettiriyordu. Üstelik bu kadar çok utanan bir insan olmamasına rağmen -ki bazen çok utanmaz bile olabiliyordu- bu adamın yanında gerilmeden edemiyordu.

"Bitti."

"Öyleyse çıkabilirsin."

Derin bir nefes alan Felix hemen odadan çıkmıştı. Bu adamın daha ne kadar tuhaf olabileceğini merak ediyordu.

Aşağı indiğinde herkesin yemek masasına oturduğunu görünce o da hemen kendine bir tane sandalye çekmişti. Yediği bir dilim turta pek yeterli gelmemişti.

"Hallettin mi?"diye sordu Linda çay fincanını dudaklarına yaklaştırırken.

Maalesef hallettim Linda. Tam bir zengin züppe. Nasıl katlandınız buna? Adam kendi düğmelerini bile iliklemekten aciz. Hani onu bile ben yaptım. Araştırmacı gazeteci Lee Felix.

"E...Şey evet"

"Vay be..."

"Ne oldu?"diye sordu merakla.

"Alfred sonunda kendi işlerini yaptırabileceği birini buldu." Mutfaktaki herkes kahkaha atarken Felix tek kaşını kaldırmış onlara bakıyordu.

"Neden güldüğünüzü sormayacağım ama biraz bile olsa yardımım dokunuyorsa önemli değil.

"Elbette dokunuyor!"diye araya girdi Alfred.

SILLAGE! [HyunLix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin