Flowers (Dramione Texting)

Bölüm 38

"Görmüyor musun, burası dolu Granger." Kapının önünde durdum. Draco ve Pansy. Ne yapıyorlardı burada?

"Çalışmam lazım. O yüzden erken geldim." dedim kararlı sesimle ve içeri adımımı attım. Şu an bilinmeyen değil Hermione'ydim. Draco'nun yüzüne yumruk atan Hermione.

"Uğraşamayacağım. Ben gidiyorum." Pansy bana omuz atarak sınıftan çıktı.

"Ne konuşuyordunuz?" dedim yerime oturduğumda merakıma engel olamayarak.

"Sanane." Aldığım cevapla burukça gülümsedim ve başımı eğdim. Ne bekliyordum ki?

Kitaplarımı çıkarıp önüme koydum ve tüm dikkatimi vermeye çalıştım. Tabi sadece çalıştım.

"Bakayım bir şuna." Önümdeki kitabı hızla çektiğinde ben daha ne olduğunu anlayamamıştım. Hızla ayağa kalkıp ona yaklaştım.

"Malfoy ver onu bana."

Kitabın arasından küçük bir papatya düştüğünde yasemini diğer kitabımın arasına koyduğum için Tanrı'ya şükrettim.

Bir süre sessizlik oldu. Ben gözlerimi papatyadan ayırmazken o bana bakıyordu. Gözleri benim üzerimde geziniyordu. Bunu hissedebiliyordum.

Eğilerek papatyayı eline aldı. Bakışlarını papatyadayken kaşları çatıktı. Ben ise anlamaması için Tanrı'ya dualar ediyordum.

Papatyayı bana uzattı.

Elim titrerken zorlukla aldım papatyayı. Bir teşekkür mırıldandım ve yerime oturdum.

Lütfen anlamamış olsun. Lütfen.

"Ne istiyorsun?" dedim o gitmediğinde. Yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Hiç." dedi gözlerini benden ayırmadan. " Gözlerim kapalıyken daha cesaretli olduğunu fark ettim de."