Ama önce biz...

722 45 25
                                    

Multimedya'da tanıtım film'i var izlerseniz sevinirim.

İkinci multimedya'da Rüyanın yemek yemeğe giderken giydiği elbise var.

Kaslı kollarını ve o sexy sixback'lerini görmeye kesinlikle bayılıyordum. Karşımda tamamen çıplak değildi tabi ki ama duştan çıkmıştı benim uyuduğumu düşünüyordu herhalde. Açıkçası bu durum hoşuma gitmiyor değildi. Bana mı bakıyordu o ? Evet kesinlikle bakıyordu ama sadece bakmıyodu aynı zamanda yaklaşıyodu eğildi ve yanağıma bi öpücük kondurdu demem gerekiyordu evet ama niye yanağımı yalanıyormuş gibi hissediyordum. Gözlerimi araladığımda gördüğüm kesinlikle o değildi.

''Ne yani rüyamıydı ?Jerrmy bunu yapmaktan vazgeçmelisin artık yüzüm her sabah köpek salyası oluyor. Bir daha yapmıyorsun anlaştık ?''

''Haaaavv havvv''

''Bunu tamam olarak sayıyorum.''

Telefonumu bulmam gerekiyordu, Arda'yı aramam lazımdı çünkü bu gün Los Angeles'te son günümüzdü. Kesinlikle üzülmüyordum nedeni İstanbul'u çok özlememdi. Burada arkadaşımda yoktu çok fazla bir Arda vardı oda zaten kızları görünce beni unutuyordu. Valizlerimi dün toplamıştım giyeceğim kıyafetlerimde seçmiştim. Kıyafetlerimi giyip, kahvemi aldım terastaki koltuklardan birine geçip Ardayı aradım.

''Rüyanda benimi gördün? Niye bu saate aradın Rüya!''

''Yüzüne nur inmiş sexy kollu adamı gördüm yine her neyse de bu saat dediğin öğlen 1 Arda. Dün çekimler bitmişti dimi? Uçak biletlerimizi öğleden sonra saat 2 ye almıştım da.''

''Dün bitmişti de. Benden habersiz kiminle gidiyorsun İstanbul'a.''

''Seninle gidiyoruz tabi ki Ardacım.''

''Benimle gidiyorsun,bilet alıyorsun, benim yeni haberim oluyor öylemi?''

''Uzatma Arda zaten gidecektik İstanbul'a biraz erken oldu sadece. Ben çıkıyorum görüşürüz Ardaaaaa.''

Telefonu şak diye kapadım. Oda servisi bavulları arabaya götürürken bende Jeremy'i aldım arabaya bindim. İkimizin de emniyet kemerlerini takıp arabayı havaalanına doğru sürmeye başladım. Havaalanına geldiğimizde önce arabamın kargo işlemlerini hallettim. Bavullarımı ve Jeremyi verip uçaktaki yerime geçtim. Arda'dan beklendiği gibi geç kalıyordu.

''Suratıma telefonu kapatmanın ve bu emrivakilerinin hesabını vereceksin Rüya hiç merak etme.''

Cevap vermedim gözlerimi kapattım. Ve yine en sevdiğim şeyi yaptım,bıraktım kendimi uykunun kollarına...

'Rüyaaa...Rüyaa..ÖZÜRLÜ KUZENİM!''

''Ne bağırıyorsun ya geldik demen yeterliydi.''

''Yok hayır gelmedik! Hostes ne içer diye sordu.''

''İstemiyorum. Niye kaldırdın ki bunun için.''

''Sen bilirsin.''

15 dakika kalmıştı İstanbul'a inmemize hata inmeye başlamıştık bile. O kadar özledim ki İstanbul'da dolaşmayı, deniz kokusunun ciğerlerime dolmasını, elimi yakan ama yinede yemekten vazgeçemediğim kestanesini. En çokta yapamadığım mesleğimi tam altın bileziğimi koluma taktım derken,kendi ayaklarım üstünde duracağım derken, modellik fikrine ne ara ısındım ben. Halama her şey için minetarım fakat sakin, asosyal hayatımı özledim...

Uçaktan indiğimizde taşını toprağını öpmek geldi içimden cennet vatanımın. Bu güzel anı karnımın gurultusu bozdu.

''Arda yemek yemeye götür beni çok acıktım.''

#MANTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin