Anne ben aşık olmak istemiyorum!

293 32 11
                                    

Fikirlerinizi lütfen benim ile paylaşın :)

''Anlamadım?'' diyince tekrarladı sorusunu.

''Üzerindeki montu geri vermeyi düşünüyor musun?''

''Karıştırıyorsun herhalde,bu senin değil hem bu montan senden başka bir sürü insanda vardır.''

''Sağ cebinde kartvizitlerim var. Bu benim olduğunu kanıtlamak için yeterli bir sebep değilmi ?''

Elimi montun cebine yavaşça soktum , Rüzgarın adı yazılı olan kartvizitleri buldum ve elime aldım.

''Arkanı dön.''

''Rüya akli dengen yerinde mi, bu nerden çıktı ?''

''Tabi ki akli dengem yerinde,arkanı dön Rüzgar !''

Yavaş bir şekilde arkasını döndü ve yine hayal kırıklığı. Ben montu vereni Rüzgar olarak hiç hayal etmemiştim ve Rüzgarın sırtının bu kadar çekici olduğunu fark etmemiştim.

''Oldu mu Rüya? Bunu neden yaptın bilmiyorum ama montumu ver artık. Bak işim var geç kalıyorum.''

''Ne işi ? İş saati bitti ya.''

''Seni ilgilendirir mi Rüya?''

''Her neyse.Montunu geri vermeyeceğim.''

''Nedenmiş o?''

''Bu gün bana söylediğin şeyler karşılıksız mı kalacak. Hem gidip yenisini alabilecek kadar paran olduğunu düşünüyorum.'' diyince kahkaha atmıştı aptal mı bu niye gülüyor.

''Bir montla mı intikam alıyorsun Rüya? Tamda şımarık bir çocuktan beklendiği gibi bir intikam şeklin var doğrusu.''

Bu sözleri hem sinirim, hem de moralimi bozmuştu bende gaza gelip montu üstümden çıkarıp attım.

Sinirle arabayı çalıştırdım ve bu basık otoparktan çabuk çıkmalıydım sinirden üstüme üstüme geliyorlardı.Oradan çıktığımda sahile bir yere arabayı park edip arabadan indim ve uzun bir nefes aldım. Rüzgar haklımıydı ben şımarık bir kız çocuğu gibi mi davranıyordum? Beni ne kadar tanıyordu ki böyle konuşuyordu yüzümü iki yada üç göre ya gördü yada görmedi. Bana şımarık diyene bakın siz insanları tanımadan yargılayacak yada ön yargılı ve egoist. Yürüyen ego. Ben montu bana verenle ne hayaller kurmuştum halbuki evet belki Rüzgar'da yakışıklı olabilir ama kesinlikle karakteri bunu göremeyeceğim kadar öne geçiyor.Yine tüylerimi diken diken eden rüzgarlar tenime değiyordu. Üşümüştüm yine bu sefer montunu verecek kimse yoktu. Arabaya geçtim ama eve gitmeyecektim.

''İşin yoksa bir yerlere gidelim mi?''

''Cafe falan dersen gelmem biliyorsun dimi Rüya.''

''Biliyorum caffe ye gitmek için aramadım zaten kafa dağıtalım biraz.''

''Rüya hanım sizden bunları duymayalı neredeyse seneler olmuştu yine kime aşık oldun ?''

''Aşık mı ? Ne alakası var Arda? ''

''Berke'ye sinir olup ayrıldığınızda ''Kafa dağıtalım'' demiştin en son.''

''Yine birine sinir oldum, aşık olmadım.'' Asla asla asla asla.

''Peki nerdesin şuan ?''

''Sahilde.''

''Rena'ya geç o zaman bende geliyorum.''

''Tamam görüşürüz.''

Bulunduğum yere on dakika uzaklıktaydı. Arabayı çalıştırdım Rena'ya doğru sürdüm, arabadan inip anahtarları valeye verdim.Bar bölümüne geçmedim, çok acıkmıştım yemek yemek için Restaurant bölümüne geçtim Ardaya da mesaj attım yemek yiyeceğim önce sende buraya gel diye. Yemekleri sipariş etmek için ardayı beklemedim ikimize de fırında pişmiş alabalık söyledim hem Arda gelene kadar yemeklerimiz hazır olur yemek yiyip içeri geçeriz diye düşündüm. Onu beklerken maillerime bakıyordum, sitenin yapılacağı yerin imari durumunu konumunun fotoğrafını ve detaylarını yollamışlardı.Ben maillerime dalmışken Arda geldi.

#MANTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin