| Uzun bölüm | 19*|

380 41 13
                                    

Mark yüzüne bakıyor ve anlamaya çalışıyordu.
Zaten belliydi pesinden geleceklerdi , alex'i kurtarmak risk demekti ve sende o riske girdin.
Onu abisine kavuşturdun , mutlu son daha yakın değildi.

" mark , alexi al ve burdan gidin. Bu ev güvenli olmayacak." dedin.

" peki sen ne olucaksın!? Bizimle gel!"

"Olmaz, ben gelirsem sizi 'de tehlikeye atmış olurum."

Bazen birşey feda etmek gerçekten zordur. Ama sende biliyordun 'ki zaman daralıyor ve buevde yanacak ve yanacak, herşey yanacak kül olacak.

" Sana zarar verirler ise ne yapacaksın?" dedi mark.
Sözleri acı ile birleşiyordu, sanki herşey bir hikaye hikayenin sonu sadece karanlik ve ölüm olacak. Kimse bilmiyecek.

" Bana ihtiyaçları olacak. Zarar vermezler. Ama Alex zarar görebilir, mark kardeşini koruman gerek."

Alex abisinin bacağına o minik elleri ile sarılıyordu.
Hayatının sonunu kaçarak mı geçirecekti.

" abi nereye gideceğiz?..." dedi alex o minik sesiyle.

Yere çömeldin ve alex'e yaklaştın. Tatlı bir yüzü , sevimli bir elleri vardı ama hayatı neden bukadar masum değildi. Oda istemez miydi yaşıtları ile oynamak ama hayat acımasız, kendini kaptırır yanan bir çukura atar. Hayat. Ne kadar acımasız.

" daha güvenli bir yerde olacaksınız tatlım. Merak etme abin yanına olacak artık o kafeste olmicaksın" dedin. Ağlamamak gerçekten zordu bir kafes'de bir çocuk.

Ayağı kalktın. Mark'a baktın yüzünde endişe vardır. Korkuyordu, hiçbirşey gerçek değil gibiydi ama gerçek işte bu. Rüyalarda gördümüz o ışık saçan güneş nerde?...

Mark sana sarıldı hiç hissetmedin kadar iyi hissetmeni sağladı. Ailen sana hiç sarılmışmıydı?
Sende ona sarıldın.

Liu ~

Çatının kenarından aşağı baktım zaman , sanki bir ok saplanmış gibi hissettim. ( adin) ve mark orda sarılıyordu. Bu neden umrumdaydı , değildi. Kalbim acı içinde gidip geliyordu.

" Hadi Liu. Benim işim bitti...sıra sende at şu kibriti'de gidelim burdan. Çok dikkat çekmeylim."

Elimdeki yanan kibrite baktım, yanacak ve acı cektirecekti. Aynı kalbiminde şuan yandı gibi acı.
Herzaman ezilen olmak vardı şu hayatta ama bu ben değildim.

Elimdeki kibriti yere attım, tahtalar tutuşmaya yanmaya başladı. Tam çatıdan inecekiken (adin) üstüne doğru düşecek, yanan tahta parçası ile biran atıldım. Kalbim acırken.

Sen~

Marka baktın ve burnuna gelen duman kokusu ile mark'ı ittin. Mark Alex'in elini tuttu ve uzaklaştı, mark telaşla sana baktı.

" Dikkat et!!" dedi.

Yutkundun. Kafanı Kaldırdın zaman üstüne gelen yanan tahta parçalarını fark ettin. Hareket etmek istemedin çünkü sende yanmak zorundaydın, bu hayatı bırakıp ölmek , ölmek. Birden itildin , ve evin minik basamaklarından Çimenliğe yuvarlandın.

Bir ağrı acıdan sanki daha güçlü, korkmana gerek yok. Kafanı zor bir şekilde Kaldırdın ve mark'a bakarak. " Gidin!...gidin!" dedin.

Mark tereddüt etti, alex'e baktı ve koşmaya başladı.
Sanki uzaklaşırken gözlerinin önüne gelen siyah duman yok , ediyordu onları.

" LANET OLSUN! LİU!" bu ses. Bu ad.
Zor ayağı kalkarak eve döndün zaman , jeff'i gördün.
Liu 'nun üzerinden yanan tahtaları kaldırmaya çalışıyordu. O seni kurtarmışti...evet...acı. Neden seni kurtardı..

Jeff'e yardım etmek için yaklaştın ve tahtaları kaldırdınız. Liu'nun yüzünde yanık izleri vardı , gözleri kapalı neden uyanmıyorsun ikimizde acı hissediyoruz. Keşke , keşke bir rüyada olsaydım..

" omzumuza alalım" dedin ve jeff'de dedini yaparak Liu kaldırdınız. Mahalledeki insanlar yavaş yavaş gelirken, siz uzaklaştınız ve karanlık ormana girdiniz.

Hayatımız kararıyor...

Devam edecek.☺

CREEPYPASTA UZUN BÖLÜMLER->∆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin