Sejeong Seungwan'ın odasına doğru yol alıyordu.
Koridor arasındaki boşluktan aniden önüne çıkan beden ile ödü koptu.
Rowoon'du..
"Korkuttum sanırım"
Kendisine gülümseyerek bakması göz devirtmişti.
Onu boşverip yanından geçmeye kalktı. Ancak büyük beden buna kolayca izin vermezdi
"İçeriye girdiğinde göreceklerine hazır ol"
"Ne saçmalıyorsun?!"
Rowoon elini Sejeong'un saçlarına götürdü ama dokunamadan Sejeong eline geri girmesi için vurmuştu.
Rowoon daha çok tebessüm etti
"Arkadaş tavsiyesi veriyordum sadece"
Yanından giden adamın ardından baktı bir iki saniye.
Sonra da Seungwan'ın odasına doğru koşturdu.Odaya aniden dalması ile şok olmuştu.
Eugene ve Sungyeol'ü basmıştı tabiri caizse.
Aniden kafasını sağına doğru eğdi.
Eugene üstünü düzeltirken Sungyeol Sejeong'un yanına gelmişti
Ama ne diyeceğini bilmiyordu
Sejeong onu bu yükten kurtarıp konuştu
"Seungwan nerede?!"
"Bilmiyorum. Biz geldiğimizde oda boştu."
Gözlerine ateş püskürtür gibi baktı
"Sizde bundan istifade.. neyse banane ya!"
Sejeong arkasını dönerken Sungyeol bileğini kavradı.
Sejeong'un keskin bakan gözleri ile bırakması uzun sürmedi"Ne bok yiyecekseniz başka yerde yapın. Bu seferlik sessiz kalacağım"
Sejeong şu ana kadar sadece Sungyeol'e aşk itirafında bulunmuştu.
Rowoon bunu biliyordu..
Ve bugün en sevdiği iki insan tarafından canını yakmak onun istediğiydi..
...
"Ona öyle bakma anlayacaklar"
Jimin daldığı yerden Jungkook'un sesi ile çıktı.
İstemsizce güldü
"Boş yapma kardeşim"
Jungkook oturduktan sonra Jimin de bakışlarını Seulgi'den çekip geriye yaslandı.
"Şimdi biz bu olay çözülene kadar hep birlikte yaşayacağız, değil mi?"
Jungkook pipete işkence yapmayı bırakıp cevapladı
"Senin için iyi olabilir ama bu hapishane kalmak çok can sıkıcı! Eğlenceli bir şeyler yapmak istiyorum"
Jimin yandan gülümsedi.
"Bence seçenek bol"
Jungkook'un da kaşları kalktı.
"Mesela?"
"Mesela.."
Yeniden Seulgi'ye baktı.
"Sınıf grubuna mesaj atıp akşam doğruluk mu cesaret mi için meydan okuyalım."
Jungkook bunun basit bir oyun olmayacağını anlamıştı.
Hoşuna gitmedi değildi tabi..
...
Yerim kantinin kapısından içeriye kafasını soktu.
Görünürde abisi yoktu.
İçeriye girdi ve seslendi
"Seokjin oppa! Seokjin Oppa! Kim Seokjin! OPPAAA"
Depo girişinden çıkan abisi ile korkudan sıçramıştı.
"Ödümü kopardın gerizekalı!"
"Gerizekalı?"
Yerim gözlerini kaçırdı
"On saattir sana sesleniyordum, neden geciktin?"
Depo'ya doğru adımlarken Seokjin önüne geçti.
Bileğinden tutup kantinden çıkarttı
"Cezalıyım ve çalışıyorum! Gördüğün üzere kantinci abi de çay molasına gitti ve tüm işler üstüme kaldı. Gerginim ve seninle uğraşmak istemiyorum. Tamam mı abicim?"
Yerim peki der gibi gülümsedi ve abisinin yanağından öptü.
Seokjin için dünyadaki tek değerli şey kız kardeşiydi.
Bu yüzden siniri hemen geçmişti.
Gülümsedi kardeşine.Ancak kısa sürmüştü..
Sabah duyulan benzer bir çığlık duyulmuştu çünkü.Güne çığlık ile başlayıp kapatmak onların ayrıcalığıydı doğrusu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝘾𝙃𝙊𝙊𝙇'20 [𝗯𝗮𝗻𝗴𝘁𝗮𝗻𝘃𝗲𝗹𝘃𝗲𝘁]
Fanfictionεbangtanvelvet her ayn 22'sinde ölü bulunan öğrenciler.. 2020|© taejoychu 🖤