Vakit öğleden sonra ikiye gelirken Namjoon sonunda Seungwan'ı buldu.
Arka bahçede duvara yaşlanmış oturuyordu.
"Seungwan"
Kız yerinden zıplamıştı korkudan
"Namjoon!"
"Korkutmak istemedim, kusura bakma"
"Her neyse, ne oldu?"
"Müdür bey seni odasına bekliyor. Şef Min de oradaymış. Yoongi'ye de haber vermen lazım. Nedense artık"
Seungwan, Namjoon'un neden ben değil o, tribini umursamadı bile.
"Beni ararken görmedin mi onu? Söyleseydin ya"
"Sizin özel ve gizli işleriniz beni ilgilendirmiyor."
Namjoon olgun olmasının yanı sıra çok alıngan bir insandı.
Seungwan göz devirip oturduğu yerden kalktı.
"Nerde olduğunu biliyor musun bari?"
"Basketbol oynuyorlar"
Seungwan aynı anda iki şey düşünmüştü.
Bu durumda nasıl oyun oynayabiliyorlar ve Yoongi basketbol oynarken nasıl görünüyor
Aklına gelen ikinci şey ile başını sağa sola salladı ve yürümeye başladı.
Onu nasıl çağıracağını düşünürken az ileride Sooyoung ile çarpıştı.
"Oh çok özür dilerim"
"Yok önemli değil, ben de senin yanına geliyordum"
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır, SeokJin kızlarla otururken seni ve Yoongi'yi sormuştu da"
"Konuştuk onunla şimdi Yoongi'yi bulmaya gidiyorum"
"Çok şanslısın ki ben nerede olduğunu biliyorum"
Seungwan tebessüm etti
Kendisi de biliyordu ama aynı zamanda Sooyoung'ın amacının yardım etmek değil basket oynayan Taehyung'u görmek olduğunu biliyordu."O zaman bana eşlik edebilirsin"
"Tabi ki!"
Kısa süre de basket sahasına geldiler.
Dürüst olmak gerekirse okulun tüm yakışıklıları oradaydı.
Ve türbinde onları izleyen onlarca kişi vardı."Sooyoung"
"Hı?"
"Sooyoung?"
"Hıı?!"
"Bana baksan bi!"
"Efendim canım başkanım"
"Yoongi'ye sen seslensene"
"Nedenmiş o? Seninle onun arandaki şeye karışmak istemiyorum. Sen seslen bende izleyeyim"
Seungwan'ın başını kendisine çevirmesiyle göz göze geldiler
"Yani bekleyeyim demek istemiştim"
Sooyoung'ın kolundan çıkıp tellere doğru gitti.
"Yoongi!"
Sooyoung arkasından "biraz daha güçlü seslen" diye komut verdi.
Sanki söylemese yapmayacaktı
"Min Yoongi!"
Yoongi'nin aniden kafasını çevirip bakışlarının kendisini araması çok güzel gözüküyordu.
Alnına yapışmış saçları oradan oraya savruluyordu.
Sonunda onu buldu ve Seungwan'a doğru koştu.
Yanına vardığında gülümsedi
"Şans öpücüğü vermeye geldiysen tam vaktinde, yeniliyoruz çünkü"
Seungwan göz devirdi
"Müdür ve Şef bizi bekliyor"
Ciddileşmişti hemen
"Hemen mi?"
"Acil olmasa Namjoon tüm okulda beni aramazdı sanırım."
"Tamam o zaman sen on dakka bekle ben duş alıp geleyim."
"İyi ben buradayım o zaman"
Yoongi düz bir ifade takındı
"Sınıfta ya da odanda beklesen de olur"
"Sooyoung'ı yalnız bırakamam. Bana eşlik etmişti. Ben de sen gelene kadar ona eşlik edeyim"
"İyi! Geliyorum hemen"
Seungwan merdivenlerde oturan Sooyoung'ın yanına vardı sonunda.
"Ee Sooyoung"
"Jimin'e bak, nasıl fısıldıyor Taehyung'un kulağına. Tabi Seulgi'den yüz bulamadı ya! Sinirinden beni de kötülüyordur!"
"Saçmalama Sooyoung."
Sooyoung dırdır etmeye başladığında Seungwan derin bir nefes aldı.
Anlaşılan Yoongi'yi beklerken baya bi yorulacaktı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝘾𝙃𝙊𝙊𝙇'20 [𝗯𝗮𝗻𝗴𝘁𝗮𝗻𝘃𝗲𝗹𝘃𝗲𝘁]
Fanfictionεbangtanvelvet her ayn 22'sinde ölü bulunan öğrenciler.. 2020|© taejoychu 🖤