twenty one|•yolun sonu•

196 20 37
                                    

"Böyle mi bitecekti?"

Seungwan'ın ağlamaklı sesi kulaklara hakaret kadar ağır gelmişti.

Sejeong elini arkadaşının beline attı.

Seulgi bir anda arkasına dönüp o çemberde ki herkesi süzdü.

"Kötü ya da iyi bir geçmişimiz var. Vedalaşmayı hak ediyoruz."

Kendisinin de gözleri dolmuştu ama ağlayamazdı.
O güne kadar kurumuştu pınarları..

"Doğru, şimdi hepimiz iyisiyle kötüsüyle buradan birlikte çıkacağız."

"Ve eksik"

Joohyun aralarında bir arkadaşlık olmasa bile Yerim'i anacak kadar iyi kalpli birisiydi.

Rowoon sahte bir gülüş attı.

"Bugün mezun olduk diye her şey bitecek mi?"

"Bence hayata ve birbirimize şans vermeliyiz"

Taehyung yamuk bir tebessümle Sooyoung'ı yanıtladı.

"Ne şansı?"

"Hayata iyi yönlerinden bakmak ona bir şans vermektir, yanılıyor muyum?
Ben birbirimizin de görülecek iyi yanları olduğundan eminim. Bizlerde şans hak ediyoruz"

Seungwan atıldı ortaya

"O zaman.."

Hâlâ sesi ağlamaklıydı

".. bugün herkes gideceği yolu anlatsın. İleride birbirimize çıkan yollar olursa oraya sapmak için bir şansımız olur."

"Diyorsun?"

Yoongi'ye olumsuzca baş salladı

"Hayır başkanınız olarak son kez emrediyorum"

Jisoo güldü

"Sen başkan olmana rağmen rica ederdin"

"Doğru, emir işleri bendeydi"

Kısa ama samimi tebessümler kendini göstermişti o sıra.

Sonunda ilk kez konuştu Jungkook

"Öyleyse ilk ben başlayayım, izin verirseniz"

"Tabi ki!"

"Ben dün gece çok düşündüm.. mezuna kalacağım. İki sene kendime izin vereceğim. Bu sene, yurtdışına çıkıp olayları bir şekilde unutacağım. Sonra da sınava hazırlanacağım"

Dolu olan gözler yalandan tebessüm eden yüzler.. hepsi bu vedanın baş kahramanıydı.

"Dönünce mutlaka bul bizi"

"O bulmazsa bile ben onu bulurum."

Namjoon gülerek Yoongi'nin omzuna elini koydu

"Doğru birileri geleceğin Şef Min'i olacak."

Hepsi tebessümle baktı Yoongi'ye.
Yoongi'nin gözleri Seungwan'ı bulduğunda acı ama gerçek bir tebessüm etti.

"Buna sende dahilsin"

Seungwan utandığı için işi şakaya vurmaya karar verdi

"Senden olabildiğince uzakta olacağım Min Yoongi!"

"Ben de sen nereye gidersen gelip seni bulacağım Son Seungwan"

Jisoo'nun arkadan aşk müziği mırıldanmaları ortamı daha da komik bir hâle getirmişti.

"Ee devam edin!"

Sejeong arkadaşına sıkıca sarılıp geri çekildi

"Ben aşçılık okuyacağım. Dört sene sonra buluştuğumuzda size güzel yemekler yaparım"

Rowoon konuşmaya hakkı olup olmadığından emin değildi ama sessiz kalamadı.

"Yeniden görüşmek için dört sene bekleyecek miyiz?"

Sejeong "kim bilir" diye yanıtlayınca şaşırtmıştı.
Belki de hayatın ona tanıdığın bir başka şanstı.

"Aa tamam yeter, şimdi gerçek bir hayalden bahsediyorum. Ben, Kim Jisoo, büyük bir markaya sahip olacağım. Size vakit ayırmasam da dergilerimden satın alarak benden haber alabilirsiniz."

Jisoo gelen gülüşmelerle kaşlarını çattı.
Joohyun'a bakınca Joohyun mesajı almış olacak ki konuşmaya girdi.

"Ah doğru, biz birlikte bu yıldan itibaren 'elle' dergisinde ise başlayacağız."

Namjoon "bu kadar basit olması şaşırtıcı" der demez Jisoo cevabı yapıştırdı.

"Arkamız sağlam diyelim"

Gülüşmelerden sonra Taehyung konuştu

"Ben ne yapacağımı bilmiyorum"

Jisoo ve duramayan çenesi

"İleride dergi sahibi olunca Sooyoung ve seni işe alırız. Çift temalı işlerde-"

"Jisoo!"

"Sanırım sizin iş yerinizde çalışmak isteyeceğim son şey bile değil"

Jimin kıkırdayınca Seulgi atıldı.

"Eee geri kalanlar?"

Sooyoung, Jimin, Namjoon, Seungwan, Rowoon

"Benimde belirli bir planım yok"

Rowoon'dan Namjoon sözü devraldı

"İngilizce Profesörü olup uluslararası konferanslara katılmak istiyorum"

Çoğundan "woow" sesi çıktı.

"Senden beklenildiği gibi"

Namjoon tebessüm etti Sooyoung'a

"Ee sen?"

"Ben?.. Sanırım işletme okuyacağım. Ama tam olarak ne yapmak istediğimi bilmiyorum"

"Ben de mühendislik okuyacağım"

Yoongi bakışlarını Seungwan'a çevirdi.

"Ya siz hanımefendi?"

Tebessüm edip yönünü okula döndü

"Öğretmen olacağım.. ve bir gün kilit vurulan bu okulumuzu restore edip yeniden hizmete sunacağım. En sonunda da bu okulun müdürü olarak öleceğim"

Duygusal ortamı bozmak Yoongi'ye kalmıştı. O bu sorumluluğu hücrelerinde bile hissediyordu.

"Hayır benim karım olarak öleceksin"

Seungwan arkasını bakıp ciddi misin bakışı attı.

O sırada bir korna çaldı.

Hoseok gelmişti.

Oğlanlar veda vaktinin geldiğini hissetti.

"Sanırım veda vakti."

Birbirlerine veda ederken Seulgi bunu yapmazsa pişmanlıkla öleceğine emindi.

Bu yüzden Jimin'e yetişip önüne geçti.
Sonra da onu öptü.

Sonunda öpücük doğru kişiyi bulmuştu.

:')

Vedalar, ayrılıklar, yeniden görüşürüzler..

Yolun sonuydu..
Ama her son yeni bir başlangıçtır.

Eğer bugün yaşıyorsanız yürümek için hâlâ önünüzde yol vardır.

Unutmayın, gerçek yolun sonunun geri dönüşü ya da bir çıkışı yoktur.

Size yürümeniz için verilen yolda düşmekten korkmayın.
Hangi canlı düşmeden ayakta kalmayı öğrenmiş ki?

Yürüdüğünüz yolların hep daha iyi yollara açılması dileğiyle..

Bir TaeJoyWorld klasiğinin sonuna geldiniz.

Okuduğunuz için teşekkür ederim

🖤💜 🖤💜

𝙎𝘾𝙃𝙊𝙊𝙇'20 [𝗯𝗮𝗻𝗴𝘁𝗮𝗻𝘃𝗲𝗹𝘃𝗲𝘁]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin