02║ ve kader kızıl saçlı bir melek çıkarmıştı karşısına.

1.3K 102 221
                                    

Bölüm şarkısı: Theory of deadman - I'm in love with an angel.

Bölüm ithafı: ginnyharry_

━━━━━━━ •♬• ━━━━━━━

-Harry Potter.

Nereye gideceği hakkında
en ufak bir fikri yoktu Harry James Potter'ın. İhtiyacı olan tek şey kulağından düşmeye meyilli kulaklıklarından gelen belli belirsiz müzik sesleri eşliğinde sadece açık havada dolanmaktı. Bacaklarını çalıştırırken açık hava almak.

Gün boyu birkaç saat oturup ders çalıştığı için bir parkta oturup pineklemeye de hiç mi hiç niyeti yoktu.

Şu anda sadece kalabalık Londra sokaklarında elleri ceplerinde başı boş oradan oraya dolanıyordu. Aslına bakarsanız bu oldukça rahatlatıcıydı Harry için.

Bir eylül güneşi açmıştı gökyüzünde. İçinizi sıcacık yapan bir güneşti bu. İçinizi sıcacık yapan ama asla sizi bunaltmayan bir güneş...

Kulaklığındaki müzik sesleri belli belirsiz ve cızırtılı gelmeye başlamıştı. Oğlan bir iç çekti. Büyük ihtimalle bu, cebindeki aletin şarjının bitmek üzere olduğunu gösteriyordu.

Eh... Pek umurunda olduğu da söylenemezdi zaten.

Kulağına belli belirsiz, yumuşak ve nazik bir müziğin tınısı gelene kadar sokakta umursamaz ve başı boş bir şekilde gezmeye kararlıydı Harry.

Ufak bir melodi...

Kulağını okşayan yumuşak bir piyano sesi...

Siyah saçlı oğlan şaşkınlık, merak ve ilgiyle kaşlarını kaldırdı sadece. Daha ne olduğunu bile anlayamadan sesin geldiği yere doğru yavaş, meraklı ve tereddütlü adımlar atmaya başlamıştı bile.

Oysaki tuhaftı... Az önce de belirttiğimiz gibi, hareketli müzikler daha çok ilgisini çekerdi, şimdiyse bir piyanonun nazik sesinin peşinden gidiyordu.

Beyni uyuşmuş gibiydi, neden ve nereye gittiğini sorgulamadı. Sadece ilerledi ve ilerledi. Melodilerin yerini tahmin eden adımları nereye götürürse götürsün, sadece başını eğerek uyum sağlıyordu.

Hemen yanındaki marketten bir kere sağa döndü, sonra da ilerideki kütüphaneden de sola girdi. Birkaç metre daha yürüdü ve bir sokağa girdi.

Çok geniş bir sokak değildi burası. İki yanından üç dört katlı birkaç şirin ev yükseliyordu ve sokağın iki yanında da belirli aralıklarla sokak lambaları dikilmişti. Zeminin tamamını kaplayan arnavut kaldırımlardan buranın sadece yayalara açık olduğu barizdi.

Ama Harry'nin ilgisini çeken ne yerdeki kaldırımlar, ne iki yandan yükselen üç dört katlı binalar, ne de kulaklığından sızan favori şarkısıydı.

İlgisini çeken tek şey sokağın ortasında duran kızıl saçlı, hafif kısa boylu, kendi yaşlarında minyon yapılı bir kızdı. Önündeki akustik, siyah piyanodan çıkan yumuşak seslerin sorumlusuydu bu kız.

Keyifle önündeki siyah beyaz tuşlara dokunuyordu. Önündeki piyanoyu incitmek istemez gibi bir hali vardı. Aynı zamanda bütün müzik dünyası ile dalga geçer gibi çalıyordu müziğini...

Siyah saçlı oğlanın dikkatini çeken şey ise, fazlaca yaralı görünen kızın uzun ince parmaklarıydı.

Sokak sanatçısını izleyen ufak, belli belirsiz topluluğun arasında kolaylıkla yerini aldığı ve kızı net bir şekilde seçebildiği zaman kendiliğinden ilerleyen ayakları birden bire duruverdi olduğu yerde.

I'm in love with an angel | hinnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin