2~ " KABULLENME "

357 49 8
                                    

Büyük bir aile olma yolunda adım adım ilerliyoruz. Hepinize çok teşekkür ederim, hikayemi okuduğunuz için.


Olayın üstünden sadece beş saat geçti. Olayın üstünden dediğim şey, yani Burçin'in "ilgi duymak" ve "ilgi duyuyorsun" konuşmasının üstünden. Ve ben şu an evde yatağıma sırt üstü uzanmış "Rüzgar'a ilgi duyuyor muyum yoksa duymuyor muyum? " diye düşünüyorum. Aslında bunu anlamak, matematik dersini anlamaktan bile zordu. Ya tanımıyorum çocuğu nasıl ilgi duyabilirim ki? Zaten aramızda dağlar kadar fark var çocukla. 

Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Çaldı. Çaldı. Ve çaldı. Annem bu saatte eve gelmezdi. Saat daha altıydı. 'Kim bu gereksiz?' diye düşünürken o iğrenç zil sesi bir daha duyuldu. En sonunda dayanamayarak, odamın kapısından "Geldim!" diye bağırdım.

Odamdan kapıya doğru koşup kapıyı açtım. 

"Kızım ağaç oldum resmen, kök salıyorum."

"Ya insan geleceğine haber verir. Aklımdan senin gelebileceğin bile geçmedi. Hem sen burada ne arıyorsun?"

"Ya bak hâlâ kök salıyorum Okyanus!"

"Peki Burçin Hanım geçin." diyerek kapının arkasına girdim. Burçin'in içeri geçtiğine emin olunca kapıyı kapatıp, salona geçen Burçin'in peşinden bende salona gittim. Koltukta yanına oturdum.

"Anlat bakalım Burçin Hanım niye geldin? Sen buraya daha doğrusu bu sokağa gelmezsin."dedim. Gerçekten Burçin'in buraya gelmesi, benim sayısal sınavlarımdan yüksek almam gibi bir şeydi. 

"Gerçekten bir nedeni yok. Seni tanıyorum. Bugün Rüzgar'a ilgi duyuyorsun dediğim de yüzün bir değişti. Bu durum için sana yardıma geldim. Fazla düşüp kendine sıkıntı yaratma diye." uzun bir açıklamada bulundu. Okyanus kızım var bu kızda bir şeyler! 

"Bir ben o çocuğa ilgi durmuyorum bunu o kafana yaz ve emin ol o çocukla ilgili dediklerini kafa takacak değilim.''dedim. Yalan. 

''Aman tamam be!'' diye çirkef bir şekilde cevap verdi.

''İyi, anlat şimdi neden geldin.''dedim ciddi sesimi ve mimiklerimi kullanarak.

Ağızını açıyor, kapatıyor. Yaklaşık bir dakika boyunca bu işlemi devam ettirdi. En sonunda dayanamayıp ağlamaya başladı. Ağlıyorsa gerçekten önemli bir durum var demektir! Yanına birazdaha kayıp hemen ona sarıldım.

" Ağlama. Ağlama meleğim. Anlat ağlanacaksa birlikte ağlayalım.".

"Okyanus... Okyanus... Bu bu, hani bir tane şey var ya...".

"Evet bir tanem, anladım Görkem. Ne oldu? Yine ne yaptı o beyinsiz?". 

Ağlaması artık hıçkırıklara bırakmıştı yerini.

" Ona söyledim. 'Seni seviyorum Görkem' dedim.". 

"Evet bir tanem. O ne dedi?"

" 'Defol git! Bir daha da konuşma benimle!' diye bağırdı. Ve ben bir atakta bulunmadan o gitti."
Defol git ne demek? Görkem'den böyle bir şeyi asla ama asla beklemezdim.

"Onu bulup kendi ellerimle öldüreceğim Buçi!" diyerek Burçin'den uzaklaştım. Ve ayağı kalktım. Tam yürüyecektim ki, kolumdan tuttu.

"Boşver. Tam olarak ona ağlamıyorum. Tamam ona da ağlıyorum ama..." .

"Ama - sı ne Buçi?".

"Babamla annem, ayrılıyorlar." diyip tekrardan ağlamaya başladı. 

Biz hep en zor anımızda yanımızda olurduk birbirimizin. Onun ailesi benim ailem, benim ailem onun ailesi olurdu. Ben Burçin sayesinde bir babaya sahip olmuştum. Orhan amcayı benimle paylaşmıştı. Şimdi ayrılacaklarını duyunca Neslihan teyze ile Orhan amcanın beni de yıkıma uğrattı. Şimdi Burçin'in yerine empati kurdum da... Bu olay tam felaket!

AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin