1.Kısım: Galan; Kayıp Prenses
1.Bölüm: Nehir
Esen serin ve rahatlatıcı rüzgar genç adamın kahverengi saçlarını hareketlendirdi. Genç adam rüzgarın saçlarıyla oynadığını hissetti. Bu ne kadar saçma olursa olsun genç adamın hoşuna gidiyordu böyle düşünmek. Onu seven ve okşayan bir anne figürü olarak görüyordu rüzgarı. Saçarlını karıştıran, varlığın hissettiren gerçek bir anne…
Genç adam derin ve titrek bir nefes aldı. Artık bu düşüncelerden vazgeçmeliydi. Bunları bir kenara bırakıp hayatına odaklanmalıydı. Artık küçük bir çocuk değildi. Korkusuz bir savaşçıydı. Kendi duygularını bir kenara bırakmalıydı.
Ona güvenen birçok erkek, kadın ve çocuk vardı. Her emrini koşulsuz yapan sadık savaşçıları vardı. Eğitimleri tamamlanması gereken birçok savaşçı vardı. En önemlisi koruması gereken bir kız kardeşi vardı. Hayal kırıklığına uğratmayı hiç istemediği bir babası vardı.
Bir derin nefes daha alıp mavi, insan delip geçen gözlerini karşısında ki nehre çevirdi. Nehrin mavi yeşil karışımı suları çok derindi ve ağır bir şekilde akıyordu. Üzerinde kırmızı ormanın içinden geçerken dökülmüş kımızı ağaç yaprakları vardı. Bu çok rahatlatıcı bir göründüydü. Karşı kıyı ile arasında 10 ya da 15 metre vardı. İki kıyada yemyeşildi. Her yer de değişik ağaç türleri vardı. Kendisi şu an adını hatırlayamadığı bir ağacın altında oturuyordu.
Genç adam burayı kendini bildi bileli çok seviyordu. Ne zaman kafası karışsa buraya gelirdi. Nehrin suları ağır ağır akarken onun kafasındaki karmaşayı da beraberinde götürür, genç adamı rahatlatırdı. Ama bugün bu bile işe yaramıyordu. Nedeninden kendi bile emin değildi.
Artık buraya kaçmaktan vazgeçmeliydi. Burada geçirdiği zamanı savaşçıları eğiterek geçirmeliydi. Daha geçen gün kendine buraya bir daha gelmeyeceğini söylemişti ama işte yine buradaydı. Sıkıntıyla iç geçirdi. Neden her zaman buraya geliyordu ki? Artık bıkmıştı bu bilinmezlikten. Kendine gelmeli ve verdiği kararın arkasında durmalıydı. Böyle devam edemezdi.
Genç adam sinirle oturdu ağacın dibinden kalktı. Karşısında akan nehre bir kere daha baktı. Gün batımının etkisiyle sular parlıyordu. Genç adam gözlerini kırpıştırdı. O buraya geldiğinde havanın kararmasına daha saatler vardı. Bundan emindi. Ne ara hava kararmaya ve güneş batmaya başlamıştı.
Genç adam hayret etti. Geçen zamanın hiç farkında değildi. Burası zaman kavramın kaybolmasına neden oluyordu. Hiç hatırlamadığı anlarını gün yüzüne çıkarıyordu. Onu derin düşüncelere itiyordu. Böyle olmamalıydı. Her an aklı başında ve hazır olmaydı. Her anın farkında olmaydı. Bu nedenle artık buraya gelmemeliydi. Bu sondu.
Genç adam bunları düşünürken arkasından keskin nal sesleri duyulmaya başladı. Arkasında duran ve yerde ki otları yiyen beyaz kısrak kafasını kaldırıp seslerin geldiği yöne baktıktan sonra önünde ki ortaları yemeye devam etti.
Genç adam kimin geldiğini çok iyi biliyordu. Onu her buraya geldiğinde bulan tek kişi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galan: Kayıp Prenses #Wattys2015
FantasyBu hikaye burada özetlenebilecek gibi kısa değil... "Bütün sırların açığa çıkması için önce gizlendiğin kabuktan çıkmalı ve yüzünde ki o maskeden kurtulmalısın ." GALAN: Kayıp Prenses Bütün hakları saklıdır.