Bu kafesi kırmayı denedim ama nereye gidebilirim ki?
Kafamın içinde tek başımayım, kontrolümü kaybettim.
Şeytanlar peşimden geliyor. Gözümü kapadığımda peşimden geldiklerini görebiliyorum.
Raphael Lake, Aaron Levy, Daniel Ryan Murphy - Prisoner
Selam, bu bölümü okurken biraz afallayabilirsiniz ancak bu bölüm bir dizi olaylar zincirinin başlangıcı. Ayrıca Taehyung'u artık iyi anladığımızı düşünüyorum, sıra Jungkook'ta.
İyi okumalar dilerim.
**
Akrep artık halkın uyuduğu, ışıkların kapandığı bir saatteyken ülkenin en lüks gökdelenin en üst katlarından birinde hiç kimse uyumuyordu. Yıllanmış şarap ve pahalı tütün kokusu etrafı sarmalamışken bu pahalı deri koltuklarda aslında sadece altı kişi oturmaktaydı. Tüm şehir ayaklarının altındayken tek bir emirleriyle kitleleri yok edebilme gücüne sahip olan bu grup, rahatsız hissediyorlardı.
Tahtlarında rahat değillerdi.
"Artık fazla oluyor." Siyah, bir canın ruhunun izlerini taşıyan kürkü omuzlarında asılı duruyorken çıplak üstü tüm parlaklığıyla meydandı. Siyah renkli ve yanında genelde kadınlarla gezmekten hoşlanan bu adam, keyfinden bir şey kaçırmadan purosunun zehrini ciğerlerine çekmekteydi. "Sabrım taşmak üzere."
Hemen yanındaki kadın, zencinin aksine dimdik bir duruşla oturuyorken kırmızı kimonosundan bembeyaz renkteki bacağı meydana çıkıyordu. Dolgun göğüsleri, kimonosunu sıkıyorken siyah saçları arkadan sımsıkı bir topuzla bağlıydı. Ailesinden miras aldığı ifadesizliği, her zamanki gibi yüzündeydi. İnsanlar onun daha doğar doğmaz para karşılığında duygularını şeytana sattığına inanırlardı.
"Öldürülmesi gerek." Aksanlı İngilizcesi ile konuşurken, tüm gözler ondaydı. "Fazlasıyla müsamaha gösterildi."
Topluluktaki bir kişi hariç, herkes kadının dediğine onay verirken konuşmaların hedefi oldukça sessizdi. Söylenenleri dinliyor, olacakları tartıyordu. İçindeki bu büyük sıkıntı belli olmaması için müthiş bir çaba sarf ediyorken, sahte olmamasına özen gösterdiği bir gülümseme ile karşısındakilere baktı.
"Lütfen," dedi zoraki bir sevecenlikle. "Biraz daha sabırlı olun."Eğer olmazlarsa, aptallığının cezasını kellesiyle ödeyecekti.
Kapı tıklatılıp içeri giren bedenle herkesin bakışları oraya döndü. "Efendim, size gönderilen bir paket var. Adres şahsi ofisinizeydi ve getiren kişi acil açılması gerektiğini söyledi."
Bir an, ofiste sessizlik olsa da aralarında en yaşlıca olanı; "Buraya getir." Dedi. Toplantı başladığından beri bu ilk konuşmasıydı. Dediği gibi oldu ve üç kişinin taşıdığı siyah renkte bir bavul, bu insanların ortasındaki genişçe orta sehpaya yerleştirildi.
"Aç." Dedi yaşlı adam. Soğuk, mavi gözleri bavulu izliyorken içindeki sıkıntının sebebini anlamaya çalıştı. Ki, cevabı bulmak zor olmadı. Keskin burnu çoktan cevabı vermişti.
"Lanet olsun." Yaşlı adam homurdanırken fermuar açılıp valizin kapağı açıldığında, ofisteki sessizlik oldukça ürperticiydi.
"Bu da kim?" dedi kürklü adam, iğrendiğinin açık bir göstergesi olan yüzüyle. "Yüce Tanrım!"
"Bu, onun peşine taktığım adam." Dedi, dişlerini birbirine kenetlemişti. Öfkesi içinde yükseliyor, yükseliyordu. Sanki volkanın üzerini kapatmışlar gibiydi, her yerden sızıntı yapmaya başlamıştı ve patlaması an meselesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kill4me |vkook
FanfictionYıllardır cehennemin en başında canı sıkılan İblis kendine eğlence aramış, kendine bir vücut bulmuştu. Tüm dünyayı alt üst edecek, her şeyi bir sarsıntıya sürükleyecekti. Binlerce can alacak ve o can alan teniyle tenime dokunup bana can verecekti. İ...