Harry ve Draco, Büyük Salon'a kıkırdayarak girdiğinde başlar onlara döndü. Hala ikilinin arkadaşlığına alışamamışlardı.
"Görüşürüz." dedi Harry çapkın bir sırıtışla. "Beni çok düşünmemeye çalış."
Draco mavi gözlerini devirdi. "Hadi oradan Potter, asıl sen beni düşünmemeye çalış." Harry'nin kulağına eğildi. "Mesela ne kadar seksi olduğumu unutmaya çalış." Fısıldadıklarına sırıttı Harry.
"Denerim Draco." Oğlan arkasını dönüp Slytherin masasına ilerlerken Harry onu elinden tutup döndürdü ve ani bir hareketle kendine çekti. Draco ne olduğunu anlayamadan Harry onu öpmüştü bile.
Tüm Büyük Salon'un ortasında!
Dudakları birbiri üzerinde hakimiyet kurmaya çalışırken Harry ellerini Draco'nun beline koyup onu biraz daha kendine çekti. Profesörler henüz gelmediği için minnettardı doğrusu.
Dudakları birbirini nefes nefese bıraktığında Harry'nin yüzünde ışıltılı bir gülümseme vardı. "Afiyet olsun Malfoy." Dudaklarını göstererek yaladığında Draco çoktan iptal olmuştu bile. Derin bir iç çekip masaya oturdu.
"Yüce Merlin! Resmen görsel şölen!" dedi Theo heyecanla masaya doğru eğilerek.
"Ayyy, Dray böceğim çok tatlıydınız!" Pansy sırıttı. "Yaptığım şeylerin bir işe yaramasına sevindim."
Öte yandan Gryffindor masası Harry'ye hortlak görmüş gibi bakıyordu. Oysa Altın Üçlü sıradan bir şey olmuş gibi neşeyle kahvaltılarını ediyordu.
Harry telefonunu çıkarıp Malfoy'a mesaj attı.
Harry: Akşam bahçede buluşalım.
Draco sırıtıp cevap yazdı.
Draco: Beni hemen özledin Potter.
Harry: Ben seni hep özlüyorum Draco.
İkili göz göze geldi Büyük Salon'un iki ucundan. Harry göz kırpıp önüne dönerken Draco kalbinin titrediğini hissediyordu.
Günleri gayet sıradan geçtikten sonra akşam olmuştu, Büyük Salon'un kapısında buluştular, bakışlar üzerlerindeydi.
"Tüm gün seninle ilişkim hakkında sorular aldım." dedi Draco bıkkınca. Elleriyle sarı saçlarını dağıttı, böyle yaptığında muazzam gözüktüğünü düşündü Harry.
"Potter gay mi, Potter niye seninle birlikte, Potter'a aşk iksiri mi verdin? Tüm gün senin adından başka hiçbir şey duymadım."
Harry sırıtıp sevgilisinin elini tuttu ve yürümeye devam etti. "En sevdiğin şey benim hakkımda konuşmak olmalı."
Draco gülümsedi hafifçe. "Öyle." diyerek itiraf etti. "Ama bu bile bana fazla!"
Bahçedeki çimlere oturdular. Hava hafiften kararmıştı, ortalık sessizdi. "Eee ne yapacağız?"
"Asanı çıkar." Harry kendi asası elinde beklerken Draco da asasını çıkardı. "Sana patronus büyüsünü öğreteceğim."
Sarışın oğlanın yüzü ekşidi. "Patronus mu?" Hiç öğrenmeyi düşünmediği bu büyüyü Harry ona öğretmek mi istiyordu?
"Evet." Harry asasını sallayıp patronusunu gözler önüne serdiğinde Draco hayranlıkla onu izledi. Çatal boynuzlu geyik etrafta dolanıp bir süre sonra kaybolduğunda Draco'ya döndü Harry'nin Slytherin yeşili gözleri. "Sıra sende."
"Ne yapmam gerekiyor?"
"En mutlu anını düşünmen gerek. Tabii bu gerçek bir anı olmak zorunda değil, sadece seni mutlu etmesi gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐏𝐀𝐏𝐀𝐑𝐀𝐙𝐙𝐈「ᴅʀᴀʀʀʏ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐏𝐀𝐏𝐀𝐑𝐀𝐙𝐙𝐈 𓆩*𓆪 Sekizinci yılları için Hogwarts'a dönen öğrencilerden Harry'yi hiç beklemediği mesajlar karşılayacaktı. ╔════════════╗ harry j. potter x draco malfoy audrisimpavi |...