Sonunda açmaya karar vermiştim bir kaç kişinin de aç demesi ile maillere girip en son maile tıkladım. Gelen bir fotoğraftı . Onun fotoğrafı. Barış'ın fotoğrafı. Fotoğrafa bakarken akan göz yaşlarıma engel olamamıştım. Burnumu çekip elimi fotoğrafa götürüp sanki gerçekten kaşımdaymış gibi fotoğrafını okşadım . Gülüyordu. Her güldüğünde gözleri kısılırdı. Kısılan gözlerini okşadım. Mutluydu hem de çok belki de eşiyle olan problemlerini çözmüştü. O benim için imkansızdı. Evli olmasının dışında aldığım dersin öğretmeniydi. Yasaktı o bana. Ailem onu sevdiğimi öğrenince büyük kavga çıkmıştı. Nasıl öğretmenini seversin diye. Kalp bu biz seçemiyoruz ki kimi seveceğimizi , kime aşık olacağımızı. Mailin devam ettiğini görünce aşağı indiğim de bir yazı . Sadece beş kelime bir insanı bu kadar mutlu eder miydi ? Boşanmış ve onun için bu kadar mutluymuş. Gülümserken gene durgunlaştım. Belki karşısına yeni biri çıktı ya onu severse. Kapımın tıklatılmasıyla girin dememle yağız gülümseyerek bana bakarken gözleri yüzümde dolandıktan sonra gülümsemesi silindi.
- Bade ne oldu
- Onu atmışlar barışı - fotoğrafına bakıp konuşmaya devam ettim- boşanmış dediğim de gülümsedi yanıma gelip bilgisayarı kapatıp masaya koydu. Elimden tutup ayağa kaldırdı.
- Hadi biraz geceye akalım ha sakın itiraz etme orada kötüydün buraya gelince daha kötü oldun bade. Biraz toparla lütfen kendini dediğin de onu onayladım.
- Hadi sen hazırlan içerde bekleyeceğim dediğinde onu tekrar onayladım . Bana son kez baktıktan sonra arkasını dönmüş giderken onun hazır olduğunu fark ettim. Dolaptan siyah bir tulum alıp giydikten sonra hafif bir makyaj yapıp çantamı alıp yağızın yanına gittim.
- Ben hazırım dediğim de bana baktı
- Tamam o zaman gidelim dediğinde ayakkabımı giyip montumu elime alıp evden çıktım. Yağız' da evden çıkıp kapıyı kilitledikten sonra yanıma gelip asansöre yöneldik. Asansör gelince binip garaja inmeye başladık. Garaja gelince arabaya ilerleyip binince yağız arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Bakışlarımı yola çevirdikten sonra yağıza döndüm.
- Yağız
- Efendim güzelim
- Sen biliyor muydun
-Neyi . bana kısa bir bakış atmıştı
- Boşandığını
- Kimin
- Barışın
- Hayır ben nerden bileyim dediğinde onu onayladım doğru nerden bilecekti
- Bade bilsem söylerdim biliyorsun değil mi dediğin de ona hak verdim.
Bir süre sonra yağız arabayı durdurunca arabadan inip etrafa baktım . Dışı baya şık olan bir yere gelmiştik. Yağız arabayı durdurunca ona baktım. Yanıma gelince kolunu omzuma atınca yürümeye başladık. İçeriye girince aynı dışı kadar şık olduğunu gördüm. Canlı müzik vardı. Gülümsedim canlı müzikleri severdim. Boş bir masaya geçince sipariş verip beklemeye başladık. Siparişler gelince yemeye başladık. Biraz sohbet biraz canlı müzik eşliğinde dans edip tatlı yemiştik. Eve gelince odama gidip kısa bir duş aldıktan sonra telefonu elime alıp uzanıp telefondan bloguma girip yazmaya başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ [İMKANSIZ SERİSİ-1]
Teen Fiction"O benim için imkansızdı" YAKINDA... ♡ KAPAK TASARIMI: @silakosay♡