Sınavda Nihal gibi bayıldığım için ve annem de okul tarzı bir şey olmazsa salacağımı bildiği için dershaneye yazdırdı beni. Hiç istemiyorum aslında ne yapacağım akşama kadar salakların arasında, bir de fok sesi çıkararak 'Baturay Baturay video çekelim mi?' diyenler falan çekilmez.
Son kez annemin gözlerine baktım gitmemek adına ama hiç vazgeçecek gibi bir duruşu yoktu.
"Ay Baturay hadi, babanla çok kavga ettim dershaneye yazdırsın diye. Şimdi böyle yaparsan valla işe verir seni o zaman hiçbir şey yapamam."
"Tamam anne tamam gidiyorum, ama senin babamla yüz göz olmaman için gidiyorum bunu bil."
"Aslan oğlum benim! Sınavında başarılar"
"Teşekkürler."
Bir de seviye belirleme saçmalığı vardı. İyi öğrencileri en iyi sınıfa koyuyorlardı, geri kalanları pek takmıyorlardı. Düşük sınıfta olanlar da zaten düşüğüz diyerek ders çalışmıyorlardı. Ben çok düşük bir sınıfa gideceğimi düşünmüyordum.
Sınav salonundan beni tanıyan birkaç kişiyle sohbet ederek çıktım, hepimiz de sınavın basit olduğunu düşünüyorduk, belki de aynı sınıfa düşerdik kim bilebilir. Merdivenlerden inerken yanımdan hafif kıvırcık saçlı bir çocuğun geçtiğini gördüm. Arkasında karamel kokusu bıraktığını fark edince hızlıca arkama döndüm ama çocuk koşarak yukarı çıkıyordu. Bir saniye diyerek yukarıya doğru koşmaya başladım. Üçer beşer merdivenleri tırmanırken her katı kontrol etmeye çalışıyordum. Katlarda kimse yoktu, ya iyi saklanmıştı ya da ben delirmeye başlamıştım. O çocuğun Enes olduğuna yemin edebilirdim çünkü.
İstemsiz olarak yüzüm düşmüştü, eğer gerçekten Enes ise ona kendimi affetirmek için şans doğmuştu. Kafamdan düşünceleri atmak için yolda yürürken müzik dinlemeye başladım.
Sana bunları, hiç bilmediğin bir yerden yazıyorum.
Ben senin, hiç görmediğin bir yerden düşüyorum.
Gözlerim kapalı, her yer karanlık.
Ben senin, hiç bilmediğin bir yere yürüyorum.Şarkı gözlerimi doldururken değiştirmek istedim, ama elim telefona gitmedi bir türlü.
Sana bunları hiç duymadığın bir yerden söylüyorum.
Ben senin, hiç olmadığın bir yerde duruyorum.
Sen benim, hiç bilmediğim bir yerde uyuyor.
Ben senin, hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum.Sana olan özlemimle ölüyorum Enes, keşke beni görsen keşke bana sarılsan. Geçti affediyorum seni desen...
Bu gece çalmıyor şarkılar, kırgın.
Duvarlar simsiyah, renkler dargın.
Çocuklar şarkı söylerdi, artık suskun.
Önünde bir melek öldü, öylece durdun.Eskiden birlikte şarkılar söyler dans ederdik, eskiden bana en renkli gelen parklar artık siyah beyaz geliyor.
Hadi vur, hadi vur, hadi vur, hadi vur, hadi kır, boğ umudumu ellerinle.
Hadi yık, hadi yak, hadi yık, hadi yak, söndür dök kalbimi sözlerinle.
Hadi del, hadi deş, hadi del, hadi deş, öldür kanat şiirleri sessizliğinle.
Hadi bul, hadi bul, hadi bul, hadi bul beni kayboldum gözlerinde.Beni kendi ellerinle öldürsen 'en azından bana son bir kez dokundun' diye mutlu olacak kadar umutsuzum Enes, sen beni değil umudumu boğdun. Keşke beni boğsaydın...
Bu bir yangın tam ortasına daldım, tam ortasına daldım.
Her yer ateş ben ortasında kaldım, ben ortasında kaldım.Kalbimde bir yangın var Enes, tam ortasında sen varsın. Seni kurtaracağım diye kendimi yakıyorum...
Sana bunları, hiç bilmediğin bir yerden yazıyorum.
Ben senin, hiç görmediğin bir yerden düşüyorum.
Gözlerim kapalı, her yer karanlık.
Ben senin, hiç bilmediğin bir yere yürüyorum.Seni kurtaracağım derken kendi yangınlarımın puslu kapkara dumanlarında boğuldum.
Sana bunları hiç duymadığın bir yerden söylüyorum.
Ben senin, hiç olmadığın bir yerde duruyorum.
Sen benim, hiç bilmediğim bir yerde uyuyor.
Ben senin, hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum.Kalbimin derinliklerinde aslında senin hiç olmak istemediğin yerlerde seni arıyorum. Sen başkasının kalbinde uyuyor, ben kendi kalbimin yangınlarında ölüyorum...
Şarkı bitince ağladığımı fark ettim, düşüncelerden kurtulacağım derken daha da içinde boğulmuştum. Eve yaklaştığım için gözyaşlarımı silip gözüme dışarıdan aldığım suyu vuruyordum. Annem ağladığımı anlarsa çok üzülürdü. Enes'le arkadaşlığımız bittiğinden beri yeni yeni düzeldiğimi düşünüyordu, ve böyle kalması daha iyiydi. Ben üzgün olduğumu gördükçe o kendini kahrediyordu. Enes'in annesiyle yakın arkadaşlardı, bizim dostluğumuz bozulunca, annem halime çok üzüldüğünü için arkadaşıyla konuşmayı kesmişti. Benim için yaptıklarının karşılığını ödeyemezdim.
Eve girdiğimde her ne kadar saklamaya çalışsam da annem ağladığımı anlamıştı. Ne olduğunu sorduğunda sınavın kötü geçtiğini moralimi bozduğunu, söyledim. Her ne kadar yalan olduğunu bilse de zorlamadı. Zorlarsa daha çok içime kapanacaktım biliyordu. Video çekeceğim bahanesiyle kendimi odaya kilitledim. Her gün yaptığım aktivitelerime döndüm.
Yine Enes'in videoları, yine düşünceler, yine kalbimin ağrısı...
Selamlar! Umarım beğenirsiniz elimden geldiğince iyi bir şeyler çıkarmaya çalıştım. Ekimden Ocak ayına kadar süren depresyon dönemim geldiği için pek fikir gelmiyor. Yavaş yavaş hikaye oturmaya başladı zaten anlamışsınızdır. Neyse görüşürüz ben ders çalışayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 Dakika~AnarTekin
TienerfictieSadece üç dakika bile bağlanmama yetmişti sana. Üç dakikada başlayan aşkım üç bin sene sürmüştü.