"Yarışma yaklaşıyor." Dedim.
"Evet antrenmana başlasak iyi olur." Dedi Ceren Hoca.
Hepimiz yerlerimizi aldık.
Koreografiyi her geçen gün daha iyi yapıyorduk.
Sıra Yankı ve Benim beraber yaptığımız figürlere geldi.
Belimden tutup kaydık.
Beni elimden tutup döndürerek kendine çekti.
Yüzlerimiz çok yakın halde durmuştuk. Sonra beni koluna yatırdı ve üstüme eğildi.
Kalkıp hızlıca Arın'a doğru kaydım.Beni havaya kaldırıp döndürdü. Ve yeniden hepimiz aynı hizaya geçtik.
Böyle böyle devam etti antrenman.
"Bugün seni tanımak için müsaitim." Diye mırıldandı Yankı.
"Tamam ama gece buluşabilir miyiz?" Dedim.
"Niye?" Dedi.
"Öyle işte." Dedim.
"Tamam görüşürüz patenci." Dedi.
"Görürüz aptal çocuk." Dedim.
"Kanka sen ne yapacaksın? Karar verdin mi ?" Berk'e döndüm.
Eve gitmek istemiyordum...
"Gece bizim sana bir teklifimiz var?" Dedi Arın.
"Neymiş o?" Dedim.
"Bizimle yaşa. Ailen olalım..."
Bizimle yaşa...
Bizimle...
Ailen olalım...
Ailen...
Aile...
Benim hiç ailem olmadı. Olur mu ki?
"Çok isterim." Diye mırıldandım.
"Eşyalarını ben alırım."dedi Berk.
"Tamam." Dedim.
"Hadi evimize gidelim." Dedi Arın.
Evimize...
Eve geldik ve benim odamı yerleştirdik Berk kıyafetlerimi almıştı.
Saat 11.00 olduğunda Arın ve Berk'e hava almak için çıkacağımı söyledim.
Yankıya gideceğimiz yeri konum attım.
Son kez aynaya baktım.
Etek giymiştim üstüne normal bir
t-shirt saçımı salıp çıktım.(Gece'nin giydiği)
Hava sıcaktı. Yalın esen rüzgar gerilmeme neden oluyordu.
Yankı'ya ormanlık bir yerin konumu atmıştım.
Buluşacağımız yere geldiğimde onu gördüm.
Beni iyice süzdü.
Etraf zifiri karanlıktı.
"Patenci bugün her zamankinden daha karanlıksın." Dedi.
"Burayı niye seçtiğimi merak etmiyor musun." Dedim söylediğine cevap vermeyerek.
"Niye burası?" Dedi meraklı bir sesle.
"Çünkü burası çok karanlık ve ben de çok karanlığım. Sen bu gün beni gerçekten tanırken ben görünmek istemiyorum."
"Görünmüyorsun." Diye mırıldandı.
"Ama sen görüyorsun."dedim.
"Değil karanlık gecenin bir parçası olsan... Hatta tamamen gece olsan yine görürüm seni." Dedi.
Hiçbirşey diyemedim...
"Ne öğrenmek istiyorsun sor." Dedim.
"Baban?" Dedi sorar gibi.
"Yok. Gitti. Bizi bıraktı. Ama üzülmüyorum biliyor musun. Annem de beni bıraksın istiyorum." Dedim en acımasız sesimle.
"Ailen?" Dedi sorar gibi.
"Yok annem var diye biliyorlar yok . Benim bir ailem yok." Dedim.
"Sen?" Dedi...
Sustum.
Bulamadım ben kendimi anlatacak birşey bulamadım...
"Gece." dedim.
"Sadece gece... Bir özelliği yok ama normal de değil. Gece işte..." dedim.
"Gece işte..." diye mırıldandı.
"Sor"diye ekledi.
"Aile?" Dedim .
"Öldüler ." Dedi .
Yüzüme baktı galiba üzülüp üzülmedigimi anlamaya çalışıyordu.
Bende bilmiyordum üzülmem mi gerekti...
Benim de ailem benim için ölmüştü.
Ben üzülmemiştim...
O üzülmüş müydü?
"Peki." Dedim.
"Sen?" Dedim.
"Ben... dedi biz seninle farklıyız aslında ben karanlık değilim. Sen karanlıksın. Ben gündüzü severim. Sen gecesin. Kendimi sana anlatırken Yankı işte demek yerine şunu demeliyim... Işıkları yanan Yankı..." dedi.
"Işıkları yanmayan karanlık Gece..." dedim.
Sustu.
Sustum.
Yere oturdum.
Yanıma oturdu.
Saatlerce oturduk.
"Seni bügun çok iyi tanıdım Patenci." Dedi.
Kafamı salladım.
"Senin bir ışığa ihtiyacın var." Dedi.
Gözlerinin içine baktım...
"Bu geceyi karanlıkta bırakın... Bu geceyi kendinde bırakın." Dedim.
Selam! Nasılll bölümler?
Bu bölüm beni biraz zorladı ama bence iyi olduuğ sizce?
Görüşürüz🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATENCİ
Novela JuvenilÇocuk gülerek bana baktı. Patenle kayarak Yanıma geldi. Elini uzattı. "Selam patenci." dedi ve ekledi. "Ben Yankı." elini uzattı. Uzattığı elini tuttum tam adımı söyleyeceğim sırada. "Sende patenci biliyorum." dedi. "Adım Gece." dedim. "Tanıştığım...