Selim hızlıca merdivenlerden indi. Salonda onu bekleyen aile üyelerine baktı tek tek. Her zaman oturduğu koltuğa yavaşça oturdu.
"Anlat."dedi Yamaç'a sakince.
Yamaç kafasını salladı. "Karaca'nın eve döndüğü günün sabahında Azer'in annesi bizim evdeydi. Kulak misafiri oldum. Kadın resmen annemden Karaca'yı istedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. En büyük korkumuzun gerçek olduğunu, Karaca'nın o evde aklını karıştırdıklarını anladım. En başından beri korkuyordum o herifin Karaca'yı kullanmasından."
Selim öfkeyle önce annesine sonra da eski karısına baktı. Böyle bir şeyi ondan nasıl saklarlardı? Yamaç devam etti.
"Acilen bir şeyler yapmam gerekiyordu. Azer'in evine gittim o gün. Karacayla konuştum. Azerle bizim aramızda tercih yapmasını istedim . Bizi seçti, eve geldi. Ben de bu defter kapandı sandım. Aptallık işte. Sonra öğrendim ki kaçıp kaçıp o herifle buluşuyormuş. Gizli gizli devam ediyormuş ilişkileri. Adam Karaca'yı bize zarar vermek için kullanıyor. Duygularıyla oynuyor. Ben de Karaca'ya zarar vermesin diye onu evlendirmek istedim. Onu korumak için yani. İşte hikaye bu abi."
Seli elleriyle yüzünü kapattı. Olanları hazmetmeye çalışıyor gibiydi. "Niye bana anlatmadın?"diye sordu en sonunda. "Bunları biliyorsun, kızımın ateşe yürüdüğünü bile bile bana anlatmıyorsun. Sonra bir gün gelip bana danışmadan kızımı evlendirmeye karar verdiğini söylüyorsun. Ben neyim burda Yamaç efendi? Bostan korkuluğu muyum?"
Yamaç abisinin karşısındaki koltuğa çöktü. Abisinin yüzüne bakmadan "Ben.. Sen üzülme diye kendim halletmek istedim."dedi.
Selim kafasını çevirdi. Sakinleşmek istiyormuş gibi gözlerini kapattı. Ama nafileydi, sakinleşemiyordu. "İşte senin sorunun bu. Her seyi kendi başına halledemezsin. Şimdi daha mı az üzüldüm sence?"diye bağırdı. Derin bir nefes alıp ellerini saçlarından geçirdi. "Şunu anla oğlum. Bizden bir şeyler saklayarak bizi koruyamazsın. Her şeyi tek başına halledemezsin. Bunun yolu bu değil."
Yamaç tam cevap verecekken Cumali araya girdi. "Devam et bebe. Annem o kadının ağzının payını verdi de bana. Bu evliliğin mümkün olmadığını söylediğini söyle."
Yamaç kafasını iki yana salladı. "Yoo. Annem gayet ılımlıydı. Hatta biraz daha geciksem kızı verecekti öyle değil mi anne?"
Cumali hınçla Sultan Hanımın oturduğu yere doğru yürüdü. "Ne demek oluyor anne bu? Buna ılımlı bakmak ne demek? O adamın yaptıklarını bile bile nasıl yaparsın bunu?" Cumali delirmiş gibi bağırıyordu.
Sultan hanım da ayağa kalktı. Oğluyla burun burunaydı şimdi. O da sesini yükseltmişti. "Ehhh yeter. Sizin çıkardığınız savaşı bitirmek istedim. Başka kimse ölmesin diye. Sizin beceremediginizi yaptım ben. Sonucunda böyle olacağını bilmiyordum ama kız sevmiş. Bundan sonra bize düşen ailesi olarak onun aşkına saygı duymak."
Yamaç elleriyle yüzünü sıvazladı ve sonra alaycı bir kahkaha attı "Vay be Sultan hanıma bak. Aşka saygı duyuyormuş. Sen ne zamandan beri aşka saygı duyar oldun anne? Ne zamandır? Abilerimin hepsini kendi onayladığın kızlarla evlendirmedin mi? Kahraman abimin sevdigi bir kız vardı sen reddetmedin mi onu ya da Cumali abimin Yıldızını sen reddetmedin mi? O zaman neredeydi aşka saygın? Saadet'in aşkına saygı duydun mu? Şimdi gelmiş aşka saygıdan bahsediyorsun. Sana dedim Karaca'yı nasıl bir ateşe attığını görmüyorsun dedim. Bugün bununla uğraşıyorsak sebebi sensin."
Sultan hanım oğlunun yanına ilerledi. Işaret parmağını oğlunun göğsüne dayayarak
"Bugün bunlarla uğraşıyorsak sebebi sensin Yamaç. Kimseyi suçlama. Sana savaş çıkarmayacaksın dedim. Sen ne yaptın? İstanbul'a savaş açtın. Başımıza gelmeyen kalmadı bu yüzden. Karaca o adamla sizin yüzünüzden tanıştı. Sizin beceriksizliğiniz yüzünden. Şimdi beni suçlamaya kalkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gidemiyorum
FanfictionHepimizin bildiği üzere dizi Azkar'ımızı mahvetti. Hiç hak etmediğimiz şeyler yaşadık. Ben bu sonu asla kabul etmiyorum. O yüzden de kendi hikayemi yazmaya karar verdim. Hikaye Yamaç'ın Karaca'yı Celasunla evlendireceğini söylediği yerden başlıyor.