Oturduğu yerde iyice dikleşip önündeki mikrofonun boyunu kendisine göre ayarladı. Derin bir nefes alıp sağına baktı, başını olumlu anlamda aşağı yukarı oynatarak tekrardan önüne döndü. Kemençesini sol eline alıp, sopasını da sağ eline alırken kemençeyi iki dizinin arasına yerleştirip, bacaklarını kapattı.
Kutay elindeki gitar ile giriş yaparken başı önünde eğik bir şekilde beklemeye başladı. Aradan geçen yirmi dokuz saniyenin sonunda parmakları ile kemençenin üst tellerine bastırıp sopasını ileri geri hareket ettirmeye başladı.
Kemençeden çıkan o muhteşem ses salondaki herkesi büyülerken gözlerimi bir an bile Bartu'dan ayırmıyordum, ayıramıyordum.
Bir kemençe insanın eline bu kadar yakışabilir miydi?
Yarım saniye kadar kemençe çaldıktan sonra âşık olduğum sesini bize bahşetti.
"Yaylanın çimenine oturdum iki saat
Aldı beni bir merak ne tütün var ne kâğıt
Ne oldu sana aklım niye daldın derine
Koyamazsın kimseyi sevdiğinin yerine
Koyamazsın kimseyi sevdiğinin yerine"Kutay gitarı ile kemençeye eşlik ederken Bartu sağ ayağı ile ritim tutmaya başladı, tabi bu ritme ek olarak başını da sağa ve sola doğru yavaşça sallamaya başladı. Kemençenin sopasını sağ eline alıp çalmayı bırakırken tekrardan mikrofona yaklaştı.
"Vurdu sabah rüzgârı yağmur ilan karışık
Benim dertli gözlerim ıslanmaya alışık
Ah duman, kara duman ağlarsın merakımdan
Götür sevdiğim yâre tutsana kollarımdan
Götür sevdiğim yâre tutsana kollarımdan"Gözlerim Bartu'nun gözleri ile eş zamanlı olarak kapanırken, avucumu ritmi hızlanan kalbimin üzerine bastırdım. Sanki kalbimi tutmasam göğüs kafesimi delip Bartu'ya koşacaktı.
İçimde hissettiğim duygularımın küçük bir hoşlantıdan öteye gitmediğini düşünen zihnime inat bir şekilde hızlıca atan kalbim aşkını haykırmak, Bartu'nun kalbiyle eş zamanlı atmak istiyordu. Gözlerim hep gözlerine takılı kalmak isterken üşüyen ellerim avucunda ısınmak istiyordu. Attığım adımlar Bartu'nun rotasından şaşmamak istiyor, kulaklarım sesini sabaha kadar dinlemek istiyordu.
En çok ise üşüyen ruhum, ruhuna sarılmak Bartu tarafından sevilmek, aşkına karşılık bulmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lodos Fırtınası
General FictionTDK anlamıyla aynı soydan olan ve aralarında bir kan bağı bulunan insanların tümüne aile deniyor. Olması gereken ya da oldurulması gereken aile kavramı belki de böyledir. Benim bildiğim ve anladığım ise ailenin dört harf ve üç heceden oluşan bir kel...