son perde

0 0 0
                                    

Bunları sıcak bir günün sonunda, kliması su damlatan bir pansiyondan yazıyorum. Dişimdeki ucuz telle oynuyor ve tüm gün kilise çanlarını dinliyorum. Belki de en fazla bu olabiliyorumdur. Bilirsin, bu.

Bugün sahile inmeyi denedim ve yedi kilometre boyunca uzanan miskin kum yığını bile güldü bana. Sahili ayağımın altından kaydırdı, orospu çocuğu. Gençliğin de böyle kayıp gitti dedi, sonra siestaya yatan bir İspanyol gibi çekip gitti. Ancak hepsinin nedenini biliyorum ben.

Ruhum beden değil, bedenim ruh değiştirdi/
vatansız bir millet gibi ortadayım şimdi.

Sıtmaya sebep olan o sivrisinek gibiyim ve her yıl kökümden parça parça çekilirim.

Bir piyes yazarıyım ben, ölümün ne demek olduğunu iyi bilirim. Ben, derim, uğruna ağladığınız ilk şey gibi şekilden şekle girerim.

Deniz gülüyor bana, yanık tenli yazlıkçılar gülüyor, siestaya yatmış kumlar bile gülüyor halime. "Bir ölüm ancak böyle abartılır," diyor midyeler. Dostum bellediğim likenler bile artık düşman bana.

/

ben iki yanı uçurum bir yol
zemheri, ilahi, yabani
her yanı delik bir sürahi

/

Göremiyorum, kendimden başka hiçbir şey göremiyorum. Ve deniz, altına aldığı tüm yüzyıllarla devleşiyor, istiflenmiş havlular gibi dağılıyorum dört bir yana.

Hepsi bir oyun aslında/
ne gerçek
ne de tam bir makara.

Bir piyes yazarıyım ben,
bağlıyım cümlelere
ve her şeyi olduğu gibi
bu intiharı da gizledim bir şiire.

/

Duyurun yedi göğe
ve cihana
Ölüyorsam da bilsinler ki
ancak kendi ellerimden.

/

bu (da) bitti.
şey diyeceğim, (tıpkı onun dediği gibi)
"evet, perde!"

intihar piyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin