Ona baktım, tıpkı benim onu izlediğim gibi, o da beni izliyordu ve gözlerindeki ızdırabı görebiliyordum.
Yüzünün bu tarafını ilk kez görmüştüm, içimdeki her şeyin ezilip büzüldüğünü hissettim ve o an, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim. Neden böyle hissettirmişti? Neden canımı bu denli yakmıştı? Oysa beni ona çeken yalnızca zorundalıklardı, yaşadığı şey bana neden acı veriyordu?
Yüzünün bir tarafı cennete, bir tarafı cehenneme benziyordu ve insanlar cehennemin içindeyse şayet; cennetten vazgeçerlerdi.
Ben geçemezdim.
"Görüyor musun bu izi?" diye sordu, yanıklarla ve göçüklerle dolu olan sol tarafını gösterirken. Tanrı, cehenneme açtığı obruklar gibi; onun yüzünün bir tarafına da obruklar açmıştı. O obrukların içinde, ruhu yanıyordu ve artık yalnız değildi. O obrukların içinde benim ruhum da vardı. "Hiçbir kadın kaldıramaz bunu, sen dahil." Başımı usulca iki yana salladım ve dolan gözlerimle yüzüne baktım. "İtiraz etme, annem beni böyle gördüğünde kusmuştu."
Yüzüm acıyla buruştu ancak gözlerimi kapatmadım, onun yüzünü izlemeyi sürdürdüm.
Ona aşık olmuştum ve cehennemi istiyordum.
❄
DUMAN ATAHAN DEMİR & NOORA ELİZ AKDENİZ
❄
Eylül, 2020
UYARI: Kitap ileri seviyede cinsel söylemler ve yetişkin içerikli sahneler içereceği için, 18 yaşından küçük okuyucular için uygun değildir.
TÜM HAKLARI SAKLIDIR VE NOTER TASTİKLİDİR, ÇALINT DURUMUNDA YASAL YOLLARA BAŞVURMAKTAN VE HAKLARIMI ARAMAKTAN ÇEKİNMEM.