5

540 48 14
                                    

İnsan,acizliğini farketmediği sürece mutludur.Ve ben bugüne kadar hiç mutlu olamadım.

Her daim birilerinin emri altındaydım.Kendimden önce gelen o kadar insan vardıki.. Her biri için canımı verecek kadar çok mücadele ediyordum.

Güçlüydüm.Hep kazanan ben oldum.

Ama acizdim.

Gücümü kullanamıyordum.Hep bir sınır vardı.Bir engel.Gücümü açığa çıkardığım an benden büyük birini önüme koyup çizgi çeken.Lakin bunu hiç bir zaman farkedememiştim.

Yada farketmek bana zarar vereceği için görmezden geldim.

Soyut bir çizgi içerisinde yaşadım.Kahramanlıklarım şeritlerin ardıyla sınırlıydı.Dışarıya sızan kahramanlıklarımın yansıması haricinde başarımın kendinden gözüken birşey yoktu.Ama yapabileceğim birşeyde var gözükmüyordu..

-Silahlı Kuvvetler Bölümü-

Göbekli olduğu gerilen üniformasından apaçık belli,ağaran saçlarıyla yılların tecrübesine sahip görünümdeki General,merdivenleri ağır ağır çıkarken bir yandanda trabzanlara tutunuyordu.

"Neredeyse tüm karargahlarda herkes bundan bahsediyor.5446 benim kişisel askerlerim.İşler çıkılmaz bir hal aldı.Geçen sefer Kim Hwi Gak'la uğraşmamalıydım."

"Savaş birliklerinin eksiği yok."

"Ahh.Dünya çok değişmiş.Merkez Komite Güney Kore'yle ilişkileri düzeltmeyi umuyor."

Elmacık kemiğinin olduğu yerde,kendini yerleştirmiş kırmızı çizik kasılırken sordu,karşısındaki göbekli üssüne.

"Emriniz nedir?"

Böylesine büyük bir karar için fazla rahat bir tavırla ellerini arkasında birleştirip beton balkondan bahçedeki manzaraya baktı uzun uzun.

"Tüm somonları buraya çağırın!"

**

İki gün geçmiş olmasına rağmen hala yüzüme vuran acı gerçekleri silemiyordu hafızam.

Gece yatmadan önce,yemek yerken,deliyken,evdeyken,Luhan'ın yüzüne bakamazken.

Luhan'ın sözleri beni o kadar düşünmeye sevk etmiştiki,arada büyükannenin dediklerini bile duymuyordum.

Sadece Luhan'a yada Birlikte onunla yetişen diğer çocuklara karşı değil,kendime karşıda sorumlulukta hissediyorum kendimi.

Bunca sene kendimi kandırmış olabilirmiydim ya da bir başkasının hayatına neden olmuş?

Mantığım ve duygularım iç içe geçmiş sarmaşık gibiydi.Doğruyu ayırt edemiyordum.Çekip çıkarmak istiyordum kendimi vicdanımla girdiğim bu mahkemeden ama olmuyordu.

Hep cevapsız bıraktığım sorular kalıyordu.

"Yaah!!Oh Sehun." kulaklarımı tırmalayan ses yetmezmiş gibi birde yerimden oynayacak kadar güçlü bir terlik yemiştim.

Büyükannemi bile duyamadığımı daha önce söylemiştim değil mi?

"Saatlerdir sana bağırıyorum.Ne halt yiyorsun burda tek başına?"

Odamdan içeri şimşek hızında girip yere düşen terliğini aldı.

"Yukarda iki büklüm oldu çocuklar,çabuk kalkıp onlara yardım et.Yoksa akşama kadar bitmez o balıklar."

Basit düşünmeye çalıştım.Bir deli nasıl tepki veriyorsa ona benzemeliydi.

"Yemek??Huh?Büyükanneee" bağdaş kurup oturduğum yastığın üstünden zıplayıp,terliğini ayağına geçirmeye çalışan büyükannenin boynuna sarıldım.

SECRETLY GREATLY (은밀하게 위대하게) [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin