2.2

1.2K 116 17
                                    

rosie

Yattığım sert yerde rahatsızca kıpırdanıp gözlerimi açtığımda karanlık olduğu için hiçbir şey göremedim. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp etrafa bakındığımda arka koltukta tek olduğumu fark edip duraksadım.

Jungkook nereye gitmişti?

Sesli bir nefes vererek koltukta dizlerimin üzerine çıkıp etrafa bakındığımda gerçekten nerede olduğumuz hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Araba bir tür garajın içinde olabilirdi çünkü çevrede duvardan başka bir şey görünmüyordu. Onun kalın ceketini alıp üzerime geçirdim ve şapkasını başıma geçirip arabadan çıktım. Ceketinden yoğun bir koku geliyordu. Fazlaca büyük olduğundan ellerim kaybolmuştu ve dışarısı o kadar soğuktu ki arabaya geri binip, bu kokuyla beraber uyumak istemiştim. Yakındaki park edilen birkaç araba dikkatimi çekerken sessiz adımlarla ileri yürümeye devam ettim.

Biz nereye gelmiştik de beni arabada tek başıma bırakıp bir yerlere gidebilmişti?

Garaj gibi yerden çıktıktan sonra büyük depoya doğru yürümeye başladım, ışık vardı ve bağırış sesleri geliyordu. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken kapıyı geçebileceğim kadar aralayıp içeri girdim.

Herkes sustu.

Bütün bağırışmalar kesilmiş ve ne yaptığını anlamadığım arkadaşlarım teker teker bana dönmüştü. Pekala. Neler döndüğünü daha fazla merak etmiştim. Ben uyurken herkes burada ne yapıyordu ve neden buradaydık?

"Rosie," diyerek Jennie bir adım öne çıktığında çatışan kaşlarım bu sefer neler döndüğünü anlamak istercesine havaya kalkmıştı.

"Titriyorsun,"

Hava o kadar soğuktu ki üzerimdeki ceketine rağmen aşırı üşüyordum ama o söyleyene kadar titrediğimi fark etmemiştim. Bu aralar birçok sebepten dolayı titriyordum.

"Sonuç olarak kimin ve neden ne bok yediğini biliyoruz," Namjoon derin bir nefes vererek ellerini kabanının cebine soktu ve Jungkook'a döndü. Omzuna birkaç kez vurup yürümeye başladı. "Gerisi sende."

"Beraber açıklayabiliriz."

Jungkook kafasını sağa sola sallayarak Jisoo'nun teklifini reddettiğinde bir şeyler söyleyip söylememem gerekiyor muydu bilmiyordum. Gerçekten neler dönüyordu?

"Ben anlatacağım." sakince bir nefes verdi. "Eğer hatırlarsa onu şehir dışındaki evime götürürüm."

"Birkaç gün beraber kalırsınız."

Biri bana ne olduğunu anlatacak mıydı?

Lisa neredeydi?

"Dikilmeye devam edeyim mi?"

Tekrar herkesin gözü üzerimde birleştiğinde Jungkook hariç hepsi buraya yürümeye başladı. Taehyung beresini çıkartıp başıma geçirdikten sonra ceketin şapkasını da onun üzerine çekiştirdi.

"Sonra hep beraber konuşuruz." diye mırıldandığında kimsenin başka bir şey demesine gerek kalmamıştı.

Ve hepsi gitmişti.

"Buraya gelsene."

Deponun kapısını ittirip deri koltuğa doğru ilerlediğimde karşısına dikilip gözlerinin içine baktım. Sesi çok kısık çıkıyordu.

"Neler olduğunu anlatacak mısın?"

Başını salladı. Sabırla konuşmaya başlamasını bekliyordum ama yaklaşık 15 dakika önce bilmediğim bir durumun içine düşmüştüm ve herkes tek bir cümleyle burada bizi yanlız bırakmıştı.

thin white liesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin