3.Bölüm

19 3 15
                                    

O malumat sesin çalmasıyla ağlayarak kafamı yastığa gömdüm. O ses samsung alarm sesi ,telefonu ani bir hızla kapattım sanki süpermen dünyayı kurtaracak bu ne hız canım. Odamın kapısı açılmasıyla kafamı oraya çevirirdim.
"Kız sen daha mı yataktasın, kalk giyin."
"Off anne ya bi sabah sabah başlama git uyu."

"Sus sabah sabah olsa da maşallah dilin pabuç gibi, pantolonun dolapta giy onu mutfakta atıştır git." Anneme göz devirdikten sonra kafamı sağa sola salladım.

"Hii, tamam" annemin kapıyı çarpmasıyla irkildim o nasıl çarpış kız. Yataktan zorla kalktım ve lavaboya gittim hemen işlerimi hallettikten sonra odama geldim iyi ki şu makyajı yapmıyordum yoksa asla okula gidemezdim zaten makyaj yapmamanın 3 sebebi var.

1-eriniyorum
2-sevmiyorum
3-eriniyorum
Kısaca makyajı sevmiyorum.
Lânet okul formalarımı giydikten sonra çantamı allak bullak hazırladım fazla titiz birisi değilimdir.

Çantamı sırtıma aldım ve kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giydikten sonra durağa doğru yürümeye başladım. Bi eksiklik vardı ama ne cebimden kulaklığı çıkardım ve telefonum nerde yolun ortasında çeklerime baktım ama yoktu offf evde kaldı ya bıkkın bir şekilde eve yürümeye başladım ve telefonumu aldım.

***

Sınıfa girdiğimde birkaç kişi vardı fazla tanımıyordum ama birisinin adı umut olması lazımdı o bir kaç kişiye selam verdikten sonra rastgele bir yere oturdum. Telefonu aldım ve hiçbir şey yoktu ne kadar üzücü:/

Kafamı sıraya koydum ve kalan uykuma devam ettim. Kafama aniden vurulmasıyla irkildim. Kafama vuran Seda'ydı.

"Allah'ın selamı da mı yok lan?"
Gülümseyerek,

"Selamünaleyküm." dedim
"Ve Aleykümselam "diyerek sırasına geçti. Hâlâ salak salak sırıtıyordum bu hoşuma gitmişti yani birbirimize samimi davranmak.

10 dakikaya sınıftaki herkes gelmişti. İlk dersimiz rehberlikti.
Herkes birbiriyle konuşuyordu ve benim artık utanmayı bırakıp insanlarla iletişim kurmalıydım ve bende konuşmaya başladım. Esraların yanına gittim ve "Merhaba." dedim onlar da selam verdi ve birbirlerini tanıtıyorlardı biz konuşurken hoca aniden sınıfa girdi .Bende oflayarak yerime geçtim. Klasik herkesin yaptığı ve öğrencilerin saçma bulduğu selamlaşmayı yaptık.
"Günaydın, gençler."
"Sağ olun, hocam"
"Oturabilirsiniz."

Böyle yaptıkça kendimi koğuşta zannediyordum otur, kalk, sıraya geç vırt zırt ne gerek vardı anlamıyordum.

Hoca yoklamayı almaya başladı. İste saçma bir olay daha yoklama kapalı cezaevinden farkı yoktu okulun zaten okulu kim sever ki sıkıcı, saçma bir yer.

Hoca yoklamayı aldıktan sonra bizi serbest bıraktı. Bazı dosyalarımı ne bir şey yapacakmış.

Aniden arkasını dönen Umut'a 'SEN HAYIRDIR OROSBU ÇOCUĞU' bakışı attım. O nasıl bakış diye sormayın öyle bir bakış işte.

"Hadi bir şey yapalım."
Umut'un bu lafına garip baktıktan sonra,
"N'apıcaz ki? "dedim.

"Oyun oynayalım hem birbirimizle kaynaşırız."

"Olur oynayalım ben Sedalara diyeyim sende erkeklere dersin."
"Tamam hadi git de. "

Yan sıraya doğru ayaklarım ve kümelenmiş çift dikişleri gördüm, bu arada çift dikiş şeymiş sınıfta kalanlara deniliyormuş ne kadar güzel ehehhehehehe...

"Gençlik oyun oynayacağım gelmek isteyen gelsin."
Sude, Ozan, Caner "hayır" dedikten sonra,
"Teklif var ısrar yok karşim" diyerek yanlarından ayrıldım.
Seda, Umut, Esra, Nuray, Ahmet, Ali, Gülcan  ve BEN aplanız.

Verdammt!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin