Merhabalar, nasılsınız 💘
iyi okumalar 🍒
Şöminede yanan odunlardan dökülen parçalar, kırmızı korların içinde ufak tatlı sesler çıkartıyordu odada. Şöminenin hemen yanındaki oturduğumuz tekli koltukta onunla beraber kalktıktan hemen sonra onu kucağımdan hiç ayırmadan yatağa taşımıştım. Uzanan bedeninin üstüne, saniyeler bile geçmeden nazikçe uzandığımda beni hemen kabul etmişti. Dudaklarım onunkiler arasında kaybolup giderken, düşüncelerim de yok oluyor gibiydi. Bu çok farklıydı benim için, onunla olmak, gerçekten onu hissetmek benim için çok ama çok farklıydı. O anki hislerimi asla adlandıramıyordum çünkü daha önce başıma gelmemiş bir şeydi.
Dudaklarından ayrıldığımda, gözlerini açmış ve hemen ardından büyük gülümsemesini kondurmuştu suratına, ve benimkine de. "Uyumalıyız." Dedim fısıldayarak. "Öyle anlaşmıştık?"
"Neden?" derken fısıldadı o da benim gibi. "Ben istemiyorum."
Gözlerimin içine bakıyordu. Parmak uçlarını dudağımda gezdirirken, cümlelerinin arkasındaki imayı anlayabilmiştim.
"Seninleyken kendimde şaşırtıcı şeyler fark ediyorum." Ben konuşurken parmak uçları boynuma indi. Ama orada çok fazla durmadı. Ellerini vücudumda gezdirmeye devam etti. "Bunlar benim için o kadar farklı ki. İlk başta karşı koyduğum şeylerdi, şimdi ise hiç bitmesini istemiyorum. Senden bir saniye bile ayrı kalmak istemiyorum." Üstümdekinin düğmelerini birer birer sökmeyi başardıktan sonra tekrar gözleri benimkilerle buluştu.
"Gözlerini kapat."
Söylediğini yaptım. Gözlerim kendiliğinden hızlıca kapandığında, sıcak parmak uçları çıplak tenimle buluştu. Belimden sırtıma doğru kaydı ve sonrasında boynumdaki öpücüklerini hissettim. Derin bir nefes aldı sonrasında öpücükleri arasında. "Taehyung, kokun..."
Artık gözlerim açılmış, onu izliyordu. Çok sürmeden onu tutup nazikçe yatağa geri yatırdım. Yatağımın üzerinde öyle güzel, öyle saf duruyordu ki. Bir melek gibiydi ve kıyafetlerinin arkasında saklanan teninin ışığının beni kör edeceğini biliyordum. Buna rağmen, üzerindeki elbisesinin iplerini çözmeye başladım gözlerinin içine bakarak, asla ne yaptığımı bilmeden hislerime güvenerek.
Kumaşlar arasında gözüken teni, nefesimi kesmeye yetmişti. Deli gibi titriyordu ve benim de ondan farkım yoktu. Kendimi bundan sonra durduramayacağımı biliyordum. Jungkook, ısırdığım alt dudağımı kendi eliyle kurtardığında tekrar göz göze gelmiştik. "Tenin alev almış." Elleriyle omuzlarıma sarılıp beni hızla kendine çekti. "Seni istiyorum." dedi kısık bir ses tonuyla, dudaklarıma doğru.
Konuşmalarımız tamamen kesilmeden önce, bana büyük bir Fransız öpücüğü verdi, ismini bile bilmeden. Sadece kokusuyla bile beni baştan çıkartabilecekken, elimin altındaki kusursuz çıplak bedeni ve ona olan büyük aşkım, aldığım hazzı sonsuza katlıyordu.
Vücudunun her bir noktasını öpecektim, her kokusunu ezberleyecektim. Omegamın ilk kez tadacağı zevklerin sebebi olacaktım. O da benimki olacaktı. Öpücüklerimi, onun mahrem yerlerine götürdüğümde birkaç saniyeliğine aşkımız saf olmaktan büyük bir tutkuya dönüşmüştü bile. Süt beyazı bacaklarına kondurduğum öpücüklere hoşnut olunası bir ıslaklık bulaşmıştı, ama benden kaynaklanmıyordu. Git gide yükselen nefes seslerimize, bir de minik inlemeler eklenmişti. Her bıraktığım tatlı yaramaz öpücükler, omegaya nefes alabilmesi için zaman tanımıyordu. Olabileceğim en güzel yerdeydim, bacaklarının arasında, ellerimse hala onun bedeni üzerinde. Hiç bırakmadan sıkı sıkı tutuyor. Sona yaklaştığındaysa, ellerimi bırakmış onun yerine başının altındaki saten yastığımı sıkmayı tercih etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Alpha is a thief » Taekook Omegaverse
FanfictionTaehyung ortaçağda bir hırsız, bu sefer çaldığı şey ise para değil, bir kralın 'Alfa' oğlu. » omegaverse & kingdom © tüm hakları @jigolouis'e aittir! "My Old Man is a thief"