Deniz... Ne kadar uçsuz bucaksız gelir değil mi gözümüze? Tam karşısına geçer bakarız ufka doğru. Denizin gözümüzdeki sonsuzluğu bir çizgi halinde gözükürken bir anda sonunu görmüş gibi hissederiz. Düşüncelerimizi hayal gücüne bırakırsak eğer her şe...
Medya> Anne With An E Dizi Müzikleri- Picking Up A Girl
Diana ile ayrıldığımızda Green Gables'a gelmiştim en sonunda. Matthew'ın yanına gitmek için adımlarımı ahıra doğru yönelttim.
"Tamam efendim hallederim hemen." bu kimin sesiydi? İçerideki erkek sesini duyunca merakla adımlarımı hızlandırdım. Benim yaşıtlarımda bir çocuğu görünce sinirlenmiştim. Gerçekten erkek de almışlar mıydı?
Ayaklarımı yere vura vura gittim yanına.
"Sen de kimsin?" önümdeki çocuk ya beni duymamazlıktan geliyordu ya da gerçekten duymamıştı. Daha da sinirlenerek yanına gittiğimde korkuyla sıçradı yerinden.
"Kimsin sen?" korkmuş bakışlarla bana bakıyorken sonrasında etrafına değişik bir şekilde göz gezdirip bana döndü.
"Jerry" kaşlarımı çatıp onu süzdüm biraz. O da benim gibi yetim miydi?
"A-annenle baban yaşıyor mu?" bu sorumla yüzündeki gülümseme düşmüştü.
"Yetim gibi mi duruyorum?" cevabıyla öyle olmadığını anlamıştım ve muhtemelen onu kıyafetine göre yargıladığımı sanıyordu.
"Hayır hayır. Burada çalışıyorsun ya o yüzden sordum." yüzü daha da düşerken kendimi tam açıklayamadığımı düşündüm.
"Benim, benim ailem öldü. Marilla ve Matthew beni aldılar. Aslında erkek alacaklardı. Seni de o sandım. Beni yanlış anlamanı istemem." açıklama yapmam ve beni yanlış anlamasından dolayı gülerek bana çevirdi bakışlarını.
"Değilim. Haftada üç gün ahırda Matthew'a yardım etmek için geliyorum." açıklaması yeterli olunca başımı salladım ve elimi uzattım.
"Merhaba Jerry ben Anne." önce uzattığım elime baktı. Sonradan elimi tutarak salladı hafifçe.
"Merhaba Ann" hayır Anne sinirlenme. Fransız gibi duruyor yanlış telaffuz edebilir. Düzelt nazikçe.
"Yok Ann değil Anne, 'E' ile." onaylar şekilde başını sallayıp doğru şekilde söylediğinde gülerek başımı salladım ve aşağıya inen merdivenlere yöneldim. Arkamı kontrol etmeden ayağımı basamağa attığım. Ama ayağım bir basamağı bulamayınca bağırarak yere düşmeyi bekledim. Yer beklediğimden daha yumuşakken yummuş olduğum gözlerimi açtım. Gözlerim kahverengi gözlerle buluşunca kırpıştırdım birkaç defa göz kapaklarımı. Yüzüme değen nefesle bulunduğum durum ve konumu fark ederek inmek için hareket yaptığımda o da bana yardımcı olacak şekilde yavaşça yere bıraktı beni.
"Bir dahaki sefere ayağını atacağın yere bakarsan iyi edersin. Sonuçta seni tutmak için her zaman yanında olmayabilirim." onun yüz ifadelerini taklit ederek yapmacık bir şekilde güldüm.
"Merak etme bir dahaki sefer sana ihtiyacım olmaz." başını yana çevirip bana baktıktan sonra gözlerini gözlerime çıkarıp güldü.
"Bak işte o hiç belli olmaz." muzip bir şekilde güldüğünde beni daha da kızdırmıştı.
"Bu muzip konuşmaları derhal bırakmanızı rica ederim Gilbert Blythe. Aksi takdirde uygunsuz ve gülünç bir hal alıyor!" sözlerimden sonra yarım ağız bir şekilde güldükten sonra yapmacık bir öksürükle düzeltti kendini.
"Sen neden buradaydın?" onun da aklına yeni gelir gibi bir hali vardı. Kaşlarını kaldırıp duvarın alt tarafından bir şey alıp bana uzattı.
"Bunu sana getirdim." uzattığı şeye baktığımda bunun bir yazı tahtası olduğunu fark ettim. Kaşlarımı çatarak bir ona bir tahtaya baktım.
"Reddedeceğini ve almak istemeyeceğini bildiğimden şimdiden önünü kapatıyorum. Bugün tahtanın kırıldığını ve daha yeni bir tane kırdığın için yeni bir tane daha aldırmak istemeyeceğini biliyorum. O yüzden benim yedekte olan tahtamı sana vermek istiyorum. Lütfen al ve beni kırma." Her bakımdan beni tıkadığında hafifçe başımı sallayarak uzattığı tahtayı aldım. Ona bakarken nereyi tuttuğumu bilmediğim için elinin üstünü tutmuştum. Yeniden sıcacık ellerini soğuk ellerimin içinde hissedince irkilerek çektim ellerimi. Onda da daha farklı bir hal vardı. Tahtayı alıp sıkıca kollarımın arasında tuttum. Gözlerimin içine baktı bir süre. Ben de aynı şekilde ona bakıyorken arkada gördüğüm hareketlilikle göz kontağımızı kopartınca o da irkilir bir şekilde nefes almıştı. Matthew gülerek yanımıza gelip Gilbert'a baktı.
"Blythe senin ne işin var burada?" ben ikisine bakarken sessizce izliyordum.
"Mr. Curthbert, Anne'in tahtası bugün kazara kırıldı da. Yeniden. Bendeki yedek tahtayı getirmiştim ona." Matthew hayretle bana bakarken ben de kucağımda tuttuğum tahtaya sokuldum biraz.
"Teşekkür ederiz Gilbert."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Anne Shirley Cuthbert
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gilbert Blythe
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Diana Barry
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
