"kore'de savaşlar başladığında her hafta başı koluna yapışıp yere çökerdim ve delirmiş gibi çığlık atarak ağlardım. o ise sadece dişlerini sıkardı, çünkü bilirdi gitmesi gerektiğini. sadece salak ben, asla kabullenemezdim gerçekleri. hala akıllanmış da değilim hani.
asker kampına gideceği gün dudaklarından hiçbir cümle dökülmezdi. sadece dudaklarıma elveda der gibi bir öpücük bırakırdı ve arkasına bakmadan kaybolurdu. cumartesi gününe kadar ondan haber alamazdım. ölmüş olduğu ihtimali kalbime kocaman bir azrail hançeri saplardı. ama o cumartesi gününün sabahı beni saçlarımı okşayarak uyandırırdı.
dünyanın en mutlu kadını yapıyordu beni ölmeyerek.
diken üstündeki ilişkimize rağmen her anımızı doya doya yaşıyorduk. aşık olduğumuzdan mıdır bilinmez, onunlayken zaman başka bir terime dönüşüverirdi.
yine de yaşanmış en uzun ömürler benim kang seulgi'nin ölüm haberini duymamak için binbir türlü duayla yatıp kalktığım 1 haftaya sığdırılabilirdi. sonsuzlukla hafta içlerinde tekrar tanışırdım.
benim hüznümü fark ederdi, ben de kelimelerin yine seulgi'nin boğazında düğüm olduğunu fark ederdim. boğazındaki düğümlere rağmen yaptığım yemekleri midesine ulaştırmayı başarırdı.
üzüntümüzü dağıtmak için toplumda olsa deli sanılacağı hareketler sergilerdi ve her seferinde karnımız ağrıyana kadar gülerdik.
gülerken gözleri anında kaybolurdu. beynindeki kanlı anlara ve kısılmış gözlerine rağmen irislerindeki galaksileri sayabilirdim. kirli bir zihni olan ışıl ışıl bir kadındı kang seulgi.
o bu dünyadan gitmeden önce çok kez öpüştük, birleştik, ağladık ve aptalca güldük. bir sürü anı biriktirdik.
bütün anılarımızı zihnimin merkezine sakladım, hyeya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hyeya ;; seulrene
Fanficson seungwan gittiği sahilde bir intihar notu bulmuştu ve hayatı tamamen değişmişti.